44# Kalp düşünür mü? Düşünen kalp bilimsel olarak yalan mıdır?
Soru: Kalp düşünür mü? Düşünen kalp yalan mıdır? Kutsal kitaplarda kalbin düşünce merkezi sanılması hakkında ne dersiniz? Kalp düşünme organı mıdır?
Kalp beyin değildir
Bu sorunun cevabını anlamak için öncelikle dilin kullanım yapısının bilinmesi gerekir. Çünkü bir toplumda duygu ve düşüncelerin aktarılmasının yolu dil içindeki kalıplaşmış ifadeler ve deyimlerdir. Bir metni, bu kalıplaşmış ifade ve deyimleri kullandığı için yanlış telakki etmek doğru değildir. Çünkü sağlıklı iletişim, dildeki bu ifadelerle mümkündür.
Bu yüzden kalbin düşünmesi ifadesinin deyimsel olduğunu savunanlar ve deyimsel ifadelerde dış Dünya ile birebir uyum aranmasının gerekli olmadığını belirtenler vardır. Hac 46 ayetindeki “göğüslerinizdeki kalpler” ifadesi de böyle bir deyimsel ifade olarak anlaşılabilir. Türkçe’de de şöyle benzer bir kullanım yapsanız herkes ne demek istediğinizi anlar ve bu deyimsel ifadede sizi suçlamazlar. Örneğin “Göğsünüzde yürek (kalp) yok mu ki cesaret edemediniz” diyen birine “cesaretin merkezi yürek değil beyindir, hem göğsünde diye belirttiğin için açık bir çelişki işledin” demeyiz.
Aynı şekilde Kuran’daki bu ifadelere de dilin yapısı içinde deyimsel olarak bakanlar vardır. Örneğin başka ayetlerde göğsün daralması ifadesinin de gerçek bir göğüs daralması olmadığını ve sadece deyimsel bir ifade olduğunu herkes bilir. Veya Hac 46 ayetinde “kör olan gözleri değil, göğüslerdeki kalpleridir” derken “gözlerin kör olmamasının ama kalplerin kör olmasının” deyimsel mecazi bir ifade olduğunu ve gerçeklikle bir çelişki oluşturmadığını anlamak için uzman dilbilimci olmaya gerek yok. Çünkü gerçek Dünya’da gözlerin kör olduğunu herkes bilir. Bu anlatım deyimseldir ve cümlede anlatılmak isteneni kuvvetlendiren bir anlatım sanatıdır.
Kalbin düşünmesi hakkındaki bu tür deyimsel ifadeler birçok eski kültürde vardır. Türklerde de sevgi, cesaret gibi birçok duygu deyimsel olarak kalp ile ilişkilendirilir.
Kuran eski insanların anlayışlarını incitmeyecek tarzda onların deyimlerini kullanması muhatap edindiği kitleyle doğru iletişimi sağlaması açısından önemlidir. Fakat bu ifadeler müteşabih anlamlar taşıyor olabiliyorlar.
Yani eski devrin insanlarının anlayışlarına ters düşmüyor fakat bu ayetler bilimsel bilgilerle de tam uyumlu görünüyorlar. Müteşabih ayetler konusu 75 nolu yazımızdadetaylı açıklandı.
İşte kalplerin düşünmesi ifadesi de böyle bir müteşabih ifade olduğunu tespit ettik. Çünkü onlarca farklı kurum ve araştırıcı birbirlerinden bağımsız olarak kalbin beyin ve düşünce üzerine etki ettiğini ve düşünceleri etkilediğini gösteriyor. Bulgulara göre kalpten çıkan sinyaller beyne ulaşıp beynin doğru düşünmesi açısından beyni yönlendirebiliyor.
Bilimsel literatürleri bir taradık ve bulduğumuz sonuçlar şöyle:
Amerika’da kalp üzerine bilimsel araştırmalar yapan bir enstitü: HeartMath enstitüsü
Kalp ve beyin arasındaki ilişkiyi inceleyen geniş kapsamlı bir çalışmada, HeartMath (Kalp matematiği) enstitüsünden Dr. Rollin McCraty ve ekibi, kalp ve beynin nasıl senkronize hareket ettiklerini uzun bir yazılarında anlatmışlardır.

Yazılarında, beyinde düşünce sırasında açığa çıkan elektromanyetik dalgaların beynin düşünce işlemlerinde önemli görevleri olduğu bilindiği gibi, aynı şekilde duygu durumlarına göre kalbin elektrokardiyogram yapılarının değiştiğini ve bu bulguların tekrar edilebilir olduğunu bildirmişlerdir. Her duygu durumu ile birlikte kalbin ayrı bir ritme girdiğini belirtmişlerdir. Kalp ritmini çeşitli sinyal parametrelerinin formüle edilmesiyle bulmuşlardır ve bu kalp vuruş sayısından farklıdır.
