15 Mart 2025 Cumartesi

Bitki âlemini "Vegetabilia" & Turpgiller

 

Bitki

ökaryotik, ağaçlar, çiçekler, otlar, yosunlar ve benzeri organizmaları içinde bulunduran çok büyük bir canlılar alemi. 

Bitkiler
Yaşadığı dönem aralığı: 1600-0 myö

Rutgers Sanat ve Bilim Fakültesi'ndeki Dünya ve Gezegen BilimleriBölümü'nde profesör olan  Gail M. Ashley , keskin kenarlı çok sayıda taş alete bile sahip olduklarını söyledi. Ancak "Yaşam zordu" dedi. "Çok stresli bir yaşamdı çünkü yiyecekleri için etoburlarla sürekli rekabet halindeydiler." Yıllar süren çalışmalar boyunca Ashley ve diğer araştırmacılar, geniş alanda toplanan bitki ve diğer kanıtları kullanarak erken insan manzarasını ince bir ölçekte dikkatlice yeniden inşa ettiler. Öncü çalışmaları yakın zamanda Ulusal Bilimler Akademisi Bildirileri'nde yayınlandı .
Ashley, manzaranın yeniden yapılandırılmasının paleoantropologların erken insanların nasıl oldukları, nasıl yaşadıkları, yiyeceklerini (özellikle proteini) nasıl elde ettikleri, ne yiyip içtikleri ve davranışları hakkında fikirler ve modeller geliştirmelerine yardımcı olacağını söyledi.

Bitkiler, ağırlıklı olarak fotosentetik ökaryotcanlılardır. Tarihsel olarak bitkiler alemi, alglerve mantarlar da dahil olmak üzere hayvanolmayan tüm canlıları kapsarken, günümüzde mevcut tüm tanımlamalar prokaryotları, mantarları ve bazı algleri hariç tutar. Tanımlamalardan birine göre: Çiçekli bitkilerkozalaklı bitkiler ve diğer açık tohumlulareğrelti otları ve benzerleri, boynuz otlarıciğer otlarıkara yosunları ve yeşil algler hep birlikte Viridiplantae (Latince "yeşil bitkiler") adı verilen kladı oluştururlar. Buna kırmızı ve esmer algler dahil değildir.

Bitkilerin çoğu çok hücreli canlılardır. Yeşil bitkiler; enerjilerinin çoğunu, siyanobakterilerle endosimbiyoz sonucu oluştuğu düşünülen kloroplastları aracılığıyla, fotosentez yoluyla, güneş ışığından elde ederler. Kloroplastlar, bitkilere yeşil rengini veren klorofil a ve b'yi içerir. Bazı bitkiler parazitik veya mikotropiktirler ve normal miktarlarda klorofil üretme ya da fotosentez yapma yeteneklerini kaybetmişlerdir ancak yine de çiçekleri, meyveleri ve tohumları vardır. Bitkilerde eşeysiz üreme yaygın olarak görülmesine karşın eşeyli üreme ve nesillerin değişimi karakteristik özellikleridir.

320,000 civarında bitki türü vardır ve bunların büyük çoğunluğu (260,000 ila 290,000 kadarı) tohum üretir

⚠️Yeşil bitkiler, Dünya'nın moleküler oksijeninin önemli bir bölümünü üretirler ve ekosistemlerin çoğuna temel teşkil ederler. 

Tahılmeyve ve sebze üreten bitkiler insan beslenmesinin temelini oluştururlar ve binlerce yıldır evcilleştirilmektedirler. Bitkilerin; süsleme amacıyla, yapı malzemesi olarak, yazı malzemesi olarak ve kültürel açıdan birçok kullanımı vardır. Ayrıca bitkiler, ilaçlar ve psikoaktif maddeler için çok önemli bir kaynaktır. Bitkiler konusunda yapılan bilimsel çalışmalar biyolojinin bir alt dalı olan botaniğin konusudur.

