Livyatan (İbranice: לִוְיָתָן, romanize: Līvəyāṯān), Tanah'da yer alan Eyüp Kitabı, Yeşaya Kitabıve Amos Kitabı'nda ismi geçen deniz canavarıdır. Eyüp Kitabı'nda bahsedilen Livyatan, Antik Kenan mitolojisinde tanrı Baal Hadad tarafından mağlup edilmiş ilkel bir canavar olan Lotan'dan etkilenmiştir. Karşılaştırmalı mitolojiye göre Mezopotamya dininde canavara paralel olarak yer alan ve Marduk tarafından mağlup edilen Tiamat yer almıştır. Ayrıca Leviathan, İndra'nın Vritra'yı öldürmesi veya Thor'un Jörmungand'u yenmesi gibi anlatılardaki ejderha ve yılanlarla (serpent) karşılaştırılabilir.[1]

İbrani Kutsal Kitabı'nda ise Leviathan güçlü bir düşmanı, özellikle de Babil'i (Yeşaya:27:1), tarif etmek için metafor olarak kullanılmıştır. Bazı 19. yüzyıl akademisyenleri canavarı timsah gibi büyük su canlılarına atıfta bulunduğu şeklinde yorumlamıştır.[2] Sözcük daha sonraları genel olarak deniz canavarlarının yanı sıra "büyük balina" anlamına gelen bir terim olarak da kullanılmaya başladı.
Canavar, Yahudiliğin yanı sıra Hristiyanlık ve çeşitli gnostik dinlerde de yer alır.[3]
Hıristiyanlıkta, Leviathan aynı zamanda şeytanın bir görüntüsü olarak kullanılır ve hem Tanrı'nın yaratıklarını - onları yemeye çalışarak - hem de Tanrı'nın yarattıklarını - Kaos sularında kargaşa ile tehdit ederek tehlikeye atar.[4]
Septuaginta'daki Leviathan'ın olağan çevirisi olan bir "Ejderha" (Drakon), Vahiy Kitabında görünür. Eski Ahit, Leviathan'ı hiçbir yerde şeytanla özdeşleştirmese de, Vahiy Kitabındaki yedi başlı ejderhadır.[5] Bununla Tanrı ile ilkel kaos canavarları arasındaki savaş, Tanrı ile şeytan arasındaki bir savaşa dönüşür.[6]
Gnostik mezhebin kozmolojisine göre, dünya Leviathan tarafından, kendi kuyruğunu (ouroboros) ısıran ejderha biçimli bir archon şeklinde kapsüllenmiştir. Tüm evrende kötülüğü üreten Leviathan, Arhontlar tarafından yönetilen aşağı dünyayı Tanrı'nın krallığından ayırır. Ölümden sonra, bir ruh cennetin yedi küresinden geçmelidir. Eğer ruh başarılı olmazsa, dünyayı tutsak eden ve ruhu hayvani bir bedene geri döndüren Leviathan tarafından yutulacaktır.
❌❌❌❌❌❌❌❌❌❌❌❌
Efsanevi yaratıklar
Yahudi inancında ve kültüründe birçok gerçeküstü yaratıktan sıkça söz edilmektedir. Öyle ki bu yaratıkların adları önce Tevrat’ın farklı bölümlerinde, Biblik dönemden sonra ise; II. Bet Ha Mikdaş döneminden kalan Ölü Deniz Yazıtları’nda, Talmud’da, Midraşik kayıtlarda, ilerleyen yüzyıllarda önemli din bilginlerinin yorumlarında onlardan bahsedilmektedir.
Bu efsanevi kahramanlar çağdaş yazarların roman ve kitaplarına da esin kaynağı olmuşlardır. Söz konusu yaratıklar; denizlerde yaşayan LEVİATHAN, karada yaşayan BEHEMOTH ve havada yaşayan ZİZ adlı yaratıklardır
LEVİATHAN
Eski İbranice’de Leviathan, modern İbranicede Livyatan olarak söylenen bu ismin anlamı; ‘Kıvrılan, Bükülen’ demektir. Leviathan’dan Tevrat’ta bir su canavarı olarak söz edilir. Bu yüzden onun adı doğrudan su canavarı olarak da kullanılabilir. Edebiyat dünyasının çok ünlü romanlarından biri olan, Herman Melville’in MOBY DICK adlı eserindeki kahraman su canavarı bir Leviathan’dır.Çok büyük balinaları anlatmak için de aynı isim kullanılırken,günümüzde basit balina sözcüğünün karşılığı da modern İbranicede Leviathan’dır.
