Robert Hooke (Hücre)
Robert Hooke
1665 yılında ölü mantar dokusunda boş odacıklar keşfetti. Robert Hooke incelemeleri sırasında gördüğü bu odacıklara hücre(cellula) adını verdi. İleriki yıllarda bu odacıkların boş olmadığı içinde canlıların yaşamsal olaylarını gerçekleştiren en küçük organizmalar olduğu anlaşıldı.
❗️1665 yılında mikroskobu icat edip, ilk araştırmasında hücre adını verdiği ölü mantar hücresinin hücre duvarını görmüştür.
Hücre duvarı
⚠️Hücre duvarı veya Hücre çeperi hücre zarının hemen dışındaki bazı hücre tiplerini çevreleyen yapısal bir tabakadır. Esnek ve sert olabilir (bazı mantar ve bakteri hücrelerinde). Hücreye hem yapısal destek hem de koruma sağlar ve aynı zamanda bir filtreleme mekanizması görevi görür.
Hücre duvarları hayvanlarda yoktur, ancak algler, mantarlar ve bitkiler de dahil olmak üzere diğer ökaryotların çoğunda ve çoğu prokaryotta (molliküt bakteriler hariç) bulunur.

Fotosentez yapmamalarına rağmen çok hücreli mantarlarda da hücre duvarı görülür. Cansızdır ve hücre zarı gibi seçici geçirgen değildir. Ayrıca hücre içi ve hücre dıșı alıșveriși sağlar.
Bitki hücre duvarı ilk kez 1665 yılında Robert Hooke tarafından gözlemlenmiş ve adlandırılmıştır (sadece “duvar” olarak).}‼️
Özellikleri;
- Cansızdır.
- Hücreyi dış etkenlerden korur.
- Tam geçirgendir.
- Bitki hücrelerinde selüloz, mantar hücrelerinde selüloz veya kitin, bakteri hücrelerinde peptidoglikan, arkelerde ise pseupeptidoglikandan yapılmıştır.
- Hücreye destek ve dayanıklılık sağlar
- Canlının aktif hareket etmesini engeller.
Hücre duvarı bitki hücrelerinde görülmesine rağmen, bitkilerin eşey hücrelerinde bulunmaz. Onlar da hayvan hücresi gibi plazmalema vardır. Ancak döllenmenin akabinde, hücre, yüzeyine ince ve jelimsi bir madde salgılar.
Bu madde "primordial duvarı" (ilksel çeper) oluşturur ve içinde pektinbulunur. Pektinler, birbirleri ile iyonlarla bağlanan, uzun zincirli karbonhidrat moleküllerinden meydana gelir.
Hücre bölünmesinde oluşan yeni hücreleri birbirinden ayıran bu ilksel duvar, iki hücreyi yan yana tutan orta lameldir. Pektinlerin temel yapıtaşı galakturon asididir. Pektin asidi çok zayıftır ve kolayca şişebilir.
Hücre duvarındaki diğer madde hemiselülözdür. Bunlar hücre duvarının yapısına katıldıkları gibi, depo maddesi olarak işlev yapar.
Hücre duvarının oluşumu;
Her oğul hücre, yeni duvar materyalini ilk duvara yığmaya başlar. Bu yığım sonucunda birincil duvar (primer duvar) oluşur.
Bu duvarda pektinlerin meydana getirdiği ana madde içinde dağılan, düzensiz mikrofibrilleryer alır. Birincil duvarın bu yapısına dağınık yapı (dağınık tekstür) denir.
Mikrofibriller selüloz'dan yapılmıştır. Bir selüloz molekülü, birbirine bağlı 10.000 glikozmolekülünden oluşur.
Böyle bir iplik molekülü 4 um uzunluğa ulaşabilir. Yaklaşık 2.000 ipliğimsi selüloz molekülü, bir mikrofibril demeti yapar.
Bu demetler bitki hücre duvarının yapı birimidir. Selülozun zincir veya iplik molekülleri doğada serbest olarak hiç bulunmaz ve zincirde ağ demeti seklindedir. Bu birliğin çoğu kısmı kristalindir. Mantar hücre duvarında yapı maddesi olarak ya selüloz ya da kitin vardır.
Oğul hücreler büyüyünce elastik olan birincil duvar da genişler.
Birincil duvar bu genişlemede incelemez; zira sürekli yeni mikrofibril tabakaları birikir. Kesin hücre büyüklüğüne ulaşılınca, hücre duvarının enine büyümesi de durur. Birincil duvarın üzerine ikincil (sekonder) duvar oturur. Bu duvardaki mikrofibrillerin birikimi tabaka şeklindedir ve ışık mikroskobu ile izlenir. Burada mikrofibriller paralel olduğundan paralel yapıdan (paralel tekstür) sözedilir.