Taksonomik tarihçe;

değiştir

Tüm canlılar, bitkiler ve hayvanlar olmak üzere geleneksel olarak iki gruba ayrılırdı. Bu sınıflandırma, canlıların farklı seviyelerini ayırt eden Aristoteles’e (MÖ 384–322) kadar uzanır. Aristoteles, bu ayrımı canlıların "hassas ruh"a sahip olup olmamasına veya bitkiler gibi yalnızca "vejetatif ruh"a sahip olup olmamasına göre yapmıştır. Aristoteles’in öğrencisi Theophrastos, bitki taksonomisi ve sınıflandırması üzerindeki çalışmalarını devam ettirmiştir. Çok daha sonraları, 18. yüzyılda Linnaeus (1707–1778) modern bilimsel sınıflandırma sisteminin temelini oluşturmuş, ancak hayvan ve bitki âlemlerini olduğu gibi bırakarak bitki âlemini "Vegetabilia" olarak adlandırmıştır.

Çeşitlilik

değiştir

Kabul edilmiş yaklaşık 382.000 bitki türübulunmakta[10] ve bunların büyük çoğunluğunu oluşturan yaklaşık 283.000 türü tohum üretmektedir.[11] Tüm bitkilerin yaklaşık %85-90'ı çiçekli bitkilerdir (kapalı tohumlular). World Flora Online gibi birkaç proje, tüm bitki türlerinin kayıtlarını çevrimiçi veritabanlarında toplamak için çalışmalar yapmaktadır.[10][12]

Bitkiler, 10 mikrometre boyutundaki tek hücreli organizmalar olan desmidlerden ve 3 mikrometreden küçük picozoalardan,[13][14]en büyük ağaçlara (megaflora) kadar çeşitlilik gösterir. Örneğin, iğne yapraklı Sequoia sempervirens (Sekoya) 120 metreye kadar ve kapalı tohumlu Eucalyptus regnans99 metreye kadar büyüyebilir.

Evrimsel Tarihçe; 

Kara bitkilerinin ataları suda evrimleşmiştir. Yaklaşık 1,2 milyar yıl önce karada alglerdenoluşan bir tabaka meydana geldi, ancak ilk kara bitkileri Ordovisyen dönemine, yani yaklaşık 450 milyon yıl öncesine kadar ortaya çıkmadı. Bu bitkiler, ciğer otları ile benzer biyolojik özelliklere sahipti.[16][17] Bununla birlikte, Prekambriyen kayaçlarında bulunan yassılaşmış talluslara sahip fosiller, 1000 milyon yıldan çok daha uzun süre önce çok hücreli tatlı su ökaryotlarının var olduğunu göstermektedir.

Çiçekli bitkilerin evrimi;

Ophrys lutea

Tohumun evrilmesi, spor taşıyıcıların gezegendeki baskın bitki biçimi olduğu zamanlarda başlamıştır (350 milyon yıldan fazla süre önce yaşanan Karboniferdönemde). Bazı bitkiler, embriyolarını özel bir kılıf içinde korumak için yeni bir yol buldu ve bu adımla birlikte, bitkiler karada daha da geniş alanlara yayılma olanağı buldu. 

Tohum, döllenmiş bitki yumurtasıdır ve bitkinin "rahim"inin içinde tutulur. İlk tohumlu bitkiler için bunun anlamı, tohumun sert ve pullarla kaplı bir koza içinde korunması demekti. Koruyucu bir kılıfın olması, tohumun uyku durumunda kalabilmesini, yani uygun koşullara rastlayıp filizlenene dek ölmemesini sağlıyordu. Uzun uyuşukluk dönemleri sayesinde, bitki tohumları zor zamanları uyuyarak atlatabiliyor ve koşullar iyileştiğinde hayata atılabiliyorlardı. 

Dinozorların hüküm sürdüğü zamanlarda, ormanlarda çoğunlukla kozalaklılar, ginkgolar ve sikadlar vardı. Bunların hepsi de açık tohumlular soyundandır. Açık tohumlular, kabuğu olmayan "çıplak" tohumlara sahiptir. Genellikle tohumlarını kozalak üzerinde büyütürler ama porsuk ağacı ve ginkgo gibi bazıları da, etsi ve meyveye benzeyen yapılar içinde tohum yetiştirir. Tohumların varlığı, bu kozaların protein ile dolu olduğu anlamına gelir. Kozalaklıların uzun süren hükümdarlıkları boyunca, dinozorlar bu besin bolluğundan yararlanan ilk hayvanlar olmuştur. 