Tevrat’da:İyov/bap 41, İşaya/bap27:1, Mizmor/74 ve104’de Leviathan’dan bahsedilmektedir.
TEVRAT’TA LEVİATHAN
İyov (Eyüp) kitabının 41. bölümünde, Tanrı’nın İyov’a hitaben yaptığı konuşmada, Leviathan bütün detaylarıyla anlatılmaktadır.
"Livyatan’ı olta ile çekebilir misin?
Burnuna sazdan ip takabilir misin?
Yahut çengelle çenesini delebilir misin?
Sana çok yalvarır mı?
Sana tatlı sözler söyler mi?
Ömrünce kölen olmak üzere seninle anlaşır mı?
Kuşla oynar gibi onunla oynar mısın?
Onu kızların için bağlar mısın?
Balıkçılar onu satın alırlar mı?
Tüccarlar arasında onu pay ederler mi?
Derisini kancalarla doldurabilir misin?
Başını da balıkçı zıpkınları ile? (…)
İki çenesinin arasına kim girebilir?
Yüzünün kapı kanatlarını kim açabilir?
Çepeçevre dişleri dehşettir. (…)
Aksırmaları ışık saçar.
Gözleri de fecrin kirpikleri gibidir.
Ağzından alevli meşaleler çıkar…
Burun deliklerinden duman çıkar…
Soluğu közleri tutuşturur,
Ve ağzından alev çıkar (…)
Yüreği taş gibi serttir…
Üzerine varılsa kılıç işe yaramaz
Ne mızrak, ne kargı, ne de zırh…
Derin suları bir kazan gibi kaynatır…
Karada benzeri yoktur
Korkusu olmasın diye yaratılmıştır.”
İyov’un Kitabı’nda sözü edilen Leviathan bahsinde, kitabın yazarı bu dizeleri kaleme alırken, muhtemelen Leviathan’ı Mısır Mitolojisi’ndeki Tanrı Horus’un düşmanı olan timsahla özdeşleştirmiştir. Yani burada Leviathan, İsrail’in düşmanı olan Firavunu yenen metafor olarak kullanılmıştır.
74.Mizmor’un 13.ve 14.dizelerinde Leviathan’dan şöyle bahsedilir:
“Sen kudretin ile denizi böldün;
Deniz canavarlarının başlarını sular içinde kırdın.
Sen Leviathan’ın başlarını ezdin,
Onu çölde yaşayan kavme yiyecek ettin.”
104.Mizmor’un 25-29 dizelerinde
“Su, deniz büyük, her yandan geniş,
Orada sayısız kaynaşanlar,
Küçük ve büyük hayvanlar vardır.
Orada gemiler yürürler
İçinde oynaşsın diye yarattığın Leviathan oradadır.
Hepsi seni bekliyorlar,
Ta ki onlara vaktinde yiyeceklerini veresin.
Onlara verirsin ve toplarlar,
Elini açarsın iyiliğe doyarlar,
Yüzünü gizlersin onlar şaşırırlar,
Soluklarını alırsın, ölürler.”
Bu mizmorda Leviathan canavar tarafıyla değil, sadece denizde yaşayan ve Tanrı’nın yarattığı diğer deniz canlılarından biri olması özelliği ile anlatılmaktadır. Yani gücü Tanrı’nın isteği ile sınırlıdır.
İşaya kitabının 27. bölümünün ilk satırında ise;
“O gün Rab, Leviathan’ı, tez kaçan o yılanı ve Leviatan’ı, dolambaç giden o yılanı, çetin ve iri ve zorlu kılıcı ile yollayacak ve denizde olan canavarı öldürecek.”denmekte.
Din bilginlerine göre İşaya’nın söylediği bu sözler, şöyle yorumlanmaktadır; burada Leviathan, İsrail’in adı belirtilmeyen tarihi/politik düşmanlarını ifade etmek üzere metafor olarak kullanılmıştır.
YAHUDİ EDEBİYATINDA LEVİATHAN
Yahudi edebi kaynaklarında Leviathan, denizlerin en diplerinde yaşayan bir canavar olarak betimlenir. Diğer bir efsanevi yaratık olan Behemoth ile birlikte, Kıyamet Günü, gerçek inançlılara destek olacaktır.
