10 Ekim 2024 Perşembe

Karl Max: "Tarih sınıf savaşımları tarihidir"

☝🏻İslam zenginden alıp,fakire;Kapitalizma fakirden alıp zengine verir.  

Sınıf mücadelesi (veya sınıf savaşımı) kavramını ilk olarak Karl Marx ele almış ve 1848 yılında Friedrich Engels'le birlikte kaleme aldığı Komünist Manifesto adlı eserde "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir" demiştir.

Kapitalizm Piramidi - 1911 yılında yayınlanan bir gazetede "Endüstriyel Sendikacılık" sistemi savunulurken kullanılan görsel.

Marksizm, sınıfların ortaya çıkışından itibaren, tarihi, sınıf savaşımlarının tarihi olarak anlamak gerektiğini söyler. İlkel köleci toplumdanfeodalizme, oradan kapitalizme geçildiğini, bu geçişleri sağlayan itici gücün, maddi ekonomik yapıya bağlı olan sınıflar arasındaki savaşım olduğu belirtilir. 

Sınıf savaşımının kaynağı sosyo-ekonomik koşullardenilen maddi toplumsal yapıdır, yani belirli bir andaki üretim ilişkileri ile üretici güçler arasındaki ilişki ve çelişkilerin toplamı. 

İşçi sınıfı ise, emek sınıfından oluşmaktadır. (Marx'ın "proletarya" olarak adlandırdığı sınıftır)  

Marx, kapitalistlerin işçilere yetersiz ödeme yaptığı veya onları fazla çalıştırdıklarını ve böylece emekçileri sömürdüklerini savunmuştur. 

12.jpg

Komünizmdeki bir diğer kritik kavram "sınıfsız toplum" kavramıdır. Karl Marx, tarihi ve siyaseti "sınıf çatışması" perspektifinden yorumlamıştır. Dolayısıyla günümüzdeki sorunların neredeyse hepsinin kaynağında bu çatışmanın yattığı tespitini yapmıştır. Komünizmde "zengin ve fakir" ya da "sömürenler ve sömürülenler" gibi sınıfların bulunmadığı bir toplum kurgulanır.    

Komünizmin en önemli parçalarından bir diğeri ekonomik eşitlik kavramıdır. Marx, meşhur bir şekilde "Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre" ilkesini savunmuştur. Buna göre bir ülkenin zenginlikleri ve kaynakları insanlar arasında daha eşit bir şekilde paylaşılır.

her sağlıklı tartışmaya, kendini "komünist" olarak tanımlayan birinin bundan tam olarak ne kastettiğini netleştirmesiyle başlanmalıdır.

komünizm düşüncesinden çok önce, toplum sınıflara ayrılmaya başladığından beri zenginden alıp fakire verme düşüncesi hep var olmuştur; Robin Hood ile, Köroğlu ile, Spartacus ile, Börklüce ile… 

"(Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevâ ve heveslerine uyma ve şöyle de: ‘Ben Allah'ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum.  

Bizans İmparatoru Herakliyus Kudüs'te bulunduğu günlerde Peygamber Efendimiz'den bir mektup almıştı. Rasûlullah bu mektupta onu İslâm'a davet ediyordu. Herakliyus¸ Peygamber olduğunu söyleyen bu zât hakkında bilgi toplamak istedi. Adamlarına¸ "Onu tanıyanlardan kimi bulursanız getirin." diye emretti.

İşte o günlerde Mekke'nin tanınmış tâcirlerinden Ebû Süfyân bir ticaret kafilesiyle Suriye'ye gitmekteydi. İmparatorun adamları onu ve yanındaki tüccarları alıp Bizans Kralı'nın huzuruna çıkardılar. Kral¸ "Kendini peygamber zanneden bu zata soyca en yakın olan hanginizdir?" diye sordu. Ona Ebû Süfyan'ı gösterdiler. Kral onunla konuşmaya başladı. O günlerde Ebû Süfyân daha Müslüman olmamıştı. Herakliyus'un Hz. Peygamber (s.a.v.) hakkında kendisine sorduğu sorulara istemeye istemeye doğru cevap vermek zorunda kaldı. Rasûl-i Ekrem'in sözünden aslâ dönmediğini¸ kimseye haksızlık etmediğini belirtti. Müslümanlara doğruluğu tavsiye ettiğini¸ iffetli yaşamayı¸ verilen sözün mutlaka yerine getirmeyi¸ emânete riâyet etmeyi emrettiğini söyledi.

Rasûlullah¸ adaletin sağlanmasına ve kul hakkının ödenmesine çok büyük önem verir; kendi üzerine geçen kul hakkını¸ her zaman ve her yerde¸ en sıkıntılı savaş zamanında bile ödemekten geri durmazdı.  



İmparator Herakleios da Konstantinopolis'ten büyük bir ordu hazırlayıp Müslümanların üzerine yürüyünce 629 yılında Mute Muharebesi yapıldı. Muhammed, bu savaş için Müslüman ordusunun başına kumandan olarak Zeyd bin Harise'yi tayin etti.

636'da gerçekleşen Yermük Savaşı'nda, Herakleios komutasındaki kalabalık Roma ordusu, Müslüman kumandan Halid bin Velid tarafından bozguna uğratıldı ve üç yıl içinde Suriye ve Filistin, Araplar tarafından ele geçirildi.


Zenginlerden alip faa das fakire veren Ebuzer.!


Veren ela alan elden üstündür.!

“–Zeynelâbidîn Hazretleri her sabah hazırladığı erzak çuvallarını sırtında taşıyarak erkenden fakirlerin kapısına götürür ve kimseye görünmeden geri dönerdi. Halk da bu çuvalları kimin bıraktığını bilmezdi. Sırtında gördüğünüz yaralar, işte o çuvalları taşımaktan ötürü oluşmuş yaralardır.” (Bkz. İbn-i Kesîr, el-Bidâye, IX, 112, 122; Ebû Nuaym, Hilye, III, 136)   


İslâm hiç değişmedi, insan‘nin kanaatsiz istahi arttikca  nefs oyunlarini seytan degistirdi…
Fravun ile Musa kissasi size gelmedi mi?     


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hallo 🙋🏼‍♀️