Çok geçmeden, çiçekli bitkilerin öncüleri de kozalaklılara katıldı. Çiçekli bitkilerin yani kapalı tohumluların en eski fosilleri, polen biçimindedir. Mezozoik Dönem'in başlarında belirmiş ama epey bir süre boyunca ekosistemin ender rastlanan ufak bir bölümünü oluşturmuşlardır. Çiçekli bitkilerin en eski gövde fosillerinden bazıları, Çin'in Liaoning bölgesinde 120 milyon yıl önce birikmiş olan Aşağı Kretase Yixian Oluşumu'nda bulunmuştur. Çiçek, karmaşık bir üreme organıdır. Bitkinin yumurtalarının olduğu yumurtalıkları vardır ve bunları bir dizi renkli taç yaprak ile çevreler. Ayrıca polen tanecikleri üreten bir erkek organa sahiptir. Döllenmenin ardından, yumurtalıktaki tohumlar gelişmeye başlar ve yumurtalık, tohumları koruyan bir meyveye dönüşür. Kapalı tohumlular, çiçeklerinden ziyade, bu özelliklerine istinaden adlandırılmışlardır. 

Bazıları, enerji bakımından zengin nektarlarıyla küçük böcekleri kendine çekerek, tozlaşmalarını sağlamalarına çalışır. Bu özgün strateji, tozlaşmak için rüzgara güvenmekten çok daha akıllıcadır. Bu ortakyaşamsal (simbiyotik) ilişki, böcekleri çekmeye çalışan çok değişik bitkilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. 

En eski nektarcı böceklere Jura Devri'nde rastlanırken, kelebekarı ve yaban arıları Kretase'da ortaya çıkmıştır; yani çiçekli bitkilerde dev bir evrimsel patlama olduğu sırada. Daha sonraları, arı kuşları nektarla beslenmeye başlamıştır.

  • Angiospermler - Çiçekli bitkiler

🔻{ Erken Kretase'de çiçekli bitkilerortaya çıktı ve hızla çeşitlenerek, Kretase'nin sonunda dünya genelinde baskın bitki grubu haline geldi. Bu durum, daha önce yaygın olan açık tohumlu gruplarının gerilemesi ve yok olmasıyla aynı zamanda gerçekleşti.}

🔻{ Etimolojik olarak anjiyosperm, bir kılıf içinde tohum üreten bir bitki, başka bir deyişle meyve veren bir bitki anlamına gelir. Terim, Yunanca angeion ("kılıf" veya "örtmek") ve sperma ("tohum") kelimelerinden gelir. Kara bitkileri içindeki en önemli topluluğu, "çiçekli bitkiler" oluşturmaktadır. Yeryüzünün en gelişmiş ve baskın bitkileridir. Morfolojik olarak, ot, çalı gibi değişik biçimleri bulunur. Kapalı tohumluların en belirgin özelliği farklılaşmış çiçekleri ve meyveleridirTohum taslakları kapalı bir odacık içinde geliştiği için bu gruba "kapalı tohumlular" denilmiştir.}