106 sayfalık yazılarının hepsini veremeyeceğim için burada özet olarak bazı cümlelerini tercüme edeceğim:
“Kalbin beyin ve bedenle iletişim kurduğu ana yollar hakkındaki bu çalışmamız, kalbin ürettiği sinyallerin duygusal deneyimleri sürekli olarak nasıl bilgilendirdiğini ve bilişsel işlevi nasıl etkilediğini gösterir…
Kalp, vücut fonksiyonları için gerekli olan sistem bilgisinin tutarlı bir bütün olarak üretilmesinde ve aktarılmasında merkezi bir rol oynar. Bu önermeyi destekleyen çok sayıda kanıt vardır: Kalp, vücuttaki ritmik bilginin en tutarlı ve dinamik jeneratörüdür; onun kendi sinir sistemi, beyinden bağımsız olarak çalışan karmaşık bir bilgi şifreleme ve işleme merkezidir; kalp çoklu vücut sistemlerinde işlev görür ve böylece sistemler arasında ve tüm vücut boyunca bilgileri entegre etmek ve iletmek için benzersiz bir şekilde konumlanır; ve tüm bedensel organlar içinden kalp, beyinle en geniş iletişim ağına sahiptir.
Daha sonra açıklanacağı gibi, kalp sinyalleri sadece beyindeki homeostatik düzenleyici merkezleri etkilemekle kalmaz, aynı zamanda algısal, bilişsel ve duygusal işlemede yer alan daha yüksek beyin merkezlerinin aktivitesini de etkiler, dolayısıyla davranış ve deneyimlerimizin birçok ve çeşitli yönlerini etkiler.”
Kalp bilgiyi beyinden önce işliyor
Dr. Schaffer tarafından yapılan bir araştırmada, kalbin beyinden önce bilgiyi işlediğini ve bu sezgisel bilgiyi merkezi sinir sistemi aracılığıyla beyne gönderdiğini bildirilir.
Bir çalışmada Mc Carty ve ekibi deneklere uyarıcı fotoğraflar göstermişler ve kalp dalgalarının beyin dalgalarından önce oluştuğunu ve beyne iletildiğini belirlemişlerdir. Yine McCraty 2014 yılında bir araştırmasını yayınladı, bu araştırmada Rulet oyunu oynarken denekler izlendi: Kalp dalgalarının, katılımcılara iyi ya da kötü bir bahse ilişkin bir gösterge verecek şekilde değiştiğini gözlemlediler. Katılımcıların iç kalp tepkilerine göre hareket etmeleri halinde, daha iyi bahis seçimleri yapmış olduklarını tespit ettiler. Bu da eskiden beri söylenen kalbinin sesini dinle sözünün hiç te küçümsenmeyecek olduğunu gösteriyor.
Nöral hücrelerle örülü kalp beyni
Nörokardiyoloji uzmanları beyin ve kalp arasındaki bağlantıyı son 20 yıldır artan oranda araştırıyor. “Şu anki tespitlere göre Kalplerin manyetik enerjisinin, beyin tarafından üretilenlerden 5000 kat daha güçlü olduğu bulunmuştur. Buna ek olarak, kalplerimizin çok zeki olduğunu gösteren “kalplerin kendi beyni” veya “kalp-beyni (heart-brain)” olarak da adlandırılan “nöral hücreler” olarak adlandırılan beyin hücrelerini içerdiklerini bildiren çok sayıda araştırma var. [2, 5-8]”

Kalp tüm beyin fonksiyonlarını etkileyebilme gücüne sahip
Araştırmalar, kalbin sinir sisteminin, beynin ön korteksini etkilediğini beynin motor korteksini etkilediğini, dikkati ve motivasyonu sağladığını bilişi ve hafızayı ve duyguları etkilediğini bildirmişlerdir. Dr. Shao ağrılı bir olaya maruz kalındığında kalpten gönderilen sinyallerin beyinde ağrı algısı oluşturmuş olduğunu yaptığı klinik çalışmalarla ortaya koymuştur.
Bu yüzden araştırmacılar ağrının seviyesinin ölçümü için kalpten çıkan sinyallerin kullanılmasını önermişlerdir.
Kalp sinyallerinin dua etme anındaki sonuçları Dr. Edward tarafından yayınlanmıştır. Bu çalışmaya göre dua, kalp sinyalleri ile çok yakından ilişkilidir, dua edenlerde psikolojik iyileşme, beyin-kalp tutarlılığı olduğu ortaya konmuştur.

