2 Haziran 2024 Pazar

Dr. Gustave Le Bon (sosyolog ve antropolog)



 Gustave Le Bon hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Charles-Marie-Gustave Le Bon

Doğum Tarihi: 7 Mayıs 1841

Doğum Yeri: Nogent-le-Rotrou, Fransa

Ölüm Tarihi: 13 Aralık 1931

Ölüm Yeri: Marnes-la-Coquette, Fransa

Gustave Le Bon kimdir?

Fransız sosyolog ve antropolog. Toplum ve kitle psikolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır.

Hayatı ve Düşüncesi

7 Mayıs 1841 tarihinde Nogent-le-Rotrou 'de dünyaya geldi. Tıp eğitimi aldığı halde sosyal bilimlere yöneldi.1895 yılına kendisine büyük ün kazandıran ve alanının öncü çalışmalarından biri olan "Kitleler Psikolojisi" adlı eserini yayınladı.

Devrimlerden ve bilhassa Fransız devriminden nefret eden Le Bon her türlü topluluk gibi temsil işlevi gören meclislerin de kitle psikolojisini yansıtan bir "kalabalık" olduğunu savunuyordu. Ona göre bireyin zekâ seviyesiyle orantılı kararlar almasını önleyen "yığın psikolojisi" sendikaların, siyasî partilerin ve bilhassa meclislerin çalışmasına egemen olarak batı uygarlığının çöküşünü hazırlıyordu. Bu süreci tersine çevirmenin tek çaresi seçkinlerin inandıkları dönüşüm programlarını bu tür temsilî yapılara karşın taviz vermeden uygulamalarıydı. Bu programları kitlelere benimsetmenin yolu ise bunları onların onayına sunmak değil, bunların kendilerinin yararına olduğunu onlara sürekli biçimde tekrarlayarak içselleştirilmelerini temin etmekti.

13 Aralık 1931'de Marnes-la-Coquette'te ölmüştür.

Gustave Le Bon Kitapları - Eserleri

  • Kitleler Psikolojisi
  • Devrimin Psikolojisi
  • Arapların Medeniyeti
  • Ulusların Yücelişinin Psikolojik Yasaları
  • Tarih Felsefesi
  • Xalqların və Kütlənin Psixologiyası
  • Sosializm Psixologiyası
  • Zamanımızın Belirsizlikleri
  • Devrimin Psikolojisi
  • Dün ve Yarın
  • Gerçeklerin Yaşamı
  • Eğitim Psikolojisi
  • Psychologie der Massen
  • Avrupa Harbinden Alınan Psikolojik Dersler

