
143# Yunus peygamber ve Yaktin ağacı
Bu sabah Kuran okurken Saffat 146 ayetine aklım takıldı.

Bildiğiniz gibi Hz. Yunus’u denizde balık yutmuş ve bir müddet balığın karnında kaldıktan sonra oradan kurtulmuştu. Bitkin bir halde sahile atılan Hz. Yunus’un üzerinde Kuran’ın ifadeleriyle Yaktin ağacı bitiyordu. Tevrat’ta kikayon bitkisi diye geçiyor. Bu Yaktin ağacının altına kendi girdi veya Yunus’un yanında kendiliğinden büyüdü, kesin bilemiyoruz.
Meallerde Yaktin ağacı (kikayon bitkisi) kabakgillerdenbir bitki olarak verilir. Yaktin Arapça’da kabak, kavun, karpuz benzeri yerde meyve veren geniş yapraklı bitkilere deniyor.

AĞACIN ÖZELLİKLERİ
Burada yaktin AĞACI (kikayon bitkisi) denmesinin nedeni öncelikle bu ağaç kabakgillerden bir bitki olmalı ve bu gizemli bitkinin sarmaşık şeklinde dolanarak dikine yükseliyor olması gerekebilir. Tabi Yaktin ağacının Hz. Yunus’a faydalı olabilmesi için güneşten koruması ve susuzluğu giderici hem de besleyici kabak benzeri bir meyvesi de olması gerekiyor. Meyvelerinin şifa özelliği olması da yine Yunus açısından rahmet olurdu.
Ben de, aradığımız şartları taşıyan bir tür var mı diye Kabakgiller (Cucurbitaceae) ailesine (familya) bir göz gezdirdim. Evet ilginç bir şekilde Kiwano denilen bir bitki tam aradığımız özellikleri içeriyordu. Kiwano yerde yetişen bir kavun türü olmasına rağmen, bir sarmaşık olarak ağaçlara ve diğer bitkilere sarılarak sarmaşık bir ağaç gibi davranır. Yani dikey yükselebilen bir bitkidir.
Meyvelerinin tadı salatalık ve muz karışımı olarak tanımlanmıştır.[1, 2] Diğer kabakgiller gibi geniş yapraklıdır. Sarmaşık şeklinde bir ağaca tırmandığında altında serinliğinde oturup bol sulu, besleyici ve şifalı meyvelerini yiyip uzun bir müddet başka birşeye gerek kalmadan hayatta kalmayı devam ettirebilirsiniz. Kiwano meyvesinin yüzde 89’u sudur. Kalan yüzde 11’inde ise besleyici karbonhidratlar, proteinler, vitaminler var. Yunus peygamberin balığın karnından çıktığında derisinin tahrip olduğunu düşünürsek, bu bitkinin deri iyileşmesi için önemli olan Çinko ve A vitaminini bolca barındırması da dikkat çekici.[2] Afrika’da yerel halk tarafından tedavi amacıyla kullanıldığını fark eden araştırmacılar, bu meyveyi araştırmışlar ve çok sayıda özelliğini bulmuşlardır. Bazıları:
Meyvenin Saponin içerdiği için ağrı kesici özelliği vardır.[2]
Viral hastalıkların klinik belirtilerini azaltmıştır.[3]
Enfeksiyonları durdurur.[4]
Yüksek antioksidan etkiye sahiptir.[7]
Yangı giderici ve antikanser özellikleri vardır.[8]
Deri ve cilt düzeltici özelliğinden dolayı kozmetik sektöründe kullanılır.[5]
Yara iyileştirici özelliği mide ülserleri üzerinde de kanıtlanmıştır.[6]
Aşağıda kiwano meyvesinin besin değerleri verilmiştir. Kaynak: Wikipedia