Bitkiler ile hayvanlar arasındaki etkileşim, nektar ile sınırlı değildir. Bazı bitkiler, örneğin çeşitli orkide türleri, çeşitli böceklere benzeyecek biçimde evrilmiştir. Genellikle türün dişisinin görünümünü taklit ederek, erkek bireyleri kendilerine çeker ve bu arada kendi tozlaşmalarını gerçekleştirmiş olurlar. Hayvanlara, oluşan tohumlarının yayılması için güvenen bitkiler de vardır. Örneğin primatlar, açgözlü meyve tüketicileridir. İnanılmaz renk ayırma becerileri sayesinde, ham meyve ile olgun meyveyi ayırt edebilir ve daldan sadece olmuşları koparırlar. Uzağa taşıdıkları meyveleri yedikten sonra da, tohumlarını çok farklı yerlere bırakmış olurlar. Bunların yanı sıra, tohumlarının hayvanlar tarafından yenip, dışkı ile atılmasını uman bitkiler de vardır. Örneğin ardıç ağacı ile ardıç kuşları arasında böyle bir ilişki olduğu bilinmektedir. Ardıç tohumları, bir ardıç kuşu tarafından yenmedikçe çimlenme gerçekleşmez. Ardıç kuşunun sindirim sisteminde, tohumların kabukları açılır. Kuşun dışkısı ile birlikte toprağa karışan tohumlar kolayca çimlenir. Tohum, değişik bitkilerin yeryüzüne yayılmasını sağlayan çok önemli bir evrimsel yeniliktir. 

Bugün çevremizde upuzun kozalaklılardan, yeri örten yoncalaraya da nilüferden kaktüslere dek çok sayıda tohumlu bitki görüyoruz. Kretas biterken, çiçekli bitkilerin bir diğer önemli soyu daha ortaya çıktı. Çimenler, kökleri ile Dünya'nın en zorlu koşullara sahip ortamlarına tutunarak, yeryüzünü Memeliler Çağı için hazırlamaya başlamıştı.



Şifa özellikleri;


"Şark yoncası" veya "Kaba yonca", "Medicago" cinsi, özellikle yem bitkisi olarak kullanılan bir bitki türüne verilen isimlerdirHer iki terim de, Arapça'daki "el-ber-sim" veya "el-hicazî" kelimelerinden türetilen uluslararası terim **"alfalfa"**ya atıfta bulunur. 

Uluslararası terminolojide alfalfa (kelime kökeni Arapça البرسيم veya الحجازي, halk dilinde Şark yoncası veya Kaba yonca şeklinde de anılır.

Kurutulmuş yonca yaprağı, kapsül, toz veya tisan şeklinde standardize edilmiş halde diyet katkı maddesi olarak yaygın surette kullanılmaktadır. Yüksek fiber düzeyi nedeniyle kolesterol düzeyleri üzerinde dengeleyici etki yaptığını, kötü kolesterolü düşürdüğünü gösterir bulgular bilimsel literatürde yer almaktadır. Baklagiller familyasındaki diğer bitkiler gibi protein, vitaminler ve mineraller açısından zengin bir kaynak oluşturan yüksek genel gıda değeri nedeniyle bünyede enerji eksikliğini önleyici, ayrıca içerdiği saponinler nedeniyle kanı ve karaciğeri temizleyici edici özellikleri bulunduğu üzerinde durulmaktadır. Besin değeri yüksek bir besin olduğu için kansızlık çekenlere faydalıdır.

Özellikle ABD ve Avustralya mutfağında salatalarda yeri olan bir bitkidir. Bazı ülkelerde genç yaprakları çiğ olarak tüketilmektedir. Daha olgun yoncanın tüketimi çok yüksek diyet lifi içeriği nedeniyle kısıtlıdır.


Kaynakça;


