12 Ekim 2024 Cumartesi

Donmuş topraklardaki 48.500 yıllık DNA virüsleri

 


Bilim insanları 48 bin 500 yıllık ‘zombi’ virüsleri canlandırarak tehlikenin boyutunu ölçmeye çalışıyor

Bilim insanları 48 bin 500 yıllık ‘zombi’ virüsleri canlandırarak tehlikenin boyutunu ölçmeye çalışıyor

Kuzey Kutbu’nda yerin altındaki donmuş toprak tabakası, değişen sıcaklıklar nedeniyle eriyor. Bu durum da on binlerce yıldır uykuda olan; insan ve hayvan sağlığını tehlikeye atma potansiyeline sahip virüsleri harekete geçirme riskini taşıyor.

 Kuzey Kutbu binlerce yıllık virüslere ev sahipliği yapıyor Uzak geçmişe ait bir hastalığın günümüz dünyasını etkileyecek bir pandemiye dönüşmesi, kuşkusuz birkaç yıl öncesine dek kulağa bilimkurgu filmi senaryosu olarak gelirdi. 

Ancak yaşanan Koronavirüs salgını sonrasında, bilim insanları İklim Krizi’nin virüsler üzerindeki etkisine ayrıca odaklanmaya başladı. Üstelik bilim insanlarını endişelendiren, yalnızca binlerce yıllık virüsler değil. Soğuk Savaş döneminden kalma kimi kimyasal ve radyoaktif atıkların da çözülmeler ile birlikte yaban hayatına ve ekosisteme zarar verebileceği düşünülüyor.

NASA’nın Jet İtki Laboratuvarı’nda iklim bilimci olarak görev alan Kimberley Miner şu ifadeleri kullanıyor: “Permafrostta (donmuş toprak) endişe verici pek çok şey oluyor ve bu permafrostu olabildiğince donmuş hâlde tutmamızın neden çok önemli olduğunu ortaya koyuyor.” 

Permafrost, Kuzey Yarımküre’nin beşte birini kaplıyor ve binlerce yıldır Kuzey Kutbu tundrasını, Alaska, Kanada ve Rusya’nın kuzey ormanlarının zeminini oluşturuyor. Bölge, bir tür zaman kapsülü görevi görüyor ve – eski virüslere ek olarak – bilim insanlarının son yıllarda ortaya çıkarabildiği ve inceleyebildiği, iki mağara aslanı yavrusu ve bir yünlü gergedan da dahil olmak üzere bir dizi soyu tükenmiş hayvanın mumyalaşmış kalıntılarını da koruyor.

Donmuş toprak bir tür zaman kapsülü işlevi görüyor Permafrostun iyi bir saklama ortamı olmasının nedeni yalnızca soğuk olması da değil. Toprakta ışığın nüfuz edemediği oksijensiz bir ortam oluşması da oldukça öne çıkıyor. Ancak günümüz Kuzey Kutbu’ndaki sıcaklıklar, gezegenin geri kalanından dört kat daha hızlı artıyor ve bölgedeki en üst permafrost tabakasını giderek zayıflatıyor.

Fransa’nın Marsilya kentindeki Aix-Marseille Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde fahri tıp ve genom bilimi profesörü olan Jean-Michel Claverie, donmuş virüslerin oluşturduğu riskleri daha iyi anlamak için Sibirya permafrostundan alınan toprak örneklerini herhangi bir viral parçacık olup olmadığını görmek için bazı testler gerçekleştirdi. 

Araştırmacılar, bu virüsler hakkında şu ifadeleri kullanıyor: “Çalışmamız, akantamoba diye bilinen kalıcı körlüğe yol açan göz enfeksiyonuna sebep olan büyük DNA virüslerinin derin donmuş topraklarda 48.500 yıldan fazla zaman geçmiş olmalarına rağmen hâlâ bulaşıcılıklarını koruma kapasitelerine sahip olduklarını doğrulamaktadır.”

Claverie ve ekibi, deneylerini güvenlik endişeleri sebebiyle hayvanlar ya da insanlar yerine tek hücreli amipler üzerinde gerçekleştiriyor. Araştırmacılar, antik virüslerden elde edilecek verilerin Akantamoba gibi hastalıkların önüne geçilmesinde kullanılabileceğine inanıyor.