Enine büyüme sırasında lignin veya suberin gibi maddeler ikincil duvara birikir. Odunlaşan hücre duvarları, yüksek basınç ve çekmeye karşı dayanıklılık kazanır. Kuvvetli olan ikincil duvar, hücre içine doğru genelde ince bir tabaka ile sarılır. Bu tabakaya üçüncül (tersiyer) duvar denir. Birincil duvar gibi pektin temel maddesinden oluşur. Bunların içinde fibriller vardır. Birincil duvarın tersine fibriller burada paraleldir. Yani ikincil duvar gibi paralel yapı gösterirler. Tersiyer duvarın, ikincil duvar lamellerinin oluştuğu yer olması olasıdır.
KAYNAKÇA:
- Romaniuk JA, Cegelski L (October 2015). "Bacterial cell wall composition and the influence of antibiotics by cell-wall and whole-cell NMR". Philosophical Transactions of the Royal Society of London. Series B, Biological Sciences. 370 (1679). s. 20150024. doi:10.1098/rstb.2015.0024. PMC 4632600 $2. PMID 26370936.
- ^ Hooke R (1665). Martyn J, Allestry J (Ed.). Micrographia: or, Some physiological descriptions of minute bodies made by magnifying glasses. Londra. 14 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2024.
- ^ a b Sattelmacher B (2000). "The apoplast and its significance for plant mineral nutrition". New Phytologist. 149 (2). ss. 167-192. doi:10.1046/j.1469-8137.2001.00034.x. PMID 33874640.
- ^ Roberts K (October 1994). "The plant extracellular matrix: in a new expansive mood". Current Opinion in Cell Biology. 6 (5). ss. 688-94. doi:10.1016/0955-0674(89)90074-4. PMID 7833049.
- ^ Evert RF (2006). Esau's Plant Anatomy: Meristems, Cells, and Tissues of the Plant Body: Their Structure, Function, and Development. 3rd. Hoboken, New Jersey: John Wiley & Sons, Inc. ss. 65-66. ISBN 978-0-470-04737-8.
- Griffing, Lawrence R. (2020). "The lost portrait of Robert Hooke?". Journal of Microscopy. 278 (3): 114-122. doi:10.1111/jmi.12828. PMID 31497878.
- ^ Whittaker, Christopher A. (2021). "Unconvincing evidence that Beale's Mathematician is Robert Hooke". Journal of Microscopy. 282 (2): 189-190. doi:10.1111/jmi.12987. ISSN 0022-2720. PMID 33231292.
- ^ Singer, B. R. (Temmuz 1976). "Robert Hooke on Memory, Association and Time Perception (1)". Notes and Records of the Royal Society of London. 31 (1): 115-131.
Hücrelerin evrimi
İlk hücreler;

» İlk mikroskop 17. yüzyılın başlarında Hollandalı gözlükçüler tarafından bulunmuştur.
» İngiliz bilim insanı Robert Hooke (Rabırt Huk) ise ilk çift mercekli mikroskobu geliştirmiştir.
» Robert Hooke yaptığı bu mikroskop ile 1665 ‘ te şişe mantarından aldığı kesiti incelemiş ve boş odacıklar görmüştür. Gördüğü bu odacıklara ’’ Hücre ‘’ anlamına gelen ‘’ Cellula’’adını vermiştir.
» İlk mikroskop 17. yüzyılın başlarında Hollandalı gözlükçüler tarafından bulunmuştur.
» İngiliz bilim insanı Robert Hooke (Rabırt Huk) ise ilk çift mercekli mikroskobu geliştirmiştir.
» Robert Hooke yaptığı bu mikroskop ile 1665 ‘ te şişe mantarından aldığı kesiti incelemiş ve boş odacıklar görmüştür. Gördüğü bu odacıklara ’’ Hücre ‘’ anlamına gelen ‘’ Cellula’’adını vermiştir.
Hücre
Tarihçe;

Robert Hooke, mikroskopla incelemekte olduğu şişe mantar parçasının yan yana dizili bitişik bölümlerden oluştuğunu görmüş. Etrafları çevrili ve içleri boş olan yapılarına uygun olarak bu yapı birimlerine "Hücre" ("Cellula") adını vermiş. Bu ismi 1665 yılında yayınladığı Micrographia adlı kitapta da kullanmıştır.