  1. Cavalier-Smith, T. (1981). "Eukaryote kingdoms: Seven or nine?". BioSystems14(3–4): 461-481. doi:10.1016/0303-2647(81)90050-2ISSN 0303-2647PMID 7337818.
  2. ^ Lewis, L.A.; McCourt, R.M. (2004). "Green algae and the origin of land plants". American Journal of Botany91 (10): 1535-1556. doi:10.3732/ajb.91.10.1535PMID 21652308.
  3. ^ Kenrick, Paul; Crane, Peter R. (1997). The origin and early diversification of land plants: A cladistic study. Washington, D.C.: Smithsonian Institution Press. ISBN 978-1-56098-730-7.
  4. ^ Adl, S.M. (2005). "The new higher level classification of eukaryotes with emphasis on the taxonomy of protists". The Journal of Eukaryotic Microbiology52 (5): 399-451. doi:10.1111/j.1550-7408.2005.00053.xÖzgürce erişilebilirPMID 16248873.
  5. ^ "Numbers of threatened species by major groups of organisms (1996–2010)" (PDF). International Union for Conservation of Nature. 11 Mart 2010. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 27 Nisan 2011.
  6. ^ Field, C.B.; Behrenfeld, M.J.; Randerson, J.T.; Falkowski, P. (1998). "Primary production of the biosphere: Integrating terrestrial and oceanic components"Science281 (5374): 237-240. Bibcode:1998Sci...281..237Fdoi:10.1126/science.281.5374.237PMID 9657713. 25 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2018.
  7. ^ Hull, David L. (2010). Science as a Process: An Evolutionary Account of the Social and Conceptual Development of ScienceUniversity of Chicago Press. s. 82. ISBN 9780226360492.
  8. ^ Leroi, Armand Marie (2014). The Lagoon: How Aristotle Invented ScienceBloomsbury Publishing. ss. 111-119. ISBN 978-1-4088-3622-4.
  9. ^ a b "Taxonomy and Classification"obo. 7 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mart 2023.
  10. ^ a b "An Online Flora of All Known Plants"The World Flora Online. 26 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mart 2020.
  11. ^ "Numbers of threatened species by major groups of organisms (1996–2010)" (PDF). International Union for Conservation of Nature. 11 Mart 2010. 21 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 27 Nisan 2011.
  12. ^ "How many plant species are there in the world? Scientists now have an answer"Mongabay Environmental News. 12 Mayıs 2016. 23 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mayıs 2022.
  13. ^ Hall, John D.; McCourt, Richard M. (2014). "Chapter 9. Conjugating Green Algae Including Desmids". Wehr, John D.; Sheath, Robert G.; Kociolek, John Patrick (Ed.). Freshwater Algae of North America: Ecology and Classification(2 bas.). ElsevierISBN 978-0-12-385876-4.
  14. ^ Seenivasan, Ramkumar; Sausen, Nicole; Medlin, Linda K.; Melkonian, Michael (26 Mart 2013). "Picomonas judraskeda Gen. Et Sp. Nov.: The First Identified Member of the Picozoa Phylum Nov., a Widespread Group of Picoeukaryotes, Formerly Known as 'Picobiliphytes'"PLOS ONE8 (3): e59565. Bibcode:2013PLoSO...859565Sdoi:10.1371/journal.pone.0059565Özgürce erişilebilirPMC 3608682 $2PMID 23555709.
  15. ^ Earle, Christopher J., (Ed.) (2017). "Sequoia sempervirens"The Gymnosperm Database. 1 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Eylül 2017.
  16. ^ Taylor, Thomas N. (November 1988). "The Origin of Land Plants: Some Answers, More Questions". Taxon37 (4): 805-833. doi:10.2307/1222087JSTOR 1222087.
  17. ^ Ciesielski, Paul F. "Transition of plants to land". 2 Mart 2008 tarihinde kaynağındanarşivlendi.
  18. ^ Strother, Paul K.; Battison, Leila; Brasier, Martin D.; Wellman, Charles H. (26 Mayıs 2011). "Earth's earliest non-marine eukaryotes"Nature473 (7348): 505-509. Bibcode:2011Natur.473..505Sdoi:10.1038/nature09943PMID 21490597.


###############



Edward Lee Greene

Edward Lee Greene (20 Ağustos 1843 - 10 Kasım 1915), iki bölümden oluşan Botanik Tarihinin Simgesel Yapıları ve Batı Amerika'daki 4.400'den fazla bitki türünün tanımlanması da dahil olmak üzere çok sayıda yayınıyla tanınan Amerikalı bir botanikçiydi

Albion Akademisi'nde okumaya başladı. Greene orada botaniğe ilgi duyan İsveçli bir doğa bilimci olan Thure Kumlien ile tanıştı. Greene, Kumlein'e saha gezilerinde eşlik ederek Greene'in botaniğe olan ilgisini daha da geliştirdi. Greene, Cambridge, Massachusetts'ten botanikçiler Asa Gray ve St. Louis, Missouri'den George Engelmann'ın yardımıyla Batı'da botanik okumak için hazırlıklar yaptı. 

