Bademin Tarihçesi

 

             

Bademin Tarihçesi:M.Ö. 1400

Arılar badem ağaçlarını tozaklar (polenlerini yayar), o yüzden Son Bronz Çağında (MÖ 1400 civarı) genelde badem Ağaçlarının yanında çiftçiler arı kovanı bulundurur. MÖ 1400 civarında Mısırlılar İsrail ve Lübnanı fethedince, tüccarlar, Mısırlılara badem satışına başlar.


“19 yaşında ölen Mısır Kralı Tutankamon’un mezarında, ölümden sonraki hayatında kullanmak için mezarına bir avuç badem, altın, un ve kişisel eşyaları konulur.”

Bademin Tarihçesi:M.Ö. 800

Fenikeliler de MÖ 800 civarında Kuzey Afrika’yı işgal edip koloniler kurduklarında, yanlarında badem götürdüler ve orada badem bahçeleri diktiler. Bundan kısa süre sonra, çiftçiler Yunanistan’da badem yetiştirirler.

Bademin Tarihçesi:M.Ö. 100

Romalılar M.Ö. 100’lerde Yunanistan’ı fethettiklerinde bademleri Roma’ya getirdiler. Yakında insanlar tüm Roma İmparatorluğu, İspanya ve Güney Fransa ve İtalya’da badem yetiştiriyorlardı. Romalılar, yeni evlilerin üzerine bereket tılsımı olması adına badem yağdırırlardı. Badem doğuya Hindistan’ın Moğol istilalarıyla gitti. 1700 yılına gelindiğinde çiftçiler Hindistan’ın her yanında badem yetiştiriyorlardı. Bundan kısa bir süre sonra, badem nihayet Qing Hanedanı Çin’e geldi (Bundan önceki zamanlarda çin bademine yapılan atıflar gerçekten kayısı çekirdeği hakkındadır). 

Badem ağacı, 1700’lerin ortasındaki Fransisken Rahipleri tarafından İspanya’dan Kaliforniya’ya getirilir. Kaliforniya günümüzde, Dünyanın en büyük badem üreticisi eyalettir. 

1870’lardaki araştırma ve çaprazlamalar, günümüzün önde gelen badem çeşitlerini geliştirdi. 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde, badem endüstrisi Kaliforniya’nın büyük Orta Vadi’sindeki Sacramento ve San Joaquin bölgelerinde sağlam bir şekilde kurulmuştur. 

Tarih boyunca bademler dini, etnik ve sosyal önemi korumuştur. İncil’in “Sayılar Kitabı”, bademleri, bademleri süsleyen ve 12 lider arasından Harun’u seçtiğini göstermek için değneğinde filiz açtırdığını ve bu filizin badem filizi olduğundan bahseder.)

























































Taşkent yakınlarında Badem Hasadı – MS 1590lar (Qand-i Badam)

Bademin Tarihçesi:Ek Notlar:

11. yüzyılın Endülüs şair-kralı Al-Mutamid, çok değişik istekleri olan karısına yazdığı romantik şiirlerle ünlüdür. Rivayete göre bir kış günü, sarayın kar yağdığını gören kraliçe ağlamaya başlar. (Güney İspanya’da kar şu anda alışılmışın dışındadır.) Kendi kendine “kralım neden bu kadar acımasız” der, “bu harika manzarayı görme fırsatını elimden alıyor”? Al Mutamid tabi ki kar yağdıramaz ve tabi ki engellediği bir şey yoktur. Ancak Kraliçesini mutlu etmek adına badem ağaçları diker, böylece yee dökülen badem taç yaprakları karısına karı anımsatacaktır.

Badem

Yunan mitolojisinde  hikayeler,

Bu hikayelerden birinde, Trakya kralının kızı Phyllis, Truva Savaşı’ndan dönen Atina kralı Demophon ile evlendirilir. Fakat Demephon kızla evlendikten sonra kendi ülkesine dönmek zorunda kalır ve “uzunca bir süre”(?) Trakya’ya geri dönmez. Dönebildiği vakit ise çiçeklerini açmış bir badem ağacı beklemektedir kralı, tam olarak kralı beklemekten umutsuzluğa kapılıp intihar eden Phyllis’in mezarının olduğu yerde...