Midraş kitabına göre, Leviathan yaratıldığı zaman, önceleri erkek ve dişi olarak çift yaratılmışlardı. Fakat çoğalmaları halinde; dünyadaki canlıları yok edebileceklerini düşününce, Tanrı dişi olanı öldürdü ve etini, kıyamet gününde, Maşiyah geleceği zaman, gerçek inançlıların yiyebilmesi için sakladı.
Raşi Yaratılış Kitabı ile ilgili yorumlarının 1:21 satırını şöyle yorumlar: “Tanrı su canavarlarını yarattı” cümlesi, efsaneye göre Tanrı, dişi ve erkek Leviathan’ları yarattı. Sonra dişiyi öldürdü, etlerini tuzlayarak inançlılara dağıttı. Böylece canavarlar çoğalmadı ve insanlara zarar veremedi” şeklindedir.
Talmud kitabının Baba Batra 74 b bölümünde “Leviathan yok edilecek,eti de kıyamet günü inançlıların sukasında yemek olarak sunulacaktır.Leviatan’ın derisi sukanın tentesi olarak kullanılacaktır.O gün inançlılar şöyle dua edeceklerdir ‘Evreni ve hepimizi yaratan Tanrı’m,şimdi Leviathan’ın derisinden yapılan bu sukada oturup yemek yiyor ve sana şükrediyorum.Gelecek yıl Yeruşalayim’de olmayı diliyorum.”
Bütün Agada kitaplarında olduğu gibi, Yohanan bar Nafa’nın kitabında da Leviathan’ın anormal büyüklükteki boyutlarından bahsedilmektedir.” Önce hepimiz bir gemiye bindik. Birdenbire, başını denizden çıkaran bir balık gördük. Daha önce anlatıldığı gibi boynuzları vardı. Diğer deniz yaratıklarına hiç benzemiyordu.300 mil hızla yüzen Leviathan’ın kuvvetli ve yırtıcı dişlerini gördük.” Rabbi Yohanan’ın yanında olan Rabbi Dimi ise; “Leviathan acıktığı zaman ağzından yayılan ateşlerle, denizin diplerinin sularını kaynatır. Ve eğer başını kaldırıp, cennete daldırırsa, hiç bir canlı yaratık onun tarafından yutulup yenmekten kurtulamaz. O,aslında Akdeniz’de yaşar ve Yarden(Ürdün) Nehri’nin suları, onun ağzından dökülürler.”
Midraş’ın,Pirke le –Rabbi Eliezer bölümünde,Leviathan’ın,balinanın içindeki Yona’yı(Yunus
Peygamber),balina ile birlikte yuttuğundan bahsederken, canavarın bir balinayı bütün olarak yutacak bir güce sahip olduğunu anlatmaktadır.
BEHEMOTH
Behemoth, dinozorla timsah arası özellikler taşıyan, en çok da su aygırına benzeyen mitolojik bir yaratıktır. Kemikleri bronzdan daha sert, bacakları demir kalın borular gibidir. ‘Behemoth’ adı bir benzetme olarak çok iri ve şişman, dev gibi insanlar için de kullanılır.
TEVRAT’TA BEHEMOTH
İyov(Eyüp)kitabında 40.19 da Tanrı İyov’a Behemoth’u anlatmaktadır. Tanrı’nın yarattığı ilk yaratıklardan olan Behemoth, su aygırına benzeyen, otlarla beslenen, sedir ağaçlarıyla aynı boyutlara sahip olan efsanevi bir yaratık olarak anlatılmaktadır.
“İşte bak, seninle beraber yarattığım Behemoth, sığır gibi ot yer.
İşte bak kuvveti belindedir,
Kudreti de karın adalelerinde,
Kuyruğunu erz ağacı gibi diker.
Butlarının sinirleri örülmüştür.
Kemikleri tunçtan borular,
Kaburgaları demirden çubuklar gibi
Tanrı’nın baş eseri odur.
Yaratanı onun kılıcını vermiştir.
Onun gerçek yiyeceğini dağlar getirir.
O dağlar ki, bütün kır hayvanları orada oynaşırlar.
Sedir çalılıkları altında yatar,
Kamışlarla örtülü yerde bataklıkta
Sedirler onu gölgeleri ile örterler,
Onu vadinin söğütleri kuşatır.
İşte ırmak coşsa bile, o ürkmez
Erden onun ağzına kadar kabarsa, o emindir.
O bakarken kimse onu tutabilir mi?