Daha sonra 1671 yılında Grew ve 1672 yılında Malpighi, bitkilerde de aynı yapı birimlerinin olduğunu bulmuşlardır. 19. yüzyılın ortalarında "Hücre Kuramı" ortaya atılmıştır. Günümüze dek geliştirilen hücre kuramı (hücrelerin yapısını, özelliklerini, oluşumlarını vb. tanımlayan kuram) biyolojiye büyük ilerlemeler sağlamıştır.
Yapısı;

Hücreler, Atomların molekülleri, moleküllerinmakromolekülleri, makromoleküllerinmakromoleküler kompleksleri oluşturmasıyla meydana gelir. Hücreler, çok hücreli organizmalarda (canlılarda) dokuların en küçük yapı taşlarıdır ve yaşamın tüm özelliklerini sergilerler. Genel olarak tüm hücreler temelde aynı yapıya sahiptirler. Fakat bulundukları dokuya ve dolayısıyla fonksiyonlara bağlı olarak bazı özelleşmeler gösterirler. Bitkisel ve hayvansal her organizma, bu temel yapı taşlarından oluşur.
Hücreler, basit bir tanımla zar içerisindeki sitoplazma ve genetik bilgiyi çevreleyen bir çekirdekten meydana gelir ve ancak mikroskop yardımı ile görülebilirler.
Hücre çeşitleri:
Prokaryot (Prokaryotik) hücreler;
Ökaryot (ökaryotik) hücreler;
Ökaryotlar (Lat. Eukaryota), "organel zarı" bulunduran organizmaları, dolayısıyla çekirdek materyali hücrenin sitoplazmasınadağılmamış olduğundan da gerçek çekirdeğe sahip organizmaları kapsayan canlı âlemidir. Karyon Latince'de "çekirdek" anlamını verir -eu ön takısı da "gerçek" demektir.
Kalıtsal materyal, hücre içerisinde belirli bir zarla çevrilmiş çekirdeğin içinde bulunur. Kromozomlar DNA'dan ve proteindenoluşmuş olup, mitozla bölünürler. Ökaryotlar, sitoplazmalarında karmaşık organeller bulundururlar. Ökaryotik hücreler, Prokaryotlara göre çok gelişmişlerdir, hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve protistlerâlemlerini kapsar.
Hücre zarı;

"Plazma zarı" da denir. Hücreyi dış ortamdan ayıran, seçici geçirgen canlı yapıdır. Hücreyi çevreleyen birim zar ortalama olarak 75 Angström (75x10-7 mm) kalınlığındadır. Birim zar içte ve dışta birer protein tabakası ile ortada bir lipid katından yapılmıştır. Elektron mikroskobu çalışmaları, zarların lipoproteinlerden yapılmış mozaik şeklindeki fonksiyonel birimler olarak incelenmesinin daha uygun olacağını göstermektedir. Hücre zarı hücreye şekil vermekle kalmaz, besin maddelerinin ve artık maddelerin hücreye giriş çıkışını da ayarlar. Zar aynı zamanda hücrenin koruyucusudur.
İlk bilimsel model 1935 yılında Danielli ve Dawson tarafından ortaya atılmıştır. Bu model uzunca bir süre benimsendi ancak bu model hücre zarının işleyişini açıklayamadı. 1972 yılında Singer ve Nicolson'ın akıcı-mozaik zar modeli ortaya kondu. Bu modele göre zarın yapısında %65 protein, %33 lipit, %2 karbonhidrat bulunmaktaydı.
Hücre zarı, gözenekli ve yarı geçirgen yapıya sahiptir. Esas yapı taşları lipid ve proteinlerdir. Her hücrenin protein, yağ ve karbonhidrat oranları birbirlerinden farklı olduğu için her hücre zarı, o hücreye özgüdür. Hücreye gelen bütün kimyasal maddeler ve elektriksel iletiler hücre zarı ile alınır.Hücre zarının yapısında protein, yağ ve karbonhidrat bulunur. Hücre zarının görevleri;
- Sitoplazmayı çevreleyerek hücreye şekil verir ve dağılmasını engeller.
- Madde alışverişini düzenler.
- Ozmotik dengenin düzenlenmesinde görev alır.
- Salgı görevi vardır.
- Enzimleri taşıyıcı görevi vardır.
- Uyarı iletimi yapar.
- Hücrelerin birbirlerini tanımalarını sağlar.
- Hücre zarında bulunan periferal ve integral proteinler hücre içine madde alınmasında ve hücrelerin birbirini tanımasında yardımcı olur.