En iyi yol iklim krizini durdurmaktan geçiyor İklim bilimci Kimberley Miner ise eski mikroorganizmaların yeniden ortaya çıkmasının toprak bileşimini ve bitkilerin büyümesini değiştirme potansiyeline sahip olduğunu ve tüm bunların muhtemelen iklim değişikliğinin etkilerini daha da hızlandırdığını aktardı.

“Bu mikropların modern dünya ile nasıl etkileşime gireceği konusunda net bilgimiz yok. Bu, aslında hiçbirimizin yapmak isteyeceğini düşündüğüm türden bir deney değil.” Miner en iyi yolun, çözülmeyi ve daha geniş iklim krizini durdurmaya çalışmak ve bu tehlikeleri kalıcı olarak donmuş toprakta tutmaktan geçtiğini de sözlerine ekledi.

🦠 

Bilim insanları, soğanın neden göz yaşarttığına dair yeni bulgular elde etti. ABD'nin Cleveland kentindeki Case Western Reserve Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre, soğan, mikroplar ve böceklere karşı biyokimyasal savunma mekanizması harekete geçirerek bir enzim salgılıyor.

Bu enzimler, soğandaki sülfidleri parçalayarak sülfür oksite dönüştürüyor. Sülfür oksit kısa sürede uçucu bir hal alıyor ve havada hızla yayılan bu gaz göze ulaştığında da yakıcı bir aside dönüşüyor. Bunun sonucunda da göz kanalları tıkanıyor.

Ancak uzmanlara göre, soğan doğrarken, gözlerin yaşarmasına doğrudan bu kimyasal bileşim neden olmuyor. Gazın gözyaşıyla tepkimeye girmesi sonucu sülfürik asit oluşuyor. Sülfürik asidin gözü tahriş etmesi sonucunda göz, yabancı maddeleri temizleyebilmek için gözyaşı salgılamaya başlıyor.  

 Cleopatra'sında Mark Anthony "Soğanın içinde yaşayan gözyaşları" demişti. 


Gözünü cevir de bir bak,bir bozukluk görebilir musun?Sonra gözünü tekrar tekrar cevir bak,göz (aradigi bozuklugu bulmaktan) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.~Mülk,3-4


♻️ 

ʿAlī ibn ʿĪsā al-Kahhal ( Arapça : علي بن يساء الکحل) ( fl. MS 1010), "göz doktoru" ( el-kahhal ) lakaplı, ortaçağ İslam'ının en iyi bilinen ve en ünlü Arap göz doktoruyduOrtaçağ Avrupa'sında adının Latince tercümesi olan Jesu Occulist olarak biliniyordu.

Okültistler için Muhtıra'nın Arapça el yazmasından iki sayfa . Orta Doğu, 13. yüzyıl. Chester Beatty Kütüphanesi

Bazen Okültistlerin Muhtırası olarak tercüme edilen etkili Tadhkirat al-kahhalin'in ve ortaçağ döneminden günümüze ulaşan en kapsamlı Arapça oftalmoloji kitabıydı. 

İbn İsa, epiforayı pterjiyumun aşırı yakılmasının bir sonucu olarak sınıflandırdı ve epifora için hastalığın evresine göre tedavi önerdi - yani erken evrelerde amonyak tuzu, yanmış bakır veya göz kapağı macunu gibi büzücü maddelerle tedavi ve epiforanın kronik evreleri için tüylü bir kalemle kanca diseksiyonu.

Kitapta diğer cerrahi operasyonlar da anlatılmıştır.Tadhkirat'ındatemporal arterit vakasını kaydetmiş olabilir 

Ali bin İsa

9. yüzyılda astronomi, coğrafya ve özellikle optik alanında çalışmış bilim insanı.   

(Arapça: Bağdat'ta doğmuş ve 9. yüzyılda astronomicoğrafya ve özellikle optikalanında çalışmalar yapmış Müslüman bilim insanıdır. 

Ali bin İsa Orta Çağ'da göz hastalıkları üzerine verilen ilk eser olan Notebook of Oculist (Göz Doktorunun Defteri) adlı eserini yazmıştır.

Bu eser onun Orta Çağ Avrupası'nda Jesu Occulistolarak tanınmasını sağlamıştır. Jesu Latincede İsa demektir. Bu eser ilk olarak Farsçaya çevrilmiş ve daha sonra da Latince'ye çevrilerek 1497 yılında Venedik'te basılmıştır.