Ve halkalar için burnunu delebilir mi?"(İyov 40:15-24)
YAHUDİ EFSANELERİNDE BEHEMOTH
Tıpkı Leviatan gibi, Behemoth’da yenilmesi ve yok edilmesi imkânsız olan bir yaratıktır. Karada yaşar. MS 2.yüzyılda kaleme alınmış olan Enoh (Hanoh) kitabında, çölde yaşayıp, cennetin doğusunda seçilmişlerin ve inançlıların arasında durduğu yazılıdır. (1. Enoh 60:7-8). Kıyamet gününde, Behemoth, Leviatan ile dövüşecek, sonuçta ikisi de öleceklerdir. Bazı inanışlara göre, Behemoth, Olam ha-Ba’da (Gelecek Dünya), Maşiyah’ın hizmetinde olacaktır. Olam ha-BA, Tanrı’nın krallığı olup, Maşiyah’ın gelmesinden sonra kurulacaktır.
ÇAĞDAŞ YORUMLAR
Günümüzde, biyologlar ve arkeologlar, Leviathan ve Behemoth gibi canavarların,65 milyon yıl önce yaratılan ilk yaratıklarla, yani dinozor, godzilla türündeki yaratıklarla, yakın benzerlikler taşıdıklarını söylemektedirler. Hatta daha sonraki yüzyıllarda bile bu yaratıkların insanlarla aynı zamanda yaşadıkları bilimsel verilere dayanmaktadır.
⚠️"Godzilla filmleri"
- Altın Postlu Cengaver - Antik Yunan Mitolojisi. ...
- Mumya - Mısır Mitolojisi. ...
- 3. Truva - Antik Yunan Mitolojisi. ...
- Büyük İskender - Mısır ve Yunan Mitolojisi. ...
- 5. Pan'ın Labirenti - Antik Yunan Mitolojisi. ...
- Beowulf: Ölümsüz Savaşçı - Anglosakson Mitolojisi.
Behemoth,1800’lü yıllardan itibaren önemli filozof ve yazarların edebi çalışmalarında da yer almaktadır. Klasik dönem düşünürlerinden Thomas Hobbes; ‘Behemoth’ adlı kitabında,İngiliz parlamentosunun adını mecazi olarak Behemoth olarak kullanmıştır.Ayrıca İngiliz Sivil Savaşı’nı anlatan kitabının adı ise “Leviathan”dır.
Rus yazar Mikhail Bulgakov’un romanı ‘Usta Ve Margarita’ da roman kahramanının adı Behemoth’dur.
John Milton’ın ‘Kayıp Cennet’ adlı kitabında Behemoth’dan bahsedilir.
Ünlü Alman Yahudi’si, düşünür Franz Leopold Neumann’ın,1941 yılında Nasyonal Sosyalizm hakkında kaleme aldığı kitabın adı; ‘Behemoth: Nasyonal Sosyalizm’in Kuruluşu ve Uygulanışı’dır.
Ünlü ABD’li Yahudi asıllı yazar Paul Auster’ın ‘Leviathan’ adlı çok okunan bir romanı vardır.
ZİZ
Ziz, bazen ‘Kuşların Kraliçesi’ olarak da bilinen efsanevi, mitolojik, dev boyutlarda bir kuştur. Okyanus’un ortasında durur. Denizin ortasında ayaktayken, deniz ancak bileklerine kadar yükselir. Başı ise gökleri deler. Anormal derecedeki büyük kanatları ile en şiddetli rüzgârların yönünü değiştirebilir. Fırtınaları dev kanatlarını siper ederek durdurabilir.
Bazı midraşik kaynaklara göre kıyamet gününde, Olam ha Ba’da, Leviathan ve Behemoth ile birlikte, Maşiah’ın hizmetine girecektir.
Leviathan, denizdeki tüm canlılara, Ziz ise gökte uçan tüm kuşlara hükmeder.
Sara YANAROCAK
25 Aralık 2013 Çarşamba
🌀
Derinlerin Dehşeti KRAKEN!
![]()
🦑 ahtapot ve kalamar karışımı olağanüstü boyutlardaki canavar, yazılı kaynak olarak ilk defa 1735 yılında Systema Naturae’da geçse de onun hakkındaki ilk yazılar, 12. yüzyıla kadar dayanır. Hayatlarını denizden kazanan ve gemicilik ile belki diğer bütün medeniyetlerden fazla haşır neşir olan Norveçliler ve Finlandiyalılar, efsanevi Kraken’in hikâyelerini anlatarak çocuklarını korkutmuş, bitmek tükenmek bilmeyen derinlikteki suların altında yatan korkunç dehşetlere bir isim vermiştir.