- İntegral proteinler zar boyunca uzanır periferal proteinler ise zarın dış kısmında uzantı şeklindedir.
- Seçici geçirgendir.
Sitoplazma;

Hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan hücre bölümünü kaplayan, homojen nitelikte, kolloidal ve devamlı değişim halinde bulunan bir eriyiktir. Sitoplazma inorganik maddeler (çeşitli iyonlar metal tuzları, asit ve bazlar), organik maddeler, (protein, yağ, karbonhidrat, nükleik asitler, hormonlar) ve %60-95 arasında değişen sudan ibarettir. Sitoplazmanın içerisinde çeşitli canlı yapılar (organeller) ve cansız yapılar (inklüzyon cisimcikleri) bulunur. Canlı hücre maddesine “protoplazma” denir. Protoplazma, yapı bakımından sitoplazma ve çekirdekten oluşur.
Büyük oranda sudan ibaret olduğu halde ne sıvı ne de katı özellik gösterir yani kolloidalyapıdadır. Sitoplazma çözünmüş ve dağılmış tanecikler içerir. Bu çözünen taneciklerin miktarı hücre türüne göre değişiklik gösterir. İçinde bulunan genel organeller şunlardır:
Çekirdek;
Organeller;
Vücut için organ ne ise hücre için de organel odur. Organelle sözcüğünden dilimize girmiştir. "-elle" son eki küçültme eki olup Türkçedeki "-cık" ekinin karşılığıdır. Türkçedeki tam karşılığıyla organcık(küçük organ)
Özellikle karmaşık yapıdaki ökaryot hücrelerde birçok organel çeşidi bulunur. Organeller mikroskobun bulunuşundan sonra gözlemlenmeye ve tanımlanmaya başlanmıştır. Bazı hücre bilimcilerin savlarına göre birçok büyük organelin endosimbiyoz bakterisinden köklendiği öne sürülür.
Mitokondri;
2-3 mikron uzunluğunda 0,5 mikron çapında elektron mikroskobuyla kolayca görülebilen elips biçiminde parçalardır. Sosis veya çomak biçimindedir. Mitokondrinin yapısında 2 zar bulunur. Hücrenin enerji meydana getirici üniteleridir. Hücre solunumunun sitrik asit devri (Krebs döngüsü) burada gerçekleşir. Organik moleküllerden kimyasal bağların kopmasıyla açığa çıkan enerji burada ATPşekline çevrilir.
Lizozom;
Hücrede makromoleküllerin ve maddelerin lizozomal yıkılması yaşam için önemli bir prosestir; sfingomiyelin ve karbonhidrat içeren bazı sfingolipidler hücrede az miktarda bulundukları halde bunları yıkan lizozomal enzimler kalıtsal olarak eksik olursa hücrede birikirler ve lizozomal depo hastalıkları denen çeşitli hastalık tabloları ortaya çıkar.
❗️Birçok genetik hastalıkta lizozomal enzimlerin yokluğu gösterilmiştir; etkilenmiş hücrelerde sindirilemeyen materyal hücrenin genişlemesine ve normal hücresel işlevlerin bozulmasına neden olur.
Golgi cisimciği;
Golgi cisimciği, aygıtı ya da kompleksi, zarımsı tüp ve keseciklerin bir araya gelmesiyle meydana gelir. Genellikle çekirdeğe yakındır. Bilhassa aktif salgı yapan bez hücrelerinde göze çarpar. Asıl görevinin, hücrenin salgıladığı proteinleri depolamak olduğuna inanılmaktadır. Paketleme ve salgıgörevi yapar. Salgı bezlerinin hücrelerinde sayıları daha fazladır. Örnegin; ter bezleri, gibi salgı bezleri bunlara örnektir. Golgi aygıtıbüyük çalışmalar sonucu bulunmuştur. Açığa çıkan enerji burada ATP şekline çevrilir. Enerji üretir oksijenli solunum yapar. Enerji üretmekte kullanılır. Hücre dışında salgı yapar.
Endoplazmik retikulum;
Sitoplazmada besin dolaşımını, yağ ve hormon sentezini sağlayan, hücre zarı ve çekirdek zarı arasında yer almış bir sıra karışık kanallar sistemidir. Üzerinde ribozombulunmayanlarına "taneciksiz(granülsüz) endoplazmik retikulum" denir ki, burası steroid hormon salgılayan hücrelerde steroid yapımının, diğer hücrelerde ise zehirsizleştirme olayının gerçekleştiği yerdir.Granüllü E.R üzerinde küçük tanecikli ribozomlar bulunduğu için protein sentezi, granülsüz E.R ise yağ sentezi yapar.Ayrıca besin depo etmez
Koful (Vakuol);
❗️Kofullar, içleri kendilerine has bir özsu ile dolu yapılar olup hayvan hücrelerinde bitki hücrelerinden daha fazla bulunur.