Duygular ile kalp sinyalleri arasındaki bağlantı
Mc Craty 2015 yılında yayınladığı çalışmasıyla duygular ile kalp sinyallerinin bağlantısını gösterdiğini bildirmiştir. Whitney kendi tez çalışmasında kalbin, duyguları, düşünceleri ve aklı düzenleyen bir organ olduğunu açıklamıştır.
Kalbin haritası isimli bu tez çalışması okumaya değerdir. Armour ise kalp nöron yumaklarının ön korteksi ve böylece duyguları etkilediğini, bunun için nörotransmitterler benzeri bir yol kullandığını bildirmiştir.
Yine Mukesh Kumar (2020) yaptığı klinik çalışmaların sonucunu rapor etmiş ve beyin kalp etkileşiminin insan bilincini yönlendirdiğini söylemiştir.
Max Planck Enstitüsü, İnsan Bilişi ve beyin bilimleri departmanı, nöroloji bölümünden Dr. Esra Al ve ekibi tarafından yürütülen bir araştırma da kalp ritminin bilişsel algıyı etkilediğini bildiriyor. Makalenin giriş bölümünde kalp ritmi zamanlamasının görsel ve işitsel algıyı etkilediğini gösteren gittikçe artan kanıt bulunduğunu haber veriyor. Yine kalp fonksiyonlarının bilişsel algıyı etkilediğini bildiren çok sayıda araştırma olduğunu da bildiriyor.
Kaynağa bakmaya üşenenler için aşağıya kısa bir ekran görüntüsü koydum.

Aşağıdaki şekil McCarty 2015’ten alınmıştır ve beyin ile kalp arasındaki etkileşim yollarını göstermek için çizilmiştir.

Kalp hastalıkları
Kalp hastalıklarında insan bilincinin zayıfladığını gösteren araştırmalar da çok sayıda vardır. Örneğin İtalya’da yapılan bir araştırmada bilişsel bozukluğu olan kişilerin kalpten beyne gelen sinyallerinin de bozuk olduğunu göstermiştir. Wookyoung Jung kalp sinyal bozukluklarının insan bilişsel yeteneğini nasıl etkilediğini gösteren araştırmaları derlediği çalışmasında kalp bozukluklarının insanlarda şizofreni, major depresyon, posttravmatik strese yol açtığını gösteren birçok araştırmayı kaydetmiştir.
Ya yapay kalp varsa?
Buraya kadar anlaşıldı ki kalbin beyni yönlendirme kapasitesi var ve muhtemelen beyin yanlış düşünebildiği halde kalp onun yanlış düşünmesini engelleyecek mekanizmalarla sinyaller gönderiyor. Tabi bu demek değildir ki kalpten sinyaller gelmezse beyin düşünemez. Zaten Kuran’da bazı insanların kalplerinin mühürlenmiş olduğu belirtilir ki bu kalplerden beyne doğru düşünme sinyallerinin artık gitmediğini anlıyoruz. Yani kalp düşünceyi doğruya yönlendirir fakat düşünce için olmazsa olmaz değildir.
Kalbinden gelen sinyaller olmadan düşünenler kalbin rehberliğinden yoksun kalırlar. Kalpleri açık olanların sadece müslümanlar olduğunu söylemek te doğru olmaz, kalpleri kötülükle dolu olmayan, kalbinde sevgi ve şefkate de önemli yer olan isterse budist veya şamanist olsun herkes kalbinin yol göstericiliğinden faydalanır. Bu açıdan gerçek kalp çıkarılıp yapay kalp takılmış biri düşünebilir fakat kalbin yol göstericiliğinden, rehberliğinden yararlanamayabilir. Fakat günümüzdeki yapay kalpler gerçek kalbe yardımcıdır. Gerçek kalbin olmama durumu yoktur.
Kuran beyinden neden bahsetmiyor?
Ayetlerin amacı insanın düşünüp düşünmemesini belirtmek değil, çünkü insanlar yanlış da olsa yine de düşünür.
Kuran beyin düşünür, karaciğer kanı süzer, akciğerler hava değiştirir gibi asıl maksatlarını ifade etmeyen bilimsel gerçekleri ifade etmek için gelmemiştir (Ama mucize olarak bazen bilimden bahsedebilir.)
⚠️Buradaki ayetlerin amacı, kalbinin yönlendirmesini dinlemeyen insanları belirtmek ve onların kalplerinden gelen düşünceyi yönlendirici sinyalleri dinlemediklerini belirtmektir.‼️
Kısaca kalbin beyine rehberlik ettiği bilimsel bir gerçek ve rehberlik edici kalp sinyalleri varsa iman kolaylaşabilir, beyin daha doğru düşünür.
