30 Eylül 2024 Pazartesi

Aristoteles: POETİKA Şiir Sanatı

POETİKA: Şiir Sanatı Üzerine

Poetika, gerçekçiliği ele almasının yanı sıra, yaratıcı düş gücünü de ön plana çıkartmıştır.
Aspendos tiyatrosu. 
poetikanın,  “şiire dâir her meseleyle uğraşan bir bilim alanı” Kelimenin sadece şiirle ilişkilendirilmesinde terimi ilk kez kullanan Aristo’nun Poetika adlı eseri büyük bir rol oynamıştır.  

Aristoteles'e göre, sanat eserleri var oldukları içindir ki güzellik kavramından söz açabiliyoruz.

Poetikatiyatro sanatı üzerine yazılmış olan eserlerin en önemlilerinden biri olarak kabul edilir. Eserde belirtilen sanat tanımı Antik Yunan klasik sanatının ayırıcı özelliklerini dile getirir.

Aristoteles Poetika'ya, "EposTragedyaKomedya, Dithrambos şiiri ile FlütKitara sanatlarının büyük bir kısmı, bütün bunlar genel olarak taklittir"diyerek başlar.

Aristoteles’e göre şiir sanatını ortaya çıkaran iki doğal neden vardır:

  1. Taklit etme ve taklitten hoşlanma insanın doğasında vardır. Bunun nedeni insanın öğrenmeden aldığı hazdır. İnsan taklit edilen nesnenin bilgisini öğrenme isteği ya da taklit edenin yeteneğini kavrama arzusu nedeniyle taklitten haz alır.
  2. Harmoni ve ritim içgüdüsü de insanın varoluşsal bir özelliğidir. Yaşamın her bölümünde var olan harmoni ve ritim insanın yaratılarında ve dolayısıyla anlatılarında da kendine yer bulur. 

Aristoteles'in Poetika'daki görüşleri, Brecht'in epik tiyatro akımı tarafından eleştirilmiştir. 


Poetika’nın Platon’un Devlet’inden sonra yazıldığı ve Aristoteles’in birçok yerde Platon’a referans yaptığı düşünüldüğünde, Devlet’in 10. kitabının argümanlarını kısaca özetlemek yararlı olacaktır:

Platon, bugün kabul gören ayrımın ana hatlarına paralel şekilde, şiir sanatını üçe ayırır: Dithyrambos, Tragedya ve Komedya, Destan (Epik). Tüm bu sanatların taklide dayandığını öne sürer ve bütün taklit sanatlarının devletten atılması gerektiğini savunur. 

Gösteri sırasında verilen tepkilerin hayatın içindeyken verilmediğini, dolayısıyla gösterilerin gereksiz ve zararlı olduğunu söyler.  

Poetika da bu amaçla (benzetmeci şiirin devletin içinde yeri olduğunu ispat etme amacıyla) kaleme alınmıştır.

Umberto Eco'nun 'Gülün Adı' isimli romanında geçen gizemli kitap Poetika. Orada bu kitabın ikinci cildinden bahsediliyor. Tek bir nüshası bile günümüze kadar görülmemiş bu ikinci cilt yazılıp yazılmadığını bilemem. Ama Poetika günümüze ulaşmış Aristo'nun bir eseri.

Der Name der Rose Film 🎥 1:52:31

Orange, Fransa'da bulunan Antik Roma tiyatrosu.

Platon’un Şölen’inde Sokrates, Diotima’ya Yunanca fiilin yerini anlatır: ‘Biliyorsun ki, poiesis dediğimiz şeyin mânâsı çok geniş tir. Var olmayan bir şeyleri var etmenin her çeşidine poiesis deriz. Her sanatın yaptığı bir poiesisve her yaratan bir poietes’tir. Yine de bütün yaratıcılara poietes demiyor, farklı isimler veriyoruz değil mi? Diğer poiesis’ler bir yana, sadece müzikle metrik söze dayalı sanata bu genel isim verilmiştir. (Symposion, 205b-c). ‘poiesis’in sadece nazmetmek ve şiir söylemek için kullanılmaya başlaması Homeros’tan sonradır.” (Özgül 2001, 223)


İbn Rüşd (ö. 1198) İslâm mantık ve felsefe geleneğinde kendine özgü bir Meşşâîlik modeli takip etmiş, özellikle Aristoteles’in (ö. MÖ 322) mantık ki­taplarına yazdığı orta şerhlerde genel olarak ana metne bağlı bir şerh yön­temini esas almış, bununla birlikte takip ettiği Meşşâîlik modelini mantık orta şerhlerinden biri olan Telhîsu Kitâbi’ş-Şi’r’de yani Poetika Orta Şerhi’nde daha farklı bir tarzda ortaya koymuştur. Aristoteles poetik/şiirsel zihnin anlama ve anlatma tarzlarını burhânî, felsefî, tümel bir şekilde incelemiş, ancak bu incelemelerini tarihî Yunan poetika/şiir geleneği ile örneklendir­erek somutlaştırmıştır. İbn Rüşd bu burhânî, felsefî, tümel gayeye ulaşmak için tarihî Arap-İslâm geleneğine müracaat etmiştir. Nitekim Poetika Orta Şerhi Arap-İslâm şiir geleneğinden yapılan örneklendirmelerle doludur. Aristoteles’in Poetika’da yani Şiir Üzerine’de, içerisinde yetiştiği Yunan geleneği üzerinden somutlaştırdığı poetik/şiirsel dünyanın doğasına ilişkin felsefî öğretisini İbn Rüşd Poetika Orta Şerhi’nde, içerisinde yetiştiği kendi Arap-İslâm geleneği üzerinden somutlaştırarak yakalamaya çalışmış ve özgün bir metin inşası vücuda getirmiştir. Elinizdeki çalışma Poetika Orta Şerhi’nin ilk Türkçe çevirisi ve Arapça metni yanında konunun anlaşılması­na yardımcı olacak inceleme, giriş yazıları ve eserle ilgili bilgilendirici bir takım ekler içermektedir.        


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hallo 🙋🏼‍♀️