Genç hücrelerde küçük, yaşlı hücrelerde ise tek tek ve büyüktür. Kofullar plazmoliz ve deplazmoliz olaylarında rol oynarlar. Bir hücreli hayvanlarda, besinlerin sindirildiği besin kofulları ile fazla su ve zararlı maddelerin atıldığı, boşaltım kofullarının hücre canlılığını koruma da önemli rolleri vardır.
Ribozom;
Ribozomlar hücre içi protein sentezler. Hücre içindeki en küçük organeldir. Hücrenin demirbaş organelidir çünkü hem prokaryot hücrede hem de ökaryot hücrede bulunur.
KAYNAKÇA:
- ^ Büyük Türkçe Sözlük, Hücre.
- ^ a b "cell." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
- ^ "... I could exceedingly plainly perceive it to be all perforated and porous, much like a Honey-comb, but that the pores of it were not regular [..] these pores, or cells, [..] were indeed the first microscopical pores I ever saw, and perhaps, that were ever seen, for I had not met with any Writer or Person, that had made any mention of them before this. . ." – Hooke describing his observations on a thin slice of cork. Robert Hooke 4 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi
♻️
Hooke yasası
Hooke kanunu, bir maddenin bozunumunun, bozunuma sebep olan kuvvetle yaklaşık doğru orantılı olduğunu açıklayan kanun. Bu kanuna uyan maddelere lineer elastik maddeler denir.

Hooke kanunu 17. yüzyıl İngiliz fizikçisi Robert Hooke'un ardından isimlendirilmiştir. Hooke, kanununu 1670'te Latince bir anagramla yayımlamış, 1678'de ise çözümünü vermiştir: Ut tensio, sic vis(Türkçe anlamıyla Ne kadar uzanım, o kadar kuvvet)
Hooke kanununa uyan sistemlerde uzanım miktarı ağırlığa lineer bağlıdır. Bu bağıntı şu biçimde ifade edilebilir:
Eksi (-), hareketin yönünü belirtir. Burada,
- x, çekilen durumun sistemin denge durumuna olan uzaklığı (genellikle metrecinsinden)
- F, sistemin denge durumuna ulaşmak için uyguladığı kuvvet (genellikle Newtoncinsinden) ve
- k, kuvvet sabiti veya yay sabiti
olarak tanımlanır.
Çoklu yay sistemleri;
Eğer bir yay, başka bir yaya bağlanıp ardından ağırlığa bağlanırsa buna seri bağlama denir, eğer birden çok yaybirbirleriyle bağlanmadan direkt ağırlığa bağlanırsa paralel bağlanmış olurlar.
♻️
BİTKİLERDE ÇEPER
Hücre çeperi hücrenin şeklini ve dokunun yapısını belirlemektedir. Hücre çeperleri destek ve koruyucu ödeve sahiptir.
⚠️Kara bitkilerinin hava etkisinde kalan kısımlarım yerçekimine karşı korur ve onların kurumasını önler. Aynı zamanda absorpsiyon, terleme, taşınma ve salgı gibi etkinliklerde önemli rol oynar.
Genellikle bitkisel hücre çeperi sitoplasnıa tarafından salınan cansız selülozik bir yapı olarak kabul edilir. Bazı araştırıcılar ise çeperin yeniden oluştuğunu ileri sürerler, diktiyosomun çeper yapımında rol oynadığı kanıtlanmıştır. Çeperin kimyasal yapısında esas bileşik olan selülozdan başka pektik maddeler, hemiselüloz, lignin, suberin, kutin ve çok az da protein bulunmaktadır.
Bitkilerin hücre çeperleri yaş ve hücre tipine göre kalınlıkta çok değişiklik gösterir. Genellikle genç hücreler tümü ile gelişmişlere oranla daha ince çeperlidir, bazı hücrelerde ise çeper, büyüme durduktan sonra da kalınlaşmaz. Çeper ince ve kalın olsun karmaşık bir yapı gösterir. Gelişme ve yapı esas alınırsa bitki hücre çeperlerinde üç kısım ayırt edilir: orta lamel, primer çeper ve sekonder çeper.


Yorumlar
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️