
Paracelsus’a göre bütün yaşamsal süreçler kimyasaldı. Vücut sıcaklığı kimyasal fermantasyonların bir yan ürünüydü. Bu nedenle kimya genel anlamda hayatın anahtarıydı. Ayrıca birçok ilacın şifalı ottan oluştuğu bir çağda Paracelsus hastalıkları tedavi etmek için mineralleri ve kimyasalları kullanıyordu. İlerleyen süreçte de her hastalığın kendine özgü bir ilaçla tedavi edilmesi gerektiği yolundaki öğretisini ilan edecekti.
Bu, onun zamanında tedavi edilemeyen hastalıkları olan insanları tedavi etmesini sağladı. Epilepsi, cüzzam ve gut hastalığı gibi durumları başarılı bir şekilde tedavi ettiğine dair tanıklık eden insanlar vardır. Ayrıca kendisi frengiyi tanımlayan ve cıva ile tedavi edilmesini öneren ilk doktordu.
İnsanlar kendisinin şeytan ile bir anlaşma yaptığını söyledi. Adı “Lanetli Doktor” olarak popülerleşti. Tanrı’ya derinden inanmasına rağmen insanlar onu büyü yapmak ve büyücülükle suçladılar.
en ünlü özdeyişlerinden birine yol açtı: “Alle Dinge sind Gift und nichts ist ohne Gift, allein die Dosis macht es, dass ein Ding kein Gift ist.” anlamı “Her şey zehirdir ve zehirsiz hiçbir şey yoktur; yalnız dozunda alinan şeyler, zehir olmaktan çıkar.”
Hegel’in, insan hürriyetini tarihte bulur sözü
Bilim muhabiri Philip Ball
The Pied Piper: A Handbook adlı kitabında Wolfgang Mieder, Hamelin dâhil olmak üzere bölgeden insanların Transilvanya'nın bazı bölgelerine yerleşmeye yardım ettiğini gösteren tarihî belgelerin mevcut olduğunu belirtiyor. Transilvanya, Cengiz Han'ın iki torunu tarafından yönetilen ve kavalcı efsanesinin en erken ortaya çıktığı 13. yüzyılın başlarına dayanan Orta Avrupa'daki uzun Moğol istilaları altındaydı.
Milet’li Thales’in (MÖ 585, ilk filozof olarak bilinir)
Sargon’un kızı Enheduana (MÖ 2285-2250), edebi eserlerin, adıyla bilinen, ilk yazarıydı. Mari şehrindeki kütüphane 20.000’den fazla çivi yazılı tablet (kitap) vardı.
Bronz Çağının Çöküşü, maden cevherinin nasıl çıkarılacağı ve demirden nasıl yararlanılacağı gibi faaliyetlerin keşfine neden oldu;
Orta Bronz Çağı (MÖ 2119-1700)
Asur Karllıkların (Asur, Nimrud, Sharukkin, Dur ve Ninova) genişleme kaydetmesi ve Babil Hanedanlığının (merkezi Babil ve Kalde) yükselişi ticarete elverişli bir atmosfer yarattı ve bunla birlikte savaşların da artmasına neden oldu. Akkad İmparatorluğunu devirmeyi başaran amansız göçebe Guti Kabilesi, Sümer krallıkları müttefik kevvetlerince yenilinceye kadar Mezopotamya siyasetine hâkim oldu.
Demir Çağı,
aynı zamanda, Babil, Suriye, İsaril ve Mısır ülkesini fetheden hükümdarlar olan II. Sargon (MÖ 722-705), Sanherib (MÖ 705-681), Esarhadon (681-669) ve Asurbanipal (MÖ 668-627) gibi büyük Asur krallarının hızlı bir şekilde iktidara yükselişlerine ve fetihlerine tanıklık etmiştir.
Babil Kralı II. Nebukadnezar (MÖ 605/604-562) bu dönemde Kudüs’ü yerle bir ederek (MÖ 588) İsrail halkını “Babil Sürgününe” gönderdi. Kral Nebukadnezar, aynı zamanda, İştar Kapısı ve Büyük Ziggurat (Babil Kulesi) gibi kapsamlı yapıların inşası ve gelişmesi sorumluğunu aldı.
Klasik Antik Dönem (MÖ 500 - 600)
Kral II. Kiros Babil’i aldıktan sonra, Mezopotamya’nın büyük bir kısmı Ahameniş Pers İmparatorluğunun bir parçası haline geldi ve bu dönemde, Mezopotamyada bir dizi değişikliği içeren hızlı kültürel değişimler meydana geldi. En önemli değişimlerden biri; çivi yazısı bilgisinin kayba uğraması oldu. Makedonya Kralı Büyük İskender’in MÖ 331’de Pers ülkesini fethetmesiyle birlikte, kültür ve dini alanda Helenleşme/Yunanlaşma yaşandı. Ancak, Büyük İskender Babil şehrini yeniden önemli bir şehir yapmaya çalışsa da, bu büyük kralın ihtişamlı günleri artık geçmişte kalmıştı.
Büyük İskender’in ölümünden sonra, Generallerinden Selevkos Nicator (MÖ 305-281) bölgenin kontrolünü ele geçirdi, Sasani İmparatorluğunu (MÖ 224-651) kuran Sasanilerin yerine göre egemen odukları, Part İmparatorluğunun MÖ 63’te bu toprakların fethine kadar devam eden Selevkos İmparatorluğunu kurdu (MÖ 312-63). Sasaniler dönemi arasında Roma İmparatorluğu (MS 198) bu topraklara yerleşti (Roma, MS 116-117’de, erken dönemde bu topraklara gelmiş, ancak, geri çekilmişti). Hukuk, dil, kültür ve dini konuları İslami bir çatı altında toplayan Müslüman Arap güçleri MS 7.yüzyılda Mezopotamyayı fethettiler, Sasaniler döneminde korunan bölge eski kültürünü tahrip ettiler ve bu topraklarda yıkım yarattılar. Bölge kültürünün bazı yönleri korunmaya devam edilirken, yazar Bartman’ın ifade ettiği gibi, “MS 651’de İslami fetihlerden sonra eski Mezopotamya tarihi de sona ermiş oldu”.
Yahudiler Talmud’u nasıl yazdı?
Hz. Yakup (as)’ın dördüncü oğlu Yahuda soyundan gelen Yahudiler, M.Ö 1234 tarihinde Mısır’dan Filistin’e gelmişlerdir ve geldiklerinde Filistinliler bu topraklardadır. Ancak Yahudiler, yapı itibarıyla kaynaşık bir millettir. Kendi Peygamberlerine dahi ihanet eden ve öldüren bir millettir Yahudiler.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️