Fakat kalp sinyalleri olmazsa iman mümkün değil diyemeyiz. Bu yüzden gelecekte organik kalp yerine organik olmayan kalp takılırsa sonuçta yine iman mümkün olur.
Fakat bilim bu kalp sinyalleri eksikliği için ne der bilemiyoruz, o da bilim adamlarının araştırma konusu olacaktır.
Evet insanlar kalplerinden gelen sinyallerin rehberliğini dinlemezse düşünmeleri onları doğru sonuca vardırmayacaktır, Kuran içinde önemli olan ise bu istikametli düşünce şeklidir.
⚠️Bu yüzden ayetlerde salt düşünme merkezi olan beyin değil beyine kılavuzluk edecek sinyaller gönderen kalbin bu eşsiz rolünden bahsedilmiştir. Çünkü Kuran’ın ve Allah’ın mesajını anlamak için düşünmek değil doğru düşünmek gerekiyor. Salt beyinle müthiş bir zeka sahibi olabilirsiniz ama zekanız şeytani bir zekaya kısa sürede evrilecektir. Kalbin kılavuzluğundaki bir zeka ise akıl olur, akletmek ve doğruyu yanlıştan ayırıp mesajı ve hakikatleri anlamak kalbin kılavuzluğuna bağlıdır.‼️
Kalpler kör olur
Çoğu meallerde Hac 46’da “gözler kör olmaz, kalpler kör olur diye çeviri yapılmış. Fakat bu ayetin gerçek çevirisi “kör olan gözleri değil; kör olan, göğüslerdeki kalpleridir!” şeklinde Muhammed Esed’in çevirdiği gibi olmalıdır. Zaten ayetin genel anlamda gözlerin kör olmadığından bahsettiğini anlamak akla aykırı olur, çünkü gözlerin kör olduğunu Peygamber zamanındaki insanlar da biliyorlardı.
Kalplerin düşünmesi mecaz mıdır?
Soru: Kuran’da bir çok ayette kalplerin düşünme üzerindeki rolünden bahsedilir fakat bu tabir bir mecaz olabilir mi?
Cevap: Bu sorunun cevabını anlamak için müteşabih ayetler konumuzu okumuş olmanız gerekiyor (Bkz: 75 nolu yazı).
Özetleyecek olursak Kuran’da bazı ayetler vardır ki müteşabihtir. Müteşabih, benzeşen demektir. Yani hem ilk asrın insanlarının bilgilerine benzer hem de bilim asrı insanlarının bilgilerine benzer, fakat Kuran’a göre doğru açıklaması bilim asrı insanlarının yani alimlerin bildikleridir.
Bu şekilde Kuran’da çokça ayet vardır. Bir taraftan eski insanların görüşlerini incitmeyip onların Kuran’ı bir çırpıda reddetmesini engellerken diğer taraftan haber verilen konu bilimsel gerçeklikle de çok iyi uyumludur.
İşte bu konulardan biri de kalbin düşünce üzerindeki etkisidir ki, hem eski insanların inanışlarına uyar, hem de bilimsel bir karşılığı da vardır. Bilimsel bir hata değildir. Kalbin düşünme üzerine etki etmesi, Kuran’ın kendiliğinden üretmiş olduğu bir mecaz da değildir. Hem eski zaman insanlarının bir inanışıdır, hem de bilimsel bir gerçekliktir.
Kalp mi akleder beyin mi?
Soru: Kuran’da kalbin düşünceye yardım ettiği yazmıyor, Kuran’da düşüncenin kalpten geldiğini söylüyor diyorlar. Ne dersiniz?
Hac 46: Kendisiyle akledecekleri bir kalplerinin ve işitecekleri bir kulaklarının olması için yeryüzünde dolaşmazlar mı? Çünkü gözler kör olmaz. Asıl kör olan sinelerdeki kalplerdir.
Bu ayet aklın bütün mekanizmalarının kalpte olduğunu göstermez. Bir örnekle anlatayım:
İki arkadaş bir arabaya biniyor.
A kişisi dedi ki arabayı çalıştıracak anahtarın yok mu?
B kişisi de dedi ki ama arabayı çalıştıran motordur, arabanın çalışmasında asıl işlevin motorda olduğunu bilmiyorsun galiba.
Bu durumda B kişisi mantık hatası yapmış olur. Çünkü evet arabanın çalışması motor ile olur ama motorun çalışmasını uyarıcı da anahtar olduğu için anahtar arabayı çalıştırıyor denir. Teknik detayları bilmeyen birine arabayı çalıştıran anahtardır dersin, teknik detayları biliyorsa ve gerekli ise motordan da bahsedersin.
