Antik Dönemin Otu Adaçayı
Latince Salvere (iyileşmek, iyi ve sağlıklı hissetmek)kelimesinden türemiş olan Salvia, Türkçe'de Adaçayı demekken antik döneme dayanan şifasıyla "kainat eczanesi" veya "altın ot" isimleriyle adlandırılmaktadır. Adaçayı/ Salvia ayrıca Latince "Salus" yani "sağlık, esenlik, kurtuluş" anlamına gelen kökeniyle de dile "Salvia" olarak yerleşirken hem İngilizce'ye hem de Latince'ye bu isimle girmiştir.
Antik roma halkının Salvia diye tanımladığı Adaçayı eski çağlarda Orta Asya ve Akdeniz'de 250 tür, Orta ve Güney Amerika'da 500 tür, Doğu Asya'da 90 tür olarak dağılmış ve günümüze kadar yayılarak gelmiştir. Antik dönemin şifalı bitkisi olan Adaçayı için şöyle bir dize bulunurken "Eğer dikmişsen adaçayını bahçeye, ne gerek var ölmeye", Büyük Plinius adıyla tanınan (Gaius Plinius Secundus,Romalı'dır) doğabilimci bitkinin şifalarından sıklıkla bahsetmiştir. Aynı dönemler Mısır'da doğurganlık ve bereket için kullanılan Adaçayı, antik dönemin Yunan ve Roma'sında uzun süre taze kalmayan etin dayanıklılığını arttırmak için de kullanılmıştır. 14. yüzyılda Avrupa'da büyüden korunmak için kullanılırken, Arap yarımadasında ise ölümsüzlük veren bitki yani şifalı iksir olarak kullanılmıştır. 17. yüzyılda Çin'de oldukça yaygınlaşırken siyah çaydan daha sık kullanılmaya başlanmıştır. 2001 yılında International Herb Association (Uluslararası Şifalı Bitkiler Derneği) tarafından yılın bitkisi seçilen Adaçayı, gerek ülkelere göre gerekse yetiştiği yere (bahçe, çayır, mera gibi) göre farklılıklar içermektedir. Bu açıdan etkisi de değişirken yaygın olarak bilinen şekilde menekşe renkli çiçekli bir bitki olan Adaçayı, acımsı bir yaprağa sahipken bu yaprakların yemeklerde kullanılması ve çay olarak demlenip içilmesi en çok kullanılan şeklidir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️