Tanrı, doğada ilacını sağlamaksızın hiçbir hastalığa izin vermez’
🩺
Paracelsus: İsviçreli bir doktor ,simyacı , ilahiyatçı ve Alman Rönesansının filozofuydu .

Yükselmenin aksine aşağı inmek dönüşü yani doğaya can veren toprağın kalbine dönüşü de simgelerken bu iniş, ölümle de ilişkilendirilebilir. Bu kavram doğuşun