İşte Kuran da insanların çok fazla teknik detaylar bilmediği bir dönemde aklı çalıştıranın kalp olduğunu söylemiş ki, yazıda belirttiğimiz gibi yeni araştırmalar da kalbin sinyallerinin beyin sinyallerinden önce çıkıp beyne ulaşarak onu çalıştırdığını gösteriyor. Ne kadar doğru bir ifade kullanmış. Yanlış yok. Tıpkı anahtar ve motor örneğinde olduğu gibi.
Kaynaklar
- McCraty, R., et al., The Coherent Heart Heart-Brain Interactions, Psychophysiological Coherence, and the Emergence of System-Wide yOrder. Integral Review: A Transdisciplinary & Transcultural Journal for New Thought, Research, & Praxis, 2009. 5(2).
- Shaffer, F., R. McCraty, and C.L. Zerr, A healthy heart is not a metronome: an integrative review of the heart’s anatomy and heart rate variability. Frontiers in psychology, 2014. 5: p. 1040.
- McCraty, R., M. Atkinson, and R.T. Bradley, Electrophysiological evidence of intuition: Part 1. The surprising role of the heart. The Journal of Alternative & Complementary Medicine, 2004. 10(1): p. 133-143.
- McCraty, R. and M. Atkinson, Electrophysiology of intuition: pre-stimulus responses in group and individual participants using a Roulette paradigm.Global advances in health and medicine, 2014. 3(2): p. 16-27.
- Goldstein, D.S., Neuroscience and heart-brain medicine: the year in review. Cleveland Clinic journal of medicine, 2010. 77(0 3): p. S34.
- McCraty, R. and F. Shaffer, Heart rate variability: new perspectives on physiological mechanisms, assessment of self-regulatory capacity, and health risk.Global Advances in Health and Medicine, 2015. 4(1): p. 46-61.
- Armour, J.A., Anatomy and function of the intrathoracic neurons regulating the mammalian heart. Reflex control of the circulation, 1991: p. 1-37.
- Armour, J.A., Potential clinical relevance of the ‘little brain’on the mammalian heart.Experimental Physiology, 2008. 93(2): p. 165-176.
- McCraty, R., M. Atkinson, and R.T. Bradley, Electrophysiological evidence of intuition: Part 2. A system-wide process? The Journal of Alternative & Complementary Medicine, 2004. 10(2): p. 325-336.
- Lane, R., et al., 21. Activity in medial prefrontal cortex correlates with vagal component of heart rate variability during emotion. Brain and cognition, 2001. 47(1-2): p. 97-100.
- Svensson, T. and P. Thoren, Brain noradrenergic neurons in the locus coeruleus: inhibition by blood volume load through vagal afferents. Brain Research, 1979. 172(1): p. 174-178.
- Schandry, R. and P. Montoya, Event-related brain potentials and the processing of cardiac activity. Biological psychology, 1996. 42(1-2): p. 75-85.
- Hassert, D., T. Miyashita, and C. Williams, The effects of peripheral vagal nerve stimulation at a memory-modulating intensity on norepinephrine output in the basolateral amygdala. Behavioral neuroscience, 2004. 118(1): p. 79.
- Zhang, J.-X., R.M. Harper, and R.C. Frysinger, Respiratory modulation of neuronal discharge in the central nucleus of the amygdala during sleep and waking states. Experimental Neurology, 1986. 91(1): p. 193-207.
- Shao, S., et al., Effect of pain perception on the heartbeat evoked potential. Clinical neurophysiology, 2011. 122(9): p. 1838-1845.
- Edwards, S.D. and D.J. Edwards, Contemplative investigation into Christ consciousness with Heart Prayer and HeartMath practices. HTS Theological Studies, 2017. 73(3): p. 1-5.
- Whitney, A., Map of the Heart: An East-West Understanding of Heart Intelligence and its Application in Counseling Psychology. 2017, California Institute of Integral Studies.
- Armour, J.A. and J.L. Ardell, Basic and clinical neurocardiology. 2004: Oxford University Press.
- Kumar, M., Singh, D., & Deepak, K. K. (2020). Identifying heart-brain interactions during internally and externally operative attention using conditional entropy. Biomedical Signal Processing and Control, 57, 101826.
- Al, E., Iliopoulos, F., Forschack, N., Nierhaus, T., Grund, M., Motyka, P., … & Villringer, A. (2020). Heart–brain interactions shape somatosensory perception and evoked potentials. Proceedings of the National Academy of Sciences, 117(19), 10575-10584.
- Riganello, F., Vatrano, M., Carozzo, S., Russo, M., Lucca, L. F., Ursino, M., … & Porcaro, C. (2021). The Timecourse of Electrophysiological Brain–Heart Interaction in DoC Patients. Brain Sciences, 11(6), 750.
