28 Eylül 2024 Cumartesi

Roma Mitoloji Satre:İtalya Targuinia

 

Satre:

Satre (veya Satres), Etrüsk mitolojisindezaman tanrısı. Roma mitolojisindekiSatürn'ün dengidir. Çoğunlukla kum saatitaşıyan yaşlı bir adam olarak tasvir edilmiştir.

Üzerinde Satre adının geçtiği Piacenza'nın karaciğeri

Bu eser 26 Eylül 1877 tarihinde bir tarlada bulunmuştur. Eser, İtalya'nın PiacenzaBelediye Müzesi'nde muhafaza edilmektedir.  

Satürn (mitoloji)

Antik Roma'da tanrı.                  

Satürn Roma mitolojisinde bir tanrı, kral. Roma Mitolojisinde Altınçağ Tanrısı olarak da bilinir. Diğer tanrılar (krallar) gibi gökyüzünde değil yeryüzünde yaşar. Yunan mitolojisindeki karşılığı Kronos'tur. Zamanı kontrol eder, disiplin ve ahlak kurallarını belirler, tarım ve hasat konusunda ise semboldür. İnsanlara tarımsal faaliyetleri öğretir. 


Roma tarihi hakkında erken dönem mitolojisi: 

~    •(Roma'nın) bulunuşu, kuruluşu ve ilk dönemleri hakkında çok zengin ve yarı-tarihi yarı-efsanevi anlatı kültürleri mevcuttu. İlk krallar, Romulus ve Numa gibi, tamamen mitik bir doğaya sahipti. Bugün, Aeneas ve Liviu'un ilk bir-iki kitabı bu insan mitolojisinin en önemli kaynaklarını oluşturmaktadır. 


   ~     •Erken dönem mitolojisinde tanrılar: 

Lidya'lıya Demeter'i soracak olsaydınız, büyük ihtimalle, ünlü mitten yani, Hades'in Persephone'yi kaçırışı üzerine Demeter'in yaşadığı acılardan bahsedecektir. Fakat bir Romalıya Cereshakkında sorarsanız size onun resmi bir rahibinin, flameninin, olduğunu bu rahibin JüpiterMars ve Quirinus'un flamenlerine karşı ast, ama Flora ve Pomona'nın flamenlerine karşı üst olduğunu belirtecektir. Ayrıca onun diğer ziraat tanrıları Liber ve Libera ile birlikte bir üçlü oluşturduğunu da belirtebilir; ve hatta, ona bağlı olan belirli görevleri olan daha ast tanrıları sıralayabilir: Sarritor (yabani otları temizleme), Messor (hasat yapmak), İnsitor (tohum ekmek) vb.      

 

     ~ •Eskiden Corneto olarak bilinen Tarquinia, Viterbo, Lazio, İtalya'daki eski bir kenttir ve çoğunlukla üzerinde bulunduğu Etrüsk nekropolleri veya mezarlıkları sayesinde tanınmıştır.

 Etrüsk mitolojisi veya Etrüsk diniEtrüsklerin mitolojik yazın ve inançları ile birlikte yaptıkları dini adet ve uygulamaların bütünüdür.

Etrüsk heykelciği, bronz. Roma mitolojisine Etrüskler'den geçtiği sanılan, Remus ve Romulus'u emziren kurt inanışını tasvir eden heykelcik.

Etrüskler Kuzey İtalya'dan gelen, zaman içinde Roma'ya kenetlenmiş, kökeni hakkında farklı görüşler olan bir ulustur. Birçok Etrüsk mitolojisi öğesi, tanrı ve tanrıçası Roma mitolojisi'ne girmiştir. 

Örneğin bugüne ulaşmış mezar kitabelerinde genelde ölen kişinin ismi geçerken, tapınaklara sunulan adak plakalarında sadece adağın yapıldığı tanrı veya tanrıçanın ismi geçer. 

