Aç kapa yöntemi, genellikle sığ tünel inşasında (metro istasyonları, demiryolları vb) kullanılmaktadır. Aç kapa yönteminin uygulanacağı alanda öncelikle yeraltında bütün altyapılar (su, elektrik vb.) inşaat alanından uzaklaştırılmalıdır. Yer altı suları varsa su seviyesi düşürülmeli veya su derin kuyulara drene edilmelidir. Bu yöntemde yer altı kazı boşluğunun yanları, betonarme kazık veya beton duvar perdesi (diyafram duvar vb.) ile desteklenir. İki diyafram duvarı birbirine paralel olarak yerleştirilir ve yandan etkileyen toprak basıncı dengelenmeye çalışılır. Duvarların arasındaki alan kazılarak tünel inşa edilir ve en son olarak tünelin kaplaması yapıldıktan sonra üzeri tekrar hafriyat malzemesi ile örtülür.
Tam Kesit Tünel Açma Makinelerinin tasarımı, tünel iç kaplama cinsi, zemin ve proje koşullarına göre belirlenmektedir ve çalıştıkları formasyonlara göre sınıflandırılır. Her türlü zemin ortamına uyum sağlar ve hem sert kaya hem de yumuşak zemin ortamlarında kullanılır.

Yarım Kesit Tünel Açma Makineleri (Kollu Makineler) Kollu makineler tam kesit tünel açma makinelerinden farkı; Dairesel olmayan kesitlerde kullanılır. Aynayı parçalı bir şekilde kazar. Manevra kabiliyetleri yüksek olduğunda istenildiği gibi yönlendirilebilir. Daha az enerjiye ihtiyaç duyarlar. Farklı kazı koşullarında kullanılabilirliği, Bu makineler tek bir parça değil, birçok parçadan oluşmaktadır. Bu avantajı ile hem istenilen yere nakliyesi kolay olur hem de değişen formasyon şatlarına uyum sağlar.