- Jung, W., Jang, K. I., & Lee, S. H. (2019). Heart and brain interaction of psychiatric illness: a review focused on heart rate variability, cognitive function, and quantitative electroencephalography. Clinical Psychopharmacology and Neuroscience, 17(4), 459.
########################
Kalpteki Küçük Beyni Keşfetmek: Kalp-Beyin İletişimine Bir Yolculuk
Kalpteki Küçük Beyni Keşfetmek:Kalp-Beyin İletişimine Yolculuk
Giriş: Kalbin Gizemlerini Ortaya Çıkarmak
Genellikle sadece bir pompa olarak düşünülen kalbin kendine ait bir beyni olduğunu biliyor muydunuz? Nörokardiyologlar ve çok sayıda bilim insanı tarafından desteklenen bu olağanüstü fikir, kalp ile beyin arasında daha önce anlaşılandan daha derin bir iletişimin altını çiziyor. 1991 yılında Dr. J. Andrew Armour, çığır açan "kalp beyni" kavramını tanıttı.
Karmaşık Kalp-Beyin Bağlantısı
Kalp anlayışımız zaman içinde önemli ölçüde gelişti. Kalp ve beyin, sempatik ve parasempatik dallardan oluşan otonom sinir sistemi aracılığıyla iletişim kurar. Bu karmaşık ağ, çoklu sinaptik yolları içeriyor ve bu keşfin büyüleyici bir yönünü ortaya çıkarıyor: Kalp aslında beyne, beynin kalbe gönderdiğinden daha fazla sinyal gönderiyor. Bu sinyallerin algımızı, duygularımızı ve hatta daha yüksek bilişsel süreçlerimizi etkileyen geniş kapsamlı etkileri vardır.
Kalpteki küçük beyin ne yapar?
Kalpteki "küçük beyin", beyin beynine benzer karmaşık bir sistemdir. Çok çeşitli nöronlar, nörotransmiterler, proteinler ve destek hücreleri içerir. Bu gelişmiş ağ, kalbin bağımsız olarak öğrenmesini, hatırlamasını, hissetmesini ve hissetmesini sağlar. HMI araştırmacılarının akıllı kalp olarak da adlandırdığı "kalp beyni" hakkında yaptığı en önemli keşiflerden biri, kasıtlı olarak duyguların deneyimlenmesinin, kalbin beyne gönderdiği bilgileri değiştirebileceğidir. HeartMath Enstitüsü çalışmaları, şefkat, ilgi, sevgi ve genel olarak olumlu duygu durumları gibi duyguların aslında bize birçok yönden fayda sağlayabileceğini göstermiştir. Bu tür yetenekler, kalbin beynin sinyallerine verdiği tepkileri hassas bir şekilde ayarlamasını sağlayarak duygusal ve bilişsel deneyimlerimizde çok önemli bir rol oynar.
Öncü Araştırma ve Çalışmalar
Stanford Üniversitesi'nde psikiyatri profesörü olan Dr. Lisa Garfinkel'in çalışmaları da dahil olmak üzere son araştırmalar, kalbin beyne korku uyandıran sinyaller gönderebileceğini ima etti. Bu iki yönlü iletişim, bu duygusal durumların kesin kaynağını belirlemeyi zorlaştırır. Bunu daha da genişleten HeartMath Enstitüsü'nün (HMI) "Kalp Bilimi" e-kitabı, "kalp beyninin" serebral beyne benzer şekilde nasıl çalıştığına dair kapsamlı bir bakış sunuyor. HMI'nın en önemli keşiflerinden biri, kasıtlı olarak olumlu duygular yaşamanın, kalp tarafından beyne iletilen bilgileri değiştirebilmesidir. Bu bulgunun duygusal refahımız üzerinde aydınlatıcı etkileri vardır.
Kalp Tutarlılığının Gücü
HMI tarafından incelenen tutarlılık kavramı, zihinsel algının, sezgisel farkındalığın ve performansın arttığı psikofizyolojik bir durumu vurgulamaktadır. Bir çalışmada, katılımcılardan bilinçli olarak olumlu duygular hissetmeleri istendi. Sonuç, özellikle olumsuz duygular yaşadıktan sonra daha yumuşak ve daha istikrarlı hale gelen kalp ritimlerinde gözle görülür bir değişiklik oldu. Bu tutarlılık durumu yalnızca fizyolojik bir olgu değildir; kişisel performans, sağlık ve genel refah için somut faydaları vardır.