Bununla birlikte bugüne ulaşan büyük oranda ikonografik materyal bulunmaktadır. Vaso süslemeleri, anıtlar, heykeller, taşlar, rölyefler ve kabartmalardaki ikonografi bize Etrüsk mitolojisi hakkında bilgi sunabilir. Her ne kadar bu ikonografi yoğun bir Helenistik etki altında kalsa ve Yunan mitolojisinden tasvirler içerse de, Etrüsk mitolojisi ile Yunan mitolojisi arasında kurulan bağlar Etrüsk mitolojisini, en azın karşılaştırmalı bir şekilde, anlamaya yardımcı olur niteliktedir. Örneğin Etrüsk mitolojisindeki tanrıların Yunan mitolojisindekidenkleri ve bazı daha yerel tanrıların Yunan mitolojisindeki benzerleri bu ikonografilerden anlaşılabilir. Bu da en azından mitolojik yapılanma ve anlayışa dair önemli ipuçları barındırır.        

Wandgemälde „Musiker“, Tarquinia (von Yann Forget, Public Domain)

Etrüsk tanrı ve tanrıçaları:   

Genel görüşe göre dini yapı MÖ 1. binyılın başlarında gelişmeye başlamıştır. Etrüsk panteonu Yunan ve Roma panteonları gibi bir ana tanrı barındırır. Zeus ve Jüpiter'e denk olan bu tanrı Tinia veya Tin olarak anılır. İsminin anlamı "parlayan gün" olan bu figür tasvir anlamında büyük oranda Zeus'a benzer. Yunan Hera veya Romalı Juno ile denk olan ve Tinia'nın eşi konumunda olan Uni isimli bir tanrıça bulunmaktadır. Etrüsk mitolojisindeki, Roma benzeri üçleme TiniaUni ve Menerva şeklindedir. Menerva, Romalı Minerva'nın kökünü oluşturan akıl tanrıçasıdır.

Örnek olarak Apulu verilebilir. Apulu Yunan tanrısı Apollo'nun dengidir ve gerek isim gerekse tüm mitleriyle Yunanlardan Etrüsklere geçmiştir. Bunun dışında ünlü Yunan kahramanı Herkül de Hercle ismiyle Etrüsk mitolojisindeki yerini almıştır. Bunlar ve birçok tanrı ve tanrıçanın özelliklerinin yanı sıra isimlerinin de Yunan mitolojisindeki isimlerden köken almış olması Etrüsk mitolojisindeki Yunan ve Roma etkisini aşikar kılmaktadır.

Etrüsk mitolojisinde yer alan Tinia dışında tanrılara bakılırsa su tanrısı Nethuns, güneş tanrı Usil, orman tanrısı Selvans, zaman tanrısı Satre zikredilebilir. Yunan ve Roma mitolojileriyle olan yakın ilişki bu tanrılarda da göze çarpar. Satre Roma mitolojisindeki Satürn ile denkken Usil Yunan mitolojisindeki Helios ile denktir. 

(Satürn (Satürnüs), Yunan mitolojisindeki Kronos'a benzer bir geçmişi olan bir Roma tanrısıydı.Yunan mitolojisindeki karşılığı Kronos'tur. Zamanı kontrol eder, disiplin ve ahlak kurallarını belirler, tarım ve hasat konusunda ise semboldür.Halkına çiftçilik ve bağcılığın (üzüm üretiminin) temel ilkelerini öğretti.).  

Akıl tanrıçası Menerva, aşk, doğa ve bereket tanrıçası Turan, yer altı tanrıçası Culsu ve ana tanrıça Cel ati adı belirtilebilecek önemli tanrıçalardandır. Etrüsk mitolojisindeki önemli ve güçlü arz tanrıçası Cel ati'nin ismini oluşturan iki sözcük "dünya" ve "ana"dırlar; yani onun ana tanrıça karakteri ismiyle barizdir. Yunan Demeter ile Romalı Terra Mater'e denktir. Bunların dışında daha önemli tanrıçalarla ilişkilendirilmiş daha küçük tanrıçalar bulunur, bunlara özgün bir isim ile Lasa denir. Örneğin AlpanuAchavisurve Zipna aşk tanrıçası Turan'ın yardımcısı Lasalardır.   