Daha sonra ise 1904 yılında Hirschberg ve Litter tarafından Almancaya; 1936 yılında da Casey Wood tarafından İngilizceyeçevrilmiştir.

İbn İsa'nın bu kitabı, kendinden sonra gelen optik ilimciler tarafından en çok başvurulan kaynak kitaplardan biri olmuştur. 

Ali bin İsa bu çalışmalarından başka, 827 yılında Halid bin Abdülmelik ile birlikte, dünyanın çevresini ölçmüş ve 40.248 km sonucunu elde etmişlerdir. Başka kaynaklarda bu değer 41.136 km'dir.

🌀 

 Galen'in zamanında biraz hor görülen bir meslek olan göz doktoru veya kahhal (کحال), Abbasiler döneminde tıp mesleğinin onurlandırılmış bir üyesiydi ve kraliyet hanelerinde eşsiz bir yere sahipti. 

Ameliyatlarında kullanılan özel aletler çok sayıda kişiye ulaştı. Musul'lu Ammar ibn Ali tarafından icat edilen ve yumuşak kataraktların emilerek çıkarılması için kullanılan içi boş bir iğne olan enjeksiyon şırıngası " gibi yenilikler oldukça yaygındı.

El-Mutadibih'in kaleme aldığı , MS 1200 tarihli Gözün Anatomisi adlı Arapça bir el yazması

Müslüman hekimler bu tür durumları pannus , glokom ("göz bebeği baş ağrısı" olarak tanımlanır), fliketenül ve konjonktiva ameliyatları olarak tanımladılar. " Retina " ve " katarakt " kelimelerini ilk kullananlar onlardı. 

Yuhanna ibn Masawayh'in Gözün Değiştirilmesi'nive ardından Batı'da Johannitius olarak bilinen Hunain ibn Ishaq'ın Gözün On İncelemesi adlı eserini sayabiliriz . Hunain ibn Ishaq'ın yeniliklerinden biri, kristalin merceğin gözün tam merkezinde yer aldığını tanımlamaktı. 

Mısır'da Iraklı Ammar ibn Ali el-Mevsili tarafından yazılan Göz Hastalıkları Seçimi'ydi , kendisi kataraktların en erken emme yoluyla çıkarılmasını denemişti. Sklerotikbölgeye uyguladığı içi boş bir metal şırınga icat etti ve kataraktları emme yoluyla başarıyla çıkardı.  İcadı hakkında şunları yazdı:

Sonra içi boş iğneyi yaptım, ama Tiberias'a gelmeden önce hiç kimsede ameliyat yapmadım . Ameliyat için bir adam geldi ve bana şöyle dedi: Bana istediğini yap, sadece sırt üstü yatamam. Sonra onu içi boş iğneyle ameliyat ettim ve kataraktı çıkardım; ve hemen gördü ve yatmasına gerek kalmadı, istediği gibi uyudu. Sadece gözünü yedi gün boyunca bandajladım. Bu iğneyi benden önce kimse yapmadı. Mısır'da bununla birçok ameliyat yaptım. 

İbn-i Sina , Tıp Kanunu'nda (yaklaşık 1025), görme duyusunu beş dış duyudan biri olarak tanımlamıştır . [ 4 ] Latince " retina " kelimesi, İbn-i Sina'nın organ için kullandığı Arapça terimden türemiştir.    

İbn Rüşd ( 1126–1198) Colliget adlı eserinde retinaya fotoreseptör özellikleri atfeden ilk kişiydi ve ayrıca görmenin başlıca organının araknoid zar ( aranea ) olabileceğini öne süren ilk kişiydi . Çalışmaları, 16. yüzyıl Avrupa'sında görmenin başlıca organının geleneksel Galenci kristalin mizah mı yoksa İbn Rüşdcü aranea mı olduğu konusunda çokça tartışmaya yol açtı ve bu da retinanın görmenin başlıca organı olduğu keşfine yol açtı.  

İbn el-Nefis, Deneysel Oftalmoloji Üzerine Cilalı Kitap adlı büyük bir oftalmoloji ders kitabı yazmıştır . Kitap iki bölüme ayrılmıştır: "Oftalmoloji Teorisi Üzerine" ve "Basit ve Bileşik Oftalmik İlaçlar".  Ortaçağ İslam oftalmolojisindeki diğer önemli eserler arasında Rhazes ' Continens , Ali ibn Isa al-Kahhal'ın Göz Doktorları Defteri ve etnik Asur Hristiyanı Cibrail Bukhtishu'nun Göz Tıbbı ve daha birçok eser yer almaktadır.