Sonuç ve İleri Öğrenme
Kalpteki küçük beynin keşfi, duygu ve düşüncelerimizin fiziksel durumumuzla nasıl iç içe geçtiğini anlamada yeni ufuklar açıyor. Bu heyecan verici konu ilginizi çekiyorsa, zengin bilgiler mevcuttur - görsel temsiller ve daha fazlası New Science of the Heart Cilt 2, Bölüm 1'de bulunabilir. Kalp-beyin iletişimini ve kalp tutarlılığına ulaşmanın faydalarını daha derinlemesine incelemek için kaynaklar ve araştırma makaleleri HeartMath Enstitüsü'nün araştırma sayfasında mevcuttur. Kalbin gizli beynine yapılan bu yolculuk, yalnızca biyolojik bir olguyu değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal sağlığımızı artırmanın yolunu da ortaya koyuyor. Görüntüler görüntülenebilir okuyun.
Bu görüntüler J. Andrew Armour, M.D., Ph.D. ve meslektaşlarının çalışmalarından türetilmiştir.
https://www.youtube.com/watch?v=bPDoU3nL_WA
https://www.heartmath.org/articles-of-the-heart/little-brain-in-the-heart/
####
____________"Mini beyin" ____________
Otonom sinir sistemi ya da özerk sinir sistemi, periferik sinir sisteminin, istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür.
Kalbin sinir sistemi, otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilen sempatik ve parasempatik sinir sisteminden oluşur. Sempatik sinir sistemi "savaş ya da kaç" tepkisini tetikler, kalp atışını hızlandırır ve kan basıncını artırır; parasempatik sinir sistemi ise "dinlen ve sindir" durumunu sağlar, kalp atışını yavaşlatır ve vücudu sakinleştirir. Bu iki sistem denge içinde çalışarak kalp ritmini ve genel vücut fonksiyonlarını düzenler. = Vagus siniri (parasempatik sistemin ana sinirlerinden biridir) bu işlevlerden sorumludur.
Kalbin kendi bağımsız sinir sistemine sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Kalpteki "küçük beyin", kalbin kendi sinir sistemi olup, kalp atış ritmini düzenleyen bağımsız bir yapıdır. Bu "mini beyin" yaklaşık 40.000'den fazla nöron içerir ve kalbin, beyin tarafından kontrol edildiği düşüncesinden farklı olarak karmaşık işlevlere sahip olduğunu gösterir. Bu keşif, kalp hastalıklarının tedavisinde yeni yollar açabilir.KARMASIK YAPI:Kalp duvarında yer alan bu sinir ağı, başlangıçta düşünüldüğünden çok daha karmaşıktır ve farklı işlevlere sahip birden fazla nöron türü içerir.
Organoidler veya "mini beyinler" (beyin organoidleri) adı verilen yapay organlarla ilgili olabilir; bu yapılar, insan beynindeki beyin dokusunu taklit eden hücre kümeleridir ve bazen 40.000'den fazla nöron içerebilirler. Bu "mini beyinler", bilim insanlarının beyin gelişimi ve hastalıklarını araştırmalarına olanak tanır.
##################
İbn Rüşd'e göre bilim ve din, aynı kaynaktan beslenen, birbirini destekleyen iki kardeş gibidir. Ona göre felsefe (bilim), dinin bir kardeşi gibidir ve din ile felsefenin karşıt olması söz konusu değildir; aksine din, felsefe yapmaya teşvik eder. Bu anlayışa göre her ikisi de "hakikate" ulaşmayı hedefler ve bu iki farklı yol, birbirini tamamlar.
♻️
Koroner arterler aortadan ilk ayrılan damarlardır ve kalbin yüzeyinde seyrederler. Görevleri kalp kasını beslemek ona oksijen taşımaktır. Koroner Arter Hastalığı (KAH) kalp kasını besleyen bu koroner arterlerde daralma ya da tıkanma sonucunda kan akımının azalması ya da tamamen kesilmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır.
🔻Kalbe kandaki besin ve oksijeni taşıyan damarlar koroner arter dediğimiz atardamarlardır. Kalp krizlerinin sorumluları da işte bu damarlardır.
🔻Aort damarı, vücudun en büyük atardamarı olup, kalpten çıkarak vücudun her yerine besin ve oksijen açısından zengin kanı taşır.

Kalbin Elektrik Sistemi Nedir?
Yazar: Emin Evren Özcan 30.11.2020
Bir pompa gibi çalışan kalbimizin sürekli ve düzenli çalışmasını sağlayan bir elektrik sistemi vardır.
Sağ kulakçıkta yer alan ana merkezden (sinus düğümü) çıkan uyarılar, kalp içerisinde yer alan özelleşmiş kas hücreleri ile tüm kalbe yayılır ve kalbin kasılması sağlanır.
Sağlıklı bir kalpte bu elektriksel döngü bir ömür boyunca her kalp atışında tekrarlanır.