Etrüsk dininin özellikleri: 

Aşil bir Truvalıyı öldürürken onların başında bekleyen çekiçli Kharun tasviri.      

Etrüsk yer altı dünyası Yunandakinin temellerine sahiptir. Örneğin kayıkçı KharoonKharun (veya Charun) ismiyle Etrüsk mitolojisinde yer alır. Burada ölecek olanların canını alırken kullanacağı büyük bir çekiçle tasvir edilmiştir. Bununla birlikte Etrüsk yer altı inancının barındırdığı demonoloji Yunandakinden çok daha gelişmiştir. Eril ve dişil birçok özgün iblisin yanı sıra Yunan mitolojisindeki iblis ve canavarlar da bulunur. 

Romalıların Etrusca disciplina[7] diye andıkları bir tür Etrüsk din bilimi mevcuttur ve Etrüskler bunun tanrıların insanlara ilham etmesi yoluyla, tanrıların işi olduğuna inanmıştırlar. İlham edilen şeylerin yazılması kutsal kitap fikrini de doğurmuştur.      

Bu bilim veya sistem İbrahimi Dinler gibi peygamber benzeri bir öğe de barındırır. Ayrıca içinde birçok farklı gelenek bulunur. Bu geleneklerden biri Tarquinia'dandır.   


Tarquinia

İtalya'nın Lazio bölgesinde, Viterbo iline bağlı ilçe (komün). 

Eskiden Corneto olarak bilinen TarquiniaViterboLazioİtalya'daki eski bir kenttir ve çoğunlukla üzerinde bulunduğu Etrüsknekropolleri veya mezarlıkları sayesinde tanınmıştır.  

Nekropol (Nekropolis), arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölgeye verilen isimdir. Yunancanekros-polis ölü(ler) şehri demektir. 

İbrahimî dinler

Orta Doğu dinleri.          

İbrahim'in oğullarından İshak'ın soyundan Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerinin peygamberlerinin; İsmail'in soyundan İslampeygamberi Muhammed'in geldiği kabul edilir. İbrahim sözcüğü "pek çok milletin babası" anlamına gelir. Mekkeliler İbrahim'in dinini Sâbiîlik olarak nitelerdi. Kur'an'da İbrahim'den hanif olarak söz edilir. İbrahim'in adı Tanah'ta Avram olarak geçer.  

Etrüsklerin en çok etkilendiği Yunan ve Roma din ve mitolojilerinde bu tip bir peygamber benzeri kişiye rastlanmadığı gibi bu tip sembolizm ancak çeşitli millet, ülke, uygarlık veya kahramanların kökenine dair anlatılarda kullanır. Etrüsk dininde kutsal kitaplarla birlikte özgün bir ruhban sınıfıda mevcuttur. Bu sınıftan kişiler çok saygındılar ve Etrusca disciplina uzmanlarıydılar.   

Roma sistemine Etrüsklerden geçmiş olan haruspexler yani özel ruhban sınıfıdır. Özellikle ibadet, ritüel anlamında Etrüsk dininin Romadaki dini anlayışa önemli katkıları olmuştur.   

Her ne kadar bir tür ruhban sınıfı (rahip ve rahibeler), ilahilik gibi kavram ve kurumlar yer alsa da bunların hepsi sistematik bir biçimde bütün oluşturmamaktaydı.  

Marcus Tullius Cicero (d. MÖ 3 Ocak 106 - ö. MÖ 7 Aralık 43), Latin kökenli Romalıdevlet adamı, bilgin, hatip ve yazar. Felsefe öğrenimini, Epikürcü Phaedros, Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemi, Yunandüşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasından oluşur.  

NOT: Cicero Klasik Latincede "Kikero" şeklinde, Caesar ise "Kayzar" şeklinde okunur. Latince bir ismin İngilizcede farklı, Fransızcada farklı, İspanyolcada farklı yazılıp farklı telaffuz ediliyor olması oldukça kafa karıştırıcı olacağından, insan, ülke ve şehir adlarının asıllarındaki gibi yazılması ve okunması olabilecek en uygun ve akademik yöntemdir.