1876-1877'de Greene, Yreka, Kaliforniya'da piskoposluk rahibi iken, yalnızca o bölgede bulunan küçük çiçekli bir bitki olan Phlox hirsuta'nın ilk örneklerini keşfetti.

Yreka phlox'un kaydedilen ilk örneği 1876'da Edward Lee Greene tarafından keşfedildi. Greene, keşfi yaptığı 1876'dan 1877'ye kadar Yreka'daki St. Laurence Piskoposluk Kilisesi'nde (o zamandan beri St. Mark's olarak yeniden adlandırıldı) rahipti; daha sonra Berkeley'deki California Üniversitesi'nde ilk botanikçi oldu.

Phlox hirsutaYreka phlox veya tüylü phlox, bir phlox türüdürKaliforniya'nın Siskiyou İlçesi'nin serpantin topraklarında yetişen küçük çiçekli bir bitkidir[ ve adını aldığı Kaliforniya, Yreka'nın resmi şehir çiçeğidir. 

Turpgiller (Brassicaceae) familyası tek yıllık, iki yıllık veya çok yıllık otsu bitkiler, yarı çalılar, çalılar veya nadiren küçük ağaçlardan oluşmuştur. Brassicaceae familyası istilacı bitkilerin önemli bir kısmını barındıran ve aynı zamanda kolza (Brassica napus subsp. oleifera), beyaz hardal (Sinapis alba), kara hardal (B. nigra), kırmızı hardal (B. juncea), yağ şalgamı (B. rapa subsp. oleifera), kır lahanası (B. campestris) turp (Raphanus sativus), çin marulu (Brassica rapa subsp. pekinensis), başlahana (B. oleracea var. capitata), kale (karalahana) (B. oleracea var. acephala), brüksel lahanası (B. oleracea var. geminifera), brokoli (B. oleracea var. italica), çin brokolisi (B.oleracea var. alboglabra), karnabahar (B.oleracea var. botrytis), yer lahanası (B. oleracea var. gongylodes), roka (Eruca sativa), tere (Lepidium sativum), çoban çantası (Capsella bursa-pastoris) gibi ekonomik önemi olan birçok bitkiyi içermektedir. 

Tropidocarpum Brassicaceae familyasına bağlı bir bitki cinsidir.

Edward Lee Greene'in 1888'de keşfettiği bitki, büyük olasılıkla bir vadi bitkisidir ve San Joaquin Nehri kıyısındaki düşük alkalinli topraklarda yaygındırBu bitki, Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsü botanikçisi Greene'in 1888'deki keşfi sırasında bu şekilde tanımlanmıştır. 

Tropidokarpum

TropidocarpumBrassicaceae familyasındaki çiçekli bitkilerin bir cinsidir. Biri son derece nadir olan iki ila dört tür vardır. Kapari meyveli tropidocarpum olan Tropidocarpum capparideum, Kaliforniya'ya özgü, genellikle 1950'lerden beri neslinin tükendiği düşünülen bir bitkidir, ancak o zamandan beri rapor edilmiştir. Örnekler 2000 ve 2001 yıllarında Fort Hunter Liggett, Kaliforniya'da toplandı. Durumu şu anda tartışılıyor. Cinsin diğer üyesi olan dobie kabuğu, T. gracile, Kaliforniya ve Baja California'da yaygın hardal benzeri bir bitkidir. Ayrı monotipik cinslerdeki diğer iki bitki, Twisselmannia ve AgallisTropidocarpum'a taşındı.

#

Bilim insanları 70 yıldır görülmeyen bitkiye parkın ortasında rastladı

Tropidocarpum capparideum, geçen marta kadar Kaliforniya'nın kuzeyindeki Contra Costa İlçesi'nde onlarca yıldır görülmemişti (Doğu Körfezi Parkları)


Bölgeye özgü tür bir zamanlar epey yaygındı ancak istilacı bitkiler ve inşaatlar nedeniyle yok olmanın kıyısına geldi.   