Yukarıda bahsettiğimiz özelleşmiş hücreler pompanın içindeki elektrik kabloları gibidir fakat gözle görülmezler.
Bir kısmı elektriksel uyarıların oluşturulmasından, bir kısmı ise iletilmesinden sorumludur.
Bu düzen içerisinde meydana gelen aksamalar, kalbin düzensiz çalışmasına, ritm bozukluklarına neden olur.
Kalp ritm bozukluklarının bir çok çeşidi olmakla beraber, hastaların anlayabileceği dilde kabaca iki gruba ayrılabilir:
- Kalbin ana merkezinden uyarı çıkmasının yavaşladığı veya kalbin içerisindeki elektrik kablolarında iletinin yavaşladığı veya durduğu hastalıklarda, doğal olarak kalp atışları da yavaşlar, hatta durabilir. Bu durumdaki hastalara, kalbi dışarıdan uyarmak için kalp pili takılması gerekebilir.
- Diğer grup ritm bozuklarında ise kalp gerektiğinden daha hızlı çalışır. Elektrik sisteminde meydana gelen bozulmalar kısa devrelere neden olarak taşikardi dediğimiz hızlı kalp atışlarına neden olabilir. Bu kısa devreler sıklıkla doğuştan olabildiği gibi, kalp krizi gibi hastalıklar sonrasında da ortaya çıkabilir. Ayrıca kalbin ana uyarı merkezi dışında başka odaklardan da uyarılar çıkabilir ve düzensiz kalp atışları gözlenebilir.
1981’de Indiana Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan David L.Felten bağışıklık sisteminin kan damarlarına da açılan sinir ağlarını keşfetti. Araştırmalar lenfosit hücreleri, makrofaj hücreleri ve mast dolaşım sistemi üzerinden bağışıklık sistemi üzerinde ki etkisini gördü. Bu hücreler sinir sistemi üzerinde ki etkinin indirekt olarak bağışıklık sisteminin kontrolüne yardımcı oldu. Bu keşif, nöro-bağışıklık etkileşiminin nasıl başladığının ilk belirtilerinden birini sağladı.
Ader, Cohen ve Felten, 1981’de beyin ve bağışıklık sisteminin tek bir entegre savunma sistemi oluşturduğunu öne süren ve dünya tıp tarihinde çığır açacak olan psikonöroimmunoloji kitabını düzenlemeye yönelik çalışmalarını sürdürdü.
1985 yılında, Georgetown Üniversitesi Ulusal Sağlık Enstitülerinden nörofarmakolog Candace Pert’in araştırması, hem beyin yani merkezi sinir sisteminin hem de bağışıklık sisteminin hücre duvarlarında, nöropeptit-spesifik reseptörlerin mevcut olduğunu buldular ve ortaya koydular.
BURHAN
Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere İslâm mantıkçıları beş sanatı şu şekilde sıralamışlardır:
1. Burhan. Öncülleri yakīniyyâttan olan kıyastır. Mantıkçılara göre burhan bütün delillerin en kesin ve güvenilir olanıdır.
2. Cedel. Meşhûrât veya müsellemâttan sayılan öncüllerden oluşan kıyastır. Cedel bu öncüllerin kabul edilebilirlik derecesine göre bir değer taşır.
3. Hatâbe. Ya sırf zanniyyâttan veya hem zanniyyât hem de makbûlâttan oluşan kıyastır.
4. Şiir. Mantıkçılar şiiri kısaca muhayyelât türünden öncüllerin oluşturduğu kıyas diye tarif etmişler.
5. Safsata veya Mugalata. Safsata “genellikle öncülleri vehmiyyâttan oluşan kıyas”, mugalata ise “sûreti, maddesi veya her ikisi bakımından da geçersiz olan kıyas” diye açıklanır. Bazı mantıkçılar beşinci sanat olarak safsatayı, bazıları da mugalatayı göstermişlerdir (bk. Tehânevî, II, 1097).
Kesb kökünden türetilmiş olan kesbi sözcüğü dilimize Arapçadan geçmiştir. Kelimenin fiil hali ''kesbetmek'' şeklinde yazılır ve kazanmak manasına gelir. Kesbi sözcüğü, daha çok, sonradan kazanılmış meziyetler ve alışkanlıklar için kullanılır. İnsanın özünde olan nitelikler ise Vehbi yani Allah vergisi olarak tanımlanır.
- Fuziform Anevrizma: Aortun genişleyen bir bölümünde ve kenarlarında eşit olarak görünen düzgün biçimli anevrizma
- Sakküler Anevrizma: Anevrizmanın aort damarının bir tarafına doğru çıkıntı şeklinde gelişen anevrizma.





















Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️