Tarquinia ve Cerveteri nekropolleri

Bu iki nekropol, antik Etrüsk medeniyetine dair eşsiz ve istisnai bir tanıklık oluşturmaktadır. Mezarlıklar, Etrüsk şehir planlama şemalarının kopyaları olup, bölgede var olan en eski örneklerden bazılarıdır. Monterozzi olarak da bilinen Tarquinia nekropolü, kayaya oyulmuş 6.000 mezar içerir. En eskisi MÖ 7. yüzyıla tarihlenen 200 boyalı mezarıyla ünlüdür. Tarquinia'nın büyük ölçekli duvar resimleri, hem biçimsel nitelikleri hem de antik Etrüsklerin yaşam, ölüm ve dini inançlarının yönlerini ortaya koyan içerikleri açısından olağanüstüdür. Tarquinia'nın kırk beş dakika güneyinde, bir başka büyük Etrüsk şehri olan Cerveteri yer almaktadır. Buradaki mezarlar bir tür parkın içinde yer almaktadır. Cerveteri yakınlarındaki Banditaccia olarak bilinen nekropol, sokakları, küçük meydanları ve mahalleleriyle şehir benzeri bir planda düzenlenmiş binlerce mezar içerir. Buradaki mezarlar hala otlarla ve çalılarla kaplı höyüklerin (tumuli) altında bulunmaktadır. Tarquinia'nın iç kesimlerinde bulunan Norchia'da büyük uçurumlarda kayalara oyulmuş mezarlar vardır. Yine iç kesimlerde bulunan Sutri'de bir Etrüsk amfitiyatrosu vardır. Tarquinia Monterozzi nekropolü, Calvario bölgesi 

Tarquinia arkeolojisi, antikacılık araştırmalarının ilk günlerinden beri Etrüsk çalışmalarının ön saflarında yer almıştır ve benzersiz boyalı mezarları ve geniş mezarlıklarıyla ünlüdür ve aralarında Stendhal, DH Lawrence, Aldous Huxley ve Malaparte'ın da bulunduğu seçkin yazar ve şairleri cezbetmiştir. Tarquinia'nın 
gizemli Etrüsk geçmişine, efsanelerine ve kültürel mirasına ilgi duyan ünlü yazarlar arasında Stendhal, DH Lawrence, Aldous Huxley ve Malaparte yer almıştır. 
Kırmızı ve Siyah'ı kaleme alan 19. yüzyılın büyük Fransız romancısı Henri Bleyle Stendhal, bir süre Roma'da diplomat olarak görev yapmıştır. O zamanlar Corneto olarak bilinen Tarquinia'ya hayran kalmış ve yakın zamanda keşfedilen Etrüsk mezarları hakkında uzun bir makale yazmıştır.  

♻️ 

Kum saati: 

Kum saati, Avrupa’da ilk kez 8. yüzyılda bir papazınbuluşuyla kullanılmaya başlanmıştır.

PapazHristiyan din adamları için kullanılan sözcük. Türkçeye 1300'lü yıllarda Rumcapapas sözcüğünden geçmiştir. Rahip sözcüğü Arapça kökenlidir. Farsça kökenli peder sözcüğü.

Rahip sözcüğü Arapça rahab (korku, hürmet) kökünden gelir. Peder sözcüğü ise "baba" anlamına gelir.


⚔️⚔️

NOT:Kendi araştırmam S.Olbrich🗺💫


Pers Prensi:Zamanin Kumlari 🎥 1:02:43 Roma mitolojisi Santre anlatilmaktadir.! 

Şehname Farsça : شاهنامه , Šāhnāme , 'Krallar Kitabı', modern İran Farsçası telaffuzu ayrıca Şehnameolarak çevrilir , Pers şair Firdevsi tarafından MS  977 ile 1010 yılları arasında yazılmış uzun bir destansı şiirdir ve Büyük İran'ın ulusal destanıdır . Yaklaşık 50.000 beyit veya beyitten (iki satırlık mısralar) oluşan Şehname , dünyanın en uzun destansı şiirlerinden biri ve tek bir yazar tarafından yaratılan en uzun destansı şiirdir. Esas olarak dünyanın yaratılışından yedinci yüzyıldaki Müslüman fethine kadar Pers İmparatorluğu'nun efsanevi ve bir dereceye kadar da tarihi geçmişini anlatır.   