Gustave Le Bon Alıntıları - Sözleri

  • Bir devrimin başlangıcı, aslında bir inancın sonudur. (Kitleler Psikolojisi)
  • Bilim bize geleceği vaad eder. Barışı ya da mutluluğu değil. (Tarih Felsefesi)
  • Tarihteki unutulmaz olaylar,insanların fikirlerinde görünmez değişimlerin görünürdeki neticelerinden ibarettir. (Kitleler Psikolojisi)
  • Bazı duygulara, ancak aynı duygularla karşı konulabilir. Kötülüğe, şiddete ve kötü niyete dürüstlük, nezaket, edep ve haya ile üstün gelinemez. (Dün ve Yarın)
  • Zeka çoğunlukla, hareket ve eylemi engellemeye yönelik olduğu için karakterden çok zekaya sahip olmak bir millet için, hiçbir zaman avantajlı değildir. Fatih Sultan Mehmet surları içine girmiş olduğu sırada Bizanslılar pek iyi münakaşa ediyor fakat pek az eylem ve mücadelede bulunuyorlardı. (Dün ve Yarın)
  • Medeniyet, gelenekler olmadan imkânsızdır, ilerlemeyse bu gelenekler yok edilmeden imkansızdır. (Kitleler Psikolojisi)
  • “ Suçlandımız kararlar eğer bizim tarafımızdan niyetlenmiş veya istenmiş değilse demekki, bunlar bir veya iki günlük aralardan daha sık alınan kararlardır. Bu kararları aldıran krizdir.” (Devrimin Psikolojisi)
  • Bir ülkenin gençlerine verilen eğitim, o ülkenin günün birinde ne olacağını önceden anlamamıza yarar. (Kitleler Psikolojisi)
  • "Hakiki tarih, içinde aranmadığı vesikalardan zuhur etmiştir. " (Tarih Felsefesi)
  • (....)hâlbuki mantıksızlığın bile bir izahı, bir mantıkı vardır. (Tarih Felsefesi)
  • "Bir devrim yaratmak kolaydır ama bir milletin ruhunu değiştirmek gerçekten de zordur." (Devrimin Psikolojisi)
  • Bir ulusta, ırkın çıkarı bireysel korunma içgüdüsünün yerini aldığı zaman kendine saldıranlara karşı bu ulusun direnci sonsuz olur. Bu ulus yok edilebilir fakat boyun eğdirilemez. (Dün ve Yarın)
  • Vatan yalnız üzerinde yaşadığımız topraktan ibaret olamayıp, bizlerde yaşamaya devam ve kaderimizi tayin etmeye yardım eden atalarımızın ruhlarından da oluşmuştur. (Dün ve Yarın)
  • En büyük fakirlik, malumat servetinin azlığıdır. (Tarih Felsefesi)
  • Bir idealin peşinden giderek önce barbarlıktan medeniyet seviyesine yükselmek ve sonra bu hayal kuvvetini yitirdiğinde düşüşe geçip nihayet yok olmak. İşte bir milletin hayat döngüsü budur. (Kitleler Psikolojisi)
  • İlerlemek için, hareket etmek yeterli değildir, ilk önce hangi yönde hareket etmem gerektiğini bilmeliyiz.
  • Bilmek; ezberlemek değil, sebep-sonuç arasındaki ilişkiyi kurabilmektir.
  • Bilim bize hiçbir zaman ne barış ne de mutluluk getireceği sözünü vermedi.
  • Kelimeleri, formülleri yerinde kullanmasını bilen bir konuşmacı, kitleleri istediği yere kadar götürür.
  • Gerçeği bilmek birkaç filozofun ilgisini çekebilir ama insanlar genelde hayalleri tercih eder.
🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧🫧


Kolektif davranış


Kolektif davranış, (İngilizce: Collective behavior) belirli durumlarda ortaya çıkan ve süreli olarak kolektif bir bilinç ile yönlendirilen toplulukdavranışı. Kolektif davranış belirli bir süre devam edebilir. Toplulukları bir araya getiren ortak bilinçortadan kalkınca kolektif davranış da yok olur.[1][2][3]

Kolektif davranış kuramını ilk ortaya atan kişi Gustave Le Bon'dur. Ona göre 3 çeşit kolektif davranış vardır: kalabalık, kitle, halk.[2]

kalabalık insan topluluğu.
Fransız Devrimi kitlelerin kolektif davranışının bir örneğidir.

Kolektif davranışı ortaya çıkartan birtakım ön koşullar vardır. Bu ön koşullar meydana gelince topluluk ortak bir kitle ruhunda birleşir. Bu durumlar çoğu zaman kriz dönemleridir.[1][2] Le Bon'a göre bireyler kriz dönemlerinde normalde yapmaktan çekinecekleri davranışları kitle ruhu ile yapabilir duruma gelirler. Kitle konumuna gelmiş topluluklar mantıklı düşünme yetilerini kaybederler ve olaylara daha çok duygusal olarak tepki verirler.[1][3][4]

Herbert George Blumer'e göre kolektif davranışları ortaya çıkartan şey sosyal hoşnutsuzluktur.[2]Bireyler, rutin aktivitelerinin kesilmesiyle yeni dürtü ve eğilimler geliştirirler. Bunun sonucunda Blumer'ın "huzursuzluk" dediği durum ortaya çıkar ve bu etki bireyler arasında yayılır. Bireyler arasında bu etkinin yayılmasına "dairesel döngü" denir. Bu dairesel döngü ile huzursuzluğun birleşimi sosyal hoşnutsuzluğu ortaya çıkartır. Sosyal hoşnutsuzluk durumu kolektif davranış formlarının gelişeceği bir bağlam sağlar.