♻️♻️♻️
⚠️ Şimdi birde;
🎥 Sinema Filmi “Silo“ ya bir göz atalım 👀 ⁉️
“Silo ile Birlikte Hugh Howey Yepyeni Bir Bilimkurgu Klasiği Yarattı.”
–Ernest Cline, Çoksatan başlat: Ready Player One’ın Yazarı
“Muazzam Bir Hayal Gücü Örneği.”
– Justin Cronin, hiçlikten Gelen Kız’ın Çoksatan Yazarı
“Bu Kitaba Bayıldım.”
–Stephen King
"Postapokaliptik Bir Hikâye Arıyorsanız, Wool Serisi'nden Daha Iyisini Bulamazsınız."
–Rick Riordan
“Wool Yıllardır Okuduğum En Iyi Bilimkurgu Serisi. leibowitz İçin Bir İlahi’den Beri Bir Eseri Okurken Bu Kadar Heyecanlanmamıştım!”
–Douglas Preston, Çoksatan floransa Canavarı’nın Yazarı
“Açlık Oyunları kadar Iyi.”
–
Âyetler Üzerinde Tefekkür, Tedebbür ve Tezekkür ..
“Tezekkür” ise zihnin bilinen bir şeyi hatıra getirmesi anlamına gelir. Kur’ân’ın âyetleri tekrar tekrar okunup hatırlandıkça, nasihatlerinden öğüt alınır, ikazlarına dikkat edilir, müjdeleriyle sevinilir.
Kur’ân’ı tefekkürle okuyan insan, Allah Teâlâ’nın sıfatlarını kelâmında müşâhade eder. Okuduğu her âyetten Allah’a dâir birçok mârifetler elde eder. Gönlüne çok şaşırtıcı ilimler ve mârifetler doğar. Kitâbullah’ın esrârını anlama ve Allah’ı tanıma hususunda kendisine yeni yeni kapılar açılır. Cafer Sâdık (r.a) bunu ifade etmek için “Allah Teâlâ kullarına kelâmı ile tecellî etmiştir ancak onlar görmüyorlar” demiştir.
Kur’ân’ı tefekkürle okuyan kimsenin kalbi, sanki Allah Teâla kendisine hitap ediyormuş, kendisiyle başbaşa konuşuyormuş gibi hisseder.
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
“…Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık seçik âyetler indirdik.” (en-Nûr 24/1)
“(Rasûlüm!) Sana bu mübarek Kitâb’ı, âyetlerini iyice düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye indirdik.” (Sâd 38/29)
“Onlar Kur’ân üzerinde tefekkür etmiyorlar mı? Hayır, bilâkis kalplerinin üzerinde üst üste kilitler var!” (Muhammed 47/24)
❗️ Siz insanlara iyiliği emrettiğiniz halde, kendinizi unutuyor musunuz? (Yoksa kendinizi sorumsuz mu sanıyorsunuz?) Halbuki siz, üstelik Kitabı (ve Kur'an'ı) da okuyor (Allah'ın emirlerini de biliyor)sunuz. (Buna rağmen) Hâlâ akıllanmayacak (ve yanlışınızı anlamayacak) mısınız? ~Bakara,44
❗️ Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?~Bakara,76
Zaten onların çoğu aklını kullanmayan kimselerdir.~HADÎD112
Şuur nedir, İslam nasıl anlatıyor?
Şuur, Arapça bir kelime olup “Ş-A-R” kökünden gelir. Görünen ve bilinen mânâsınadır. İnsanın ve hayvanın bedenindeki kıllara "şa'r" denilir, çoğulu "eş'ar"dır.
İnce duygu, anlayış ve bilgi sahibi olduklarından dolayı, insanlardan bazılarına şair denilmiştir. Şair; "şuur sahibi" mânâsınadır. Bundan dolayı şiire "ince duygu ve ilim" adı verilir. Daha sonra vezinli ifadeler için isim olmuştur. (bk. Rağıb, Ş-A-R maddesi)
Kur’an-ı Kerim'de akıl gibi, şuur kelimesi kullanılmamıştır. Bunun yerine bu kökten gelen fiiller kullanılmıştır. Çünkü akıl, iki şeyi bağlamak anlamına gelir. İki şey arasında sentez yapmak bir eylem olduğu için, fiil kipinin kullanılmasını gerektirir.
Mesela; Yahudi ve Hristiyanlardan her bir grup Hz. İbrahim (as)’in kendilerinden olduğunu iddia ediyorlardı. Allah, aşağıdaki ayeti indirerek bu iddialarını çürütmüş ve onları akılsızlıkla itham etmiştir.(bk. Taberî, Âl-i İmran 65. ayetin tefsiri).
“Ey Kitap ehli! Niçin İbrahim hakkında tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Buna da mı akıl erdiremiyorsunuz?” (Âl-i İmran, 3/65)
Bu son cümleyi, akıl kelimesinin sözlük anlamını göz önünde bulundurarak şöyle tercüme edebiliriz:
“Siz, bir önceki hadise ile bir sonraki hadiseyi, farklı zaman kategorisine göre değerlendirip, ona göre aralarında var olan zıtlık ilkesi ile imkânsızlık ilkesini bir sentez halinde birleştirip, bir sonuç çıkaramıyor musunuz?”
Şuur için de bir misal olarak şu ayetin mealini gösterebiliriz:
“Onlara/münafıklara‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın.’ dendiği zaman;‘Biz ancak ıslah edici kimseleriz.’ derler. İyi bilinsin ki; onlar fesatçıların ta kendileridir; fakat bunun şuurunda / bilincinde / farkında değillerdir.”(Bakara, 2/12-13)
Yani bunlar, yaptıklarının sunucunu kestiremiyorlar. Heva ve heveslerine uygun gelen şeyleri olumlu şeyler olarak görüyorlar. İşin nereye varacağını ince elekten geçirerek tartan bir bilince sahip değiller. Bu ince tartıları olmadığı için bakırı altın, kömürü elmas sanıyorlar.
Şuur kavramını iki çeşit olarak algılamak mümkündür:
Birincisi: Akıl ve tasavvur sahasında cereyan eden konularda elde edilen şuur ki, içe ait bilincin, kavrayışın ilk kıvılcımıdır. (bk. Yazır, III, 204-205)
İkincisi: Beş duyu organı vasıtasıyla elde edilen şuur ki, ilmin ilk merhalesidir. Ve şuur denilince ilk gelen budur.
“Şeair-i İslamiye” olarak ifade edilen hususlar, bu konuda mütalaa edilir. Söz gelimi, yabancı bir ülkede bir minare, bir mescit gördüğünüzde, orada Müslümanların bulunduğuna intikal etmeniz; şu şeairden bu şuura varmanız, bu çeşit şuura bir misal olabilir.
Bu anlamdaki şuur, açık duygu ile hissetmektir. Yani şu anda his halinde olan ve henüz hafızaya ve akla tamamen geçmemiş bulunan açık bir ilimdir ki, dalgınlığın zıddıdır ve bir bakıma ilmin en zayıf mertebesidir. (bk. H. Yazır, I, 203)
İbn Arabî’ye göre, Allah’ın, lütfedip açtığı bir manevî kapının arkasında nelerin olduğunu özet halinde bildirmesi, şuurdur. Detaylı bir şekilde bildirmesi ise ilimdir.
S⭕️N








Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️