Tanrılar kederinden ölen bu zavallı kadını badem ağacına dönüştürmüşler... Musevi inancına göre, Mısır’da köleleştirilen Musevileri serbest bırakması için bir mucize görmeyi isteyen Firavun’un karşısında yılana dönüşen asa (Musa peygamberin kardeşi Harun’un asası) da badem ağacındanmış.

Çin gibi uzak her iki kültüre de uzak olan bir başka kültür de bile bademin sabrın ve kederin simgesi olarak görülmesi ilginçtir... 

Badem (Prunus dulcis), gülgiller familyasından olan, şeftali (Prunus persica) ile çok yakın akraba olan, özellikle Doğu Akdeniz’den orta Asya’ya kadar olan bölgede yetişen ve 6 metreye kadar uzayabilen bir ağaç. Beyaz ve pembemsi çiçeklerini erken ilkbaharda açıyor ve meyvalarını Ağustos’tan itibaren olgunlaştırıyor.

Yaprakları ve çekirdekleri insan vücudunda kemiklerde biriken bir zehir olan siyanürü eser miktarda, bazen de öldürücü dozlarda içerebiliyor, o nedenle tüketirken dikkatli olmak gerekiyormuş. Dikkat edeceğiniz şey de şu: “fazla acı olan çiğ(!) bademleri” yememek. Evet, benim de yemeyi pek sevdiğim bir yemiş olan badem çiğ, pişmiş ya da öğütülmüş olarak yenebiliyor.

kansere karşı koruyucu olduğu tartışması hala devam eden B12 (letrile) vitaminini ve tümör oluşumunu engellediği söylenen taksifolini bolca içerdiğini ise araştırınca öğrendim. 

Ayrıca ağacın yapraklarından yeşil boya ve köklerinden ise sarı boya elde edilebiliyormuş.


B17 Vitamini Nedir?

Laetril, B17 vitamini olarak adlandırılır. Aslında 1952 yılında Dr. Ernst T. Krebs, Jr. tarafından icat edilen patentli bir ilaçtır. 1970'lerde Dr. Krebs, tüm kanserlerin vitamin eksikliğinden kaynaklandığını iddia ederek laetrilin kanserde eksik olan vitamin olduğunu savunmuştur. Bu düşüncesini geliştirerek icat ettiği laetril ilacına, B17 vitamini adını vermiştir.

Bademin Faydaları

  • Badem, bir Omega 3 kaynağı olarak; kalp ve damar dostudur.
  • Kan pıhtılaşmasını ve damar sertliğini önler. Tansiyonu düşürür, şeker hastalarında riski azaltır.
  • Adet döneminde kan şekeri düşüklüğünü engeller.
  • Bor bakımından zengindir; kemikleri güçlendirir.
  • İçindeki kalsiyum kolesterol düzeyini düşürür ve kemik erimesini önler.
  • İçerdiği magnezyum adet dönemi gerginlikleri ile adet öncesinde karında gaz, ruhsal durum değişiklikleri, baş ağrısı, şekerli ve tatlı besinlere istek, uykusuzluk, yorgunluk ve baş dönmesi gibi belirtilerin azalmasına yardımcı olur.
  • İçindeki yağlar kötü kolesterolü azaltmaktadır.
  • Vücut direncinin artmasında, yaraların iyileşmesinde, tat duyusunun oluşumunda çok faydalıdır.
  • Gebelik için çinko minerali içerir.



                                             Arkadaşım Badem Ağacı:

Sen ağaçların aptalı
Ben insanların
Seni kandırır havalar
Beni sevdalar
Bir ılıman hava esmeye görsün
Düşünmeden gelecek karakış..
Acarsın çiçeklerini..
Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
Bir güler yüz bir tatlı söz..
Açarım yüreğimi hemen
Yemişe durmadan çarpar seni karayel
Beni karasevda
Hem de bilerek kandırıldığımızı
Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
Koş desinler bize şaşkın
Sonu gelmese de hiç bir aşkın
Açalım yine de çiçeklerimizi
Senden yanayım arkadaşım
Havanı bulunca aç çiçeklerini
Nasıl açıyorsam yüreğimi
Belki bu kez kış olmaz
Bakarsın sevdan düş olmaz
Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
Vur kendini sen de bu güzel havaya

Aziz NESİN



XXX


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yunan miteolojisi de Truva Savas&Kades Savasi

Amazonlar; Atlı-Savaşçı Kadınlar

7 BELDEYE 7 MUSHAF=Farkli lehçe’den kaynaklanır.