Mitlerde anlatılan bu hikâyelere göre Kraken’in devasa boyutları, onun için avantaj olduğu kadar da bir dezavantajdır. Efsanelere göre avladığı hayvan, insan ve gemilerin midesine varması toplamda üç ayıbuluyordu. Ama Kraken, bunu da bir avantaja çevirir, midesine hâlâ varmamış avlarını, etrafındaki suları bulanıklaştırmak için kullanarak kendini kamufle eder, yeni avlarını tuzağa çeker ve daha sonra onları üç ay süren bir mide yolculuğuna uğurlardı.

Takvimler 1800’lü yılları gösterdiğinde Avrupa’da da Kraken sesleri duyulmaya başlamıştı. Birçok insan kaybolan gemilerin dokunaçlar tarafından denizin dibine çekildiğini söylerken, diğerleri bunun sadece hayal ürünü olduğunu savunuyordu. Fransız Pierre Denys de Montfort, yumuşakçaların doğal tarihini anlattığı kitabında Norveçli denizcilerin karşılaştığı yaratığın “Kracken Ahtapot” olduğunu söyler ve yelkenli gemilerin kaybolmasından bu yaratığı sorumlu tutar. Artık Avrupa’daki birçok sanatçı da Kraken’in kollarını gemilerin yelkenlerine dolaştırmış biçimde resmeder.
Kraken birçok fantastik hikâyenin de baş aktörü olmuştur. Moby Dick’teki Starbuck karakterinin “Büyük kalamarı görüp hayatta kalan pek az olmuştur” sözüyle fantastik evrenlere giren canavarımız, daha sonra Jules Verne’nin Denizler Altında Yirmi Bin Fersah romanında kendine ait bir bölüme kavuşmuştur. Karayip Korsanları filmlerindeDavy Jones’un bin dört yüz metrelik yardımcısı rolündeyken ya da Clash of Titansfilminde Zeus’un “Release the Kraken!” repliğiyle sinemanın son zamanlardaki en ikonik canavarlarından biri haline gelmiştir.
🎥 Titanların Savaşı Filmi 🍿
Edebiyatın Büyülü Dünyasıyla Tanışın: Canavarlar Gerçek, Hayaletler de!
Edebiyatın büyülü dünyasıyla tanışın! Antik Yunan'dan J.K.Rowling'e edebiyat dünyasında geçen 8 korkunç canavarı sizler için derledik. Keyifli okumalar dileriz!
Kaynak: https://culturacolectiva.com/books/mo...
1. Basilisk

Basiliskler Avrupa hikayelerinde adı sıklıkla geçen büyük ve korkunç dev bir yılandır. Zehirli dişleriyle öldürür. Harry Potter Sırlar Odası filminde gördüğümüz bu canavar yüzlerce yıllardır mitolojinin bir parçası. Yarı yılan yarı tavuk olarak resmedilen bu canavarın zayıf noktası sansar kokusu.
2. Kraken

Kraken, İskandinav mitolojisindeki korkunç bir deniz canavarı. Jules Verne'in Denizler Altında Yirmi Bin Fersah isimli romanında da geçen bu canavar, devasa bir ahtapota benziyor. Deniz tabanında avlarını bekleyen bu canavar gemilere saldırıp yoluna çıkan herkesi öldürüyor.
3. Minotor

Yunan mitolojisinde geçen Minotor bu listedeki diğer canavarlardan biraz farklı çünkü Minotor yarı insan-yarı boğa bir yaratık. Yunanca karşılığı 'Minos'un Boğası' olan Minotor Minos'un eşi Pasiphae ve onun aşık olduğu boğanın çocukları. Minotor insanları yiyerek besleniyor ve Kral Minos da bir labirent inşa ettirip Minotor'u oraya koyuyor.
4. Cyclops

Cycloplar, Yunan mitolojisinde geçen tek gözlü devlere verilen ad. Homeros'un Odyssey destanında da bahsi geçer. Destanda Odysseus, insanları öldürüp mağarasında yiyen Polyphemus adında bir cyclopsa rastlar. Kahraman, devi bir şekilde kandırıp öldürmeyi başarır.
Dementor

Harry Potter dünyasında ruh emiciler olarak bildiğimiz Dementorlar insanlardan tüm güzel anıları emen karanlık yaratıklar. Dementorlara direnmek için en mutlu anılarınıza odaklanmanız gerekiyor. Aksi takdirde Dementorlar içinizde iyi ve güzel olan ne varsa ruhunuzu emer ve ruhsuz biri olarak kalırsınız.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️