🔻Götz ne sasti,ne de asti.~Necm,17

🔹Gözleri cansiz cansiz ..~Kamer,7

O göz yorgun ve bitkin,perisan olarak sana döner.~Mülk,4


"İnsan, gözü olduğu için görmez, görme işlevini yerine getirmek için göz oluşur." ~ Emile Durkheim


👀👁👁👀👁👁👀👁👁👀👁👁👀👁👁👀👁👁 


kendilerine özel bir dilleri var

game of thrones'un birçok noktasında bilmediğimiz diller konuşuluyor. dothraki ırkı kendi dilini konuşurken kimi noktalarda da yüksek valyrian dili ile karşılaştık. bu dillerin yaratıcısının ismi david j. pearson. kendisi aynı zamanda ak yürüyenler için de bir dil tasarlamıştır. 

buzun kırılması ya da çatlamasını andıran bu iletişim dilinin adı skroth. kitapta bu konuşmaya bol bol şahit olunsa da dizide henüz konuştuklarını göremedik.

sam'in ölüler arasında mahsur kaldığı sahnede bir ak yürüyen liderinin nazgül çınlaması gibi bağırması dışında henüz bir iletişimleri yok.          

📝 


sami ırkı

SamilerSami ırkı:

Nuh oğlu Sam'in soyundan geldiğine inanılan, etnik ve ırksal olarak birbirleri ile akraba olan Orta Doğu halklarıdır.

Günümüze kadar yok olmadan veya asimile olmadan gelebilmiş Sami halkları AraplarYahudiler (İbranilerin torunları olarak), Süryanilerve Maltalılardır.


        ~ Tanah İbranice dilinde yazıldı. ~ 

Sami dil ailesi içinde yer alır, hatta bu dil ailesinin atasıdır. Bu dilin İbrahim’in döneminde Kenan’da konuşulan dille de bağlantılı olduğu anlaşılıyor; Kenanlılar kendi konuştukları İbrani dilinde farklı lehçeler geliştirdiler.

Yeşayahu 19:18’de söz edilen “Kenan dili” budur. İbranice Kutsal Yazılarının dili 'Yahudice' de adlandırılır (İşaya [Yeşayahu] 36:11; 2. Krallar [Melachim] 18:26, 28; 2. Tarihler [Divre Hayamim] 32:18; Nehemya ['Ezra] 13:24).

M.Ö. 6. yüzyılında Yahudiler Babil'deki sürgünde bulundukları zaman oradaki resmi dil olan Aramca (ya da Aramice) konuştukları İbraniceyi etkiledi. Aramca da Sami dil ailesine aittir ve İbraniceye yakın olan bir lisandır.

İbranice Yazıların küçük kısımları Aramcada yazıldı:

 Ezra 4:8 – 6:18  Ezra 7:12-26  Yirmeyahu (Yeremya) 10:11  Daniel 2:4b – 7:28.

Semitizm

(dilbilim) 

Paleolinguistikte Semitizm , bir dildeki bir Semitik dilin etkisinin mevcut olduğunu ortaya koyan dilbilgisi veya sözdizimsel bir davranıştır.

En yaygın örnek , Yahudi Koine Yunancası ile yazılmış bazı metinlerde Aramice'nin etkisidir.

🗣„ Semitizm İbranice veya Aramice tarzında Yunancadır. „     

Nikodemus (solda) İsa ile konuşuyor Henry Ossawa Tanner'ın tablosu (1899)

"geleneklerin, zamanın bilinen tarihi ve sosyal durumuna, yani 1. yüzyıl Filistin'ine iyi uyduğu takdirde güvenilir olma olasılığının daha yüksek olduğunu" ileri sürer. 

Arthur J. Bellinzoni (2016), tüm dilsel konular için bir 'Semitizm veya Aramice kriteri' ve İsa'nın "30 civarında kısa bir süre Roma Filistin'inde yaşayan bir Celile Yahudisi" olarak "tarihi, politik, sosyal ve dini bağlamları" için bir 'bağlamsal güvenilirlik kriteri' belirlemiştir ve belgelerin bunlarla tutarlı olması gerekir.