Kaynakça


^ a b c Gustave, Le Bon. Kitlelerin Psikolojisi. Hayat Yayınlar. s. 19-31.
  • ^ a b c d tarafından, İrem Ertaş (7 Kasım 2021). "Kolektif Davranış Nedir? Ön Koşulları ve Özellikleri". Sosyologer. 7 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2022.
  • ^ a b "Kolektif Davranış Özellikleri: İsyan, Kitle Histerisi ve Çılgınlık". Literatür Adası. Erişim tarihi: 11 Ekim 2022.
  • ^ "Kollektif davranışların ön koşulları". Rehber Özel Güvenlik. 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2022.
  • ^ "Kolektif Davranış-Herbert George Blumer". AND Center. 18 Nisan 2020 tarihinde kaynağındanarşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2022.

  • 🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈

  • Grup dinamiği

    toplumsal grup içinde ya da toplumsal gruplar arasında oluşan davranış ve psikolojik süreçler sistemi

    Moreno'nun bir grup bireyin sosyal yakınlıklarını haritalandıran ilk sosyogramları, sınıftaki öğrenciler arasındaki ilişkileri görselleştiriyor: Kim kimin yanında oturmak ister?


    Grup dinamiği ya da grup süreçlerinin tarihçesinde[2] şu tutarlı öncül önerme yatar: "bütün, onu oluşturan parçaların toplamından daha büyüktür." Toplumsal grup yalnızca içinde yer alan bireyleri inceleyerek anlaşılayamayacak niteliklere sahip olan bir varlıktır. Bu olguyu 1924 yılında tanımlayan Gestalt psikologu Max Wertheimer şöyle belirtmiştir: "Ne bütünü oluşturan bireysel ögelerinden ne de bu ögelerin bir araya gelmesinden bütünün davranışının anlaşılamayacağı varlıklar vardır; bilakis bunun tersi doğrudur: bütünün parçalarının nitelikleri bütünün içsel yapısal yasalarıyla belirlenir."[3]

    Çalışma alanı olarak grup dinamiğinin kökleri hem psikoloji hem de sosyolojide bulunur. Deneysel psikolojinin kurucusu olarak nitelenen Wilhelm Wundt (1832–1920), bireylerin incelenmesi ile tanımlanamayacak dil, gelenek ve din gibi fenomenlere sahip olduğuna inandığı insan topluluklarının psikolojisi üzerine özel bir ilgi duymuştur.[2] Sosyoloji alanında ise, Wundt'tan etkilenen Émile Durkheim da (1858–1917) toplum anlayışı gibi ortak fenomenlerin farkına varmıştı. Diğer önemli kuramcılar arasında kitlelerin ilkel, saldırgan ve antisosyal içgüdülerle kendini gösteren bir "ırksal bilinçaltı" taşıdığına inanan Gustave Le Bon (1841–1931) ile grup içinde bireylerin etkileşiminden ortaya çıkan bir "kolektif zihin" olduğuna inanan William McDougallsayılabilir.[2]

    Sonunda, insanlardan oluşan gruplar içindeki olumlu ve olumsuz kuvvetleri tanımlamak için grup dinamiği terimini ilk kullanan sosyal psikolog Kurt Lewin (1890–1947) olmuştur.[4] Lewin 1945 yılında Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde yalnızca grup dinamiğini araştırmak üzere kurulmuş olan ilk enstitü olan The Group Dynamics Research Center'ı (Grup Dinamiği Araştırma Merkezi) kurdu.[5] Kariyeri boyunca grup dinamiğinin gerçek dünyaya, sosyal sorunlara nasıl uygulanabileceği üzerine yoğunlaştı.

    Giderek artan sayıda araştırma grup dinamiği prensiplerine evrimsel psikolojiyi uygulamıştır. İnsanların gittikçe karmaşıklaşan bir sosyal çevreye evrimleştiği ve grup dinamiğini ilgilendiren çok sayıda adaptasyona sahip olduğu öne sürülmüştür. Bu adaptasyonlara örnek olarak statü ile başa çıkma, mütekabiliyet, hilkârları tanımlama, toplumsal haklardan mahrum etme, diğerkâmlık, grup kararı, liderlik ve gruplar arası ilişkiler gibi çeşitli mekanizmalar gösterilebilir.[6]





  • Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder

    Hallo 🙋🏼‍♀️