Samanîlerin nominal vasalı olan Alp Tigin , 962'de Gazne'yi Lawik hanedanından fethetti.  Bu komutanların beşincisi, 387 AH/997 CE'ye kadar yirmi yıl boyunca Hazne'yi yöneten Sebüktigin'di (mezar kitabesinden anlaşıldığı üzere ) al-Hajeb al-ajall (en asil komutan) unvanıyla. 

Tarikh-i Bal'ami ( Farsça : تاریخ بلعمی , Bal'ami Tarihi ) veya Tārīkhnāma-yi Bozorg ( تاریخنامه بزرگ , 'Büyük Tarih Kitabı'), Samanid hizmetinde bir vezir olan Muhammed Bal'ami tarafından yazılmış, bilinen en eski Farsça düzyazı kitabıdır. 

10.yüzyıl metni yaratılışınşafağındanİslami çağa kadar olan bir dönemi kapsayan evrensel bir tarihtirKitap , Sasani Persleri ve İran'ın mitolojik tarihi hakkında paha biçilmez bilgiler sunuyor.






 ~     •Jean-Paul Charles Aymard Sartre (d. 21 Haziran 1905, Paris - ö. 15 Nisan 1980, Paris), Fransız yazar ve düşünür

Sartre'ın anladığı ve savunduğu anlamda aydın, ister eylem alanında ister yazı masasında olsun, esasta aydını aydın yapan nitelik, yaşadığı zamanın dünyasına sırt çevirmeyen, bu dönemin gerçekliklerinden ve çelişkilerinden kaçınmayan, aksine tutumunu ve eylemini bu gerçeklikler ve çıkmazlardan hareketle oluşturup belirleyen tavırdır.

"Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur."   Bu söz Sartre'ın anladığı ve örneğini sergilediği anlamda aydının tavrının da iyi bir açıklanmasıdır.


 ~     • Nietzsche’nin felsefesi; 19. yüzyıl felsefesiiçin bir uyanıştır ve o dönem insanının aklının prangalarından kurtulup, tekrar insana dönüşmesinin hikâyesidir. 

hayatı, yaşamayı adeta yok saymaktadır. O, fikirleri ile bu amaç için kişiye, hem kendisini anlaması hem bir katharsis yaşaması ve nihayet içi boş toplum değerlerinden arınıp kendini gerçekleştirmesi yolunda bir rehber gibidir. Nietzsche, bu yolun başında şunu öğütler:  Trajik insan olun. Olun ki, yaşamınızın bilincinde yaşayıp, kararlarınızla ve özgürlüğünüzle baş başa kalın.

Burada, “yüzyıl sonu insanı” kavramından bahsedebiliriz. Savaşlar, işgâller, tutsaklıklarla dolu bir dönemdir varoluşçuluk dönemi. değerlerin aslında ne kadar değersiz olduğu, parçalanmış bir toplum ve boşlukta duran insan varlığı. 

Aslında bu dönem, insanın kendini yeniden inşa etmesi, gerçekleştirmesi için Nietzsche’nin istediği bir ortamdı. Boşlukta duran insan, felsefesine önce doğadan, toplumdan, kendinden başladı. Önce kendini anlamalı varoluşunu sorgulamalıydı ki her şeyi daha iyi anlayabilsin. Varoluşçu filozoflar Nietzsche’nin açtığı pencereden dünyaya baktı.


Hannah Arendt: insan onca bilgi ve tecrübe birikimine rağmen hâlâ bir “büyük muamma”dır. Psikanaliz, felsefe ya da antropoloji ve hatta şiirle bu muammayı çözmek mümkün değildir. İnsan, eşyanın doğasını belki bir gün tümüyle kavrayacaktır, ama “kendi doğası” daima bilinmezleriyle, boşluklarıyla, şüphe ve kararsızlıklarıyla kalacaktır.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hallo 🙋🏼‍♀️