Yeni Ahit metinlerini 1. yüzyıl Filistin'indeki Aramice konuşan Yahudilere ( İbranice İncil veya Septuagint çevirileri bilgisi olan) bağlar.   

Ehrman (1999), Yuhanna İncili'nin 3. bölümünde Nikodemus ile İsa arasındaki konuşmayı aktarmıştır : onların karışıklığı, Yunanca ανωθεν/ anothen ('tekrar' ve 'yukarıdan') kelimesinin çoklu anlamlarına dayanmaktadır, ancak 1. yüzyıl Filistin'inde, aynı çift anlama sahip bir kelime bulunmayan Aramice konuşmuş olmalılar; bu nedenle, konuşma anlatıldığı gibi gerçekleşmiş olamaz.


⚠️farklılık kriterini (çünkü yazarın kanıtlanabilir Yahudi karşıtı önyargısına hizmet ediyor.‼️


Dört belgeli hipotezingörselleştirilmesi . Hem çoklu hem de bağımsız olarak doğrulanmış olması için , bir geleneğin sadece Sinoptik İncillerden iki veya üçünde bulunması yeterli değildir . Marcan , Q , M veya L kaynak materyallerinden en az ikisinin bir kombinasyonunda doğrulanması gerekir . Aksi takdirde, Sinoptiklerde bulunan bir geleneği doğrulamak için Sinoptik olmayan bir kaynak gerekir.  

İnciller her zaman birbirinden bağımsız değildir. Örneğin, Matta ve Luka büyük ihtimalle Markos'a bağımlıdır.  Çoklu tasdik kriteri , Markos , Pavlus , Q , M , L , John , Josephus veya Thomasgibi birden fazla bağımsız edebi kaynakta tasdik edilen İsa'nın sözlerine veya eylemlerine odaklanır.      

 Bu kriterin amaçları doğrultusunda bilim insanlarının birbirinden bağımsız olduğunu düşündüğü potansiyel olarak güvenilir kaynaklar şunlardır:  : 9:12 


Çoklu tasdik her zaman tarihsellik için bir gereklilik değildir ve doğruluğu tek başına belirlemek için yeterli değildir.

Ne kadar yararlı olursa olsun, genellikle bilim insanları tarafından bir geleneğin tarihsel olma olasılığını değerlendirmek için geliştirilen bir dizi ölçütten biridir; yaygın olarak tanınan ölçütler Stanley E. Porter tarafından farklılık , tutarlılık , çoklu tasdik, en az belirginlik ve Aramice dilsel arka plan olarak ayırt edilmiştir.            

çoklu tasdiklerin mutlak ifadelerden ziyade ortak motifleri belirlediği ve yalnızca belgelerin bağımsızlığından bahsettiği ve güvenilirliklerinden bahsetmediği noktasını vurgulamaktadır. 

📚📖

Dennis R. MacDonald tarafından ortaya atılan +/Papias hipotezi ( Q+/PapH ), sinoptik probleme alternatif bir çözüm sunmaktadır.      

Q+/PapH, sinoptik problemin önceki çözümleriyle benzerlikler taşır. İki belgeli hipotez gibi , Q+/PapH da hem Matta hem de Luka'nın bir Q belgesi kullandığını doğrular. Farrer hipotezi gibi , Matta'nın Markos'u kullandığını ve Luka'nın hem Markos'u hem de Matta'yı kullandığını doğrular. Değiştirilmiş İki Belgeli Hipotez gibi, Markos'un da Q belgesini kullandığını doğrular.

S/Papias hipotezi
İsa'nın Vaftizi ( II. Basil'in Menologion'u , yaklaşık 1100). Vaftizci Yahya'nın İsa'yı vaftiz ettiğine dair genel gelenekler , farklılık kriterini geçiyor, ancak Yahya'nın İsa'nın onu vaftiz etmesi gerektiği (Matta 3:14) veya İsa'nın kendi günahları yerine "dünyanın günahlarını" itiraf ettiği (Yuhanna 1:29) yönündeki önerileri geçmiyor. : 239–240 


"Aramizm veya Semitizm kriterini ve bağlamsal güvenilirlik kriterini     

    

Fotoğraf: Justine Gosling   

Sámi Halkı; İsveç, Finlandiya, Norveç ve Rusya’nın Kola Yarımadası’nın en kuzeyinde yaşayan yerli halk olarak biliniyor. 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hallo 🙋🏼‍♀️