Eğer Hz. Yunus balığın karnında derisi sindirime uğradıysa ve bundan dolayı hareket edemiyorsa bu serinletici bitki besleyici ve şifalı meyveleriyle harika bir nimet olurdu. Bu bitki doğada kendiliğinden yetişebiliyor, anavatanı Güney Afrika, fakat Yemen’de de doğal olarak yetiştiği kayıtlara geçmiş.[2, 9] Daha sonraları İsrail, Yeni Zelanda ve Avustralya’da da yetiştirilmeye başlanmış.
YOLCULUK ROTASI
Hz. Yunus Ortadoğu’da Fırat’ın kıyılarında kurulan Ninova şehrinde yaşadığı bildirilir. Yunus peygamberin dev balık ile karşılaşması ancak okyanusa inmesi ile mümkün, çünkü dev balıklar denizlerde değil okyanuslarda yaşayabilen balıklardır. Yemen’in bir tarafı okyanusa bir tarafı ise Kızıldeniz’e bakar. Aradığımız türden bir bitkinin Yemen’de yetişmesi ise parçaları daha kolay birleştirmemizi sağlıyor. Ninova şehrinden Yemen taraflarına ulaşmanın en kestirme yolu ise Basra körfezine kadar karadan gelmek ve daha sonra Basra körfezinde bir gemiye binmektir (birinci yol) veya Kızıldeniz üzeri gelmektir (ikinci yol). Yunus’un yolculuğu da bilindiği gibi gemi ile olmuş daha sonra dev bir balık tarafından yutulmuştur.

Özetle: İçinde hep mucize bilgilere rastladığınız Kuran-ı Mecid bize Hz. Yunus’u iyileştiren bir bitkinin ipuçlarını vermiş ve böylece arayıp bulmamızı işaret etmiştir. Biz bu yazıda bu bitkinin taşıması gerektiği özelliklere uyan ve Ortadoğu coğrafyasının okyanuslara açılan kısmında yetişen kabakgiller ailesinden bir bitkinin mevcudiyetini gösterdik. Literatürü incelediğimde sağlığa çok faydalı olan ve deri hastalıkları ve güzelliği için de kullanılan böyle bir bitkinin varlığını ve Yunus’un bu bitkiyle karşılaşmak için yapabileceği yolculuğun rotalarını gösterdik. Kuran’ın biraz dikkatli incelenince bizlere verdiği çok fazla mesajlar var ve bizler Kuran’ımızı daha dikkatli okumalı ve bilim ve akla uygun objektif sonuçları araştırmalıyız.
KAYNAKLAR
- Burkill, H.M., The useful plants of West Tropical Africa. Vol. 1. Families AD. 1985: Royal Botanic Gardens.
- Usman, J., et al., Uses of Cucumis metuliferus: A Review. Cancer Biol, 2015. 5: p. 24.
- Wannang, N.N., S.O. Ede, and H.O. Kwanashie, Antiviral activity of the fruit extract of Cucumis metuliferus E. Meye (Curcubitaceae) in chicks.2010.
- Usman, J.G., O. Sodipo, and U. Sandabe, In vitro Antimicrobial Activity of Cucumis metuliferus E. Mey. Ex. Naudin Fruit Extracts against Salmonella gallinarum. International Journal of Phytomedicine, 2014. 6(2): p. 268.
- Manjula, B., et al., Clot promoting and dissolving properties of cucumber (Cucumis sativus) sap, validating its use in traditional medicine. Int J Pharm Pharm Sci, 2015. 7(1): p. 101-11.
- Wannang, N., et al., The Effect Of Cucumis Metuliferus E Meye (Cucurbitaceae) On Rat Gastric Functions And Mucosa Intergrity. Nigerian Journal of Natural Products and Medicine, 2008. 12(1).
- Ismail, H.I., et al., Phenolic content and antioxidant activity of cantaloupe (Cucumis melo) methanolic extracts. Food Chemistry, 2010. 119(2): p. 643-647.
- VISHWAKARMA, V.K., J.K. GUPTA, and P.K. UPADHYAY, Pharmacological importance of Cucumis melo L.: An overview. Asian Journal of Pharmaceutical and Clinical Research, 2017. 10(3): p. 8-12.
- Lim, T.K., Edible medicinal and non-medicinal plants. Vol. 1. 2012: Springer.
🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀🌀

Milâttan önceki yıllarda Musul bölgesinin de içinde bulunduğu Mezopotamya üzerinde çok önemli uygarlıklar kurulduğu bilinmektedir. Bunların en önemlileri Asur ve Babil uygarlıklarıdır.
⚠️Asurlularda “kanatlı boğa” olarak tasvir edilen semâvî varlığa Alpu deniyor. Alpullu ile olan ilişkisini incelemek zorundayız.
Asur Devleti’nin merkezi olan Ninova; Dicle nehrinin karşısında ve doğu yönünde, Musul’un yanıbaşındadır. Ninova şehrini kuran Ninova veya Ninos. Ninova;, Asurluların hükümdarı olup 52 sene hükümran olmuştur. Asur Devleti yaklaşık 1300 yıl varlığını sürdürmüştür.
Kerkük şehrini bina eden Asur Hükümdarı Sartnabal’ın (MÖ 800 yılında) bu şehre “Kerhsuluh” adını verdiği tarihî kaynaklarda rivayet edilmektedir.
Asurlulardan sonra Babil Devleti’nin bölgeye tamamıyla hâkim olduğu görülmektedir. Musul-Kerkük bölgesi Perslerin eline geçtikten sonra buraya çok kalabalık şekilde Pers nüfusu iskân ettirilmiştir.
İskender’in işgaline de marûz kalan Musul bölgesi ahâlîsi, Hristiyanlığın ortaya çıkışından sonra bu dine yöneldi. Hristiyanlığın nüfuz etmiş olduğu Musul, 2. yüzyılın başından itibaren Asurluların dinî merkezi olan Ninova’nın yerini aldı. Kur'an'da adı geçen Yunus peygamber Ninova halkındandır.
Bâbil-Asur mitolojisinde Tanrı’nın tahtını taşıyan “kanatlı öküzler” olarak tasvir edilmiştir. Öküz veya sığır biçiminde betimlenen bu varlığa alpu denir ve aynı zamanda Lenormant’ın keşfine göre kirûbu ’dur. Karabû ile rûbû sözcüğü aynı anlama gelir, “büyük” ve “güçlü” demektir.
Ahit Sandığı’nın Çerûb denen kanatlı varlıkları hakkında Rahip Tefsirleri’nde yazılanlar yüzlerinin yönü ve kanatları dışında başka bir bilgi vermiyormuş. Çerûb’ların dış görünüşlerine bakılırsa, Süleyman Mabedi’nin insan biçimli, ayakta duran, dev cüsseli, kanatlı varlıkları oldukları anlaşılıyor… Diğer taraftan Ezekiel’in (Zülkifl’in) kitabında Çerub değişik ve farklıdır. Onda ne Ahit Sandığı’nı taşıyan meleklere, ne de Cennet Kapısı’nın bekçilerine atıf vardır. Tanrı’nın Tahtı’nı taşımayı konu edinen “Mercabah vizyonuna” göre Merkeb; insan, aslan, kartal ve öküzü kombine edip bir araya getiren bir taşıma aracıdır. Bu yapıda “semâvî varlık” olarak değerlendirilen öküz (alpu, çerub veya kirûbu) gezdireç olan Merkeb’in en temel ögesidir (Delitzsch, 1888).
İran
İbn Fadlan, Hazar Denizi'nden İdil Ön Bulgarları'na doğru kuzeye doğru devam etmek için yön değiştirdikleri, çok önemli bir nokta olan kuzeydoğu İran'a ulaşmıştır. İran, dünyadaki birçok Müslüman için dini ve manevi bir helal tatil destinasyonudur. Akdenizin sıcak yaz iklimi ve önemli dini noktaları ile İran birçok Müslümanın ziyaret etmek isteyeceği ülkelerden biridir. İran'ın kuzeyi, Hazar Denizi ve İbn Fadlan ve ekibinin yol aldığı güzel Elburz Dağları ile sınır komşusudur. İsfahan'ın görkemli sarayları, Şiraz'ın karmaşık bir şekilde inşa edilmiş mozaik benzeri camileri ve Tahran'ın modern başkenti ve antik tarihi ile İran'ın diğer şehirleri de görülmeye değer. İran'daki en popüler cazibe merkezleri, muhtemelen, mimarisi ile iç içe köklü tarihi ve kültürü ile camiler, kalıntılar ve çarşılardır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️