Botanikçiler, Kaliforniya'nın kuzeyinde neredeyse 70 yıldır görülmeyen son derece nadir bir bitkiye rastladı.

Küçük, sarı çiçekli yeşil bir bitki olan Tropidocarpum capparideum, geçen martta Contra Costa İlçesi'ndeki Vasco Hills Bölge Koruma Alanı'ndaki bir bayırın tepesinde bulundu.

Hardal familyasından olan bu bölgeye özgü bitki "nadir, tehdit altında veya nesli tükenme tehlikesi altında" kabul ediliyor.

oğu Contra Costa İlçesi Habitat Koruma'dan botanikçi Heath Bartosh, meslektaşı Spencer Adams'la birlikte türü aramak için bölgeyi tararken bu keşfi yaptı.

Bu, türün bölgede bilinen yalnızca iki popülasyonundan biri ve her popülasyonda 20'den az bitki bulunuyor.

Bitki en son 70 yıl önce aynı tepelerde görülmüştü.

Doğu Körfezi Bölgesel Park Bölgesi'nden yaban hayatı botanikçisi Michele Hammond çarşamba günü SFGATE'e yaptığı açıklamada, "Herkes çok heyecanlandı" dedi. 

Bu türün uzun zaman sonra görülen ilk örneği, özellikle de koruma altındaki bir arazide bulundu.

Bölgenin arazi koruma önlemlerini kast ederek "Bir şeyleri doğru yaptığımızı gösteriyor" diye ekledi.

Bitki ilk olarak 1888'de Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsü botanikçisi Edward Lee Greene tarafından keşfedilmişti. Bir basın açıklamasına göre Greene o zamanlar bitki için "San Joaquin Nehri kıyısındaki düşük alkalinli vadi arazilerinde çok yaygın" diye yazmıştı.

Ancak bitki, çoğunlukla yerli olmayan türlerle arasındaki şiddetli rekabet nedeniyle büyük ölçüde yok oldu.

Bartosh "1880'lerin sonlarından itibaren yerli olmayan türler çoğalarak yerli türleri geride bıraktı" diye açıklıyor.

İmar nedeniyle habitat kaybı da bu duruma katkıda bulunan faktörler arasında. Hammond, "Yeterli konut istiyoruz ancak son 100 yıldır konutlar araziye yayılıyor" diyor. 

Ve doğal otlaklar geri kazanılması en zor ekosistemlerden biri.

SFGATE'e göre bitki, park bölgesinin, sığırları ölü bitki örtüsü ve yerli olmayan türlerle otlatmak için bir kısmını kontrol ettiği özel bir arazide bulundu.

Bu uygulama, son 20-30 yıldır Altın Eyalet'i (Golden State; Kaliforniya'nın lakabı) kasıp kavuran orman yangınlarının yakıtını azaltmaya yardımcı oluyor. İklim değişikliği yüzünden yangınlar daha büyük, düzensiz ve sık hale geliyor.

Koruma kuruluşu, Tropidocarpum capparideum'un takibinin bundan sonra "üst düzey önceliğe" sahip olacağını belirtiyor.

Bartosh, "Bu bulgu, kamu arazilerinin korunması ve yönetiminin yerli bitkiler için ne kadar hayati olduğunu vurguluyor" diyor.


*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç


                                ############


Hardal Otu Faydaları Nelerdir?

Faydaları pek çok olan hardal otu mutlaka dikkate alınması gerrken bir ottur. Başlıca faydaları: Hazmı kolaylaştırmakta ve kabızlığı önlemektedir. Göğsü yumuşatan hardal otu öksürüğe de iyi gelmektedir.
Ayrıca göğüs hastalıklarına iyi gelen bu ot bronşit ve de zatürreye de iyi gelir. Romatizma ağrılarına da iyi gelecek olan hardal otu, akciğer zarı iltihabında da iyileştiricidir.


XXXXXXXXXXX


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hallo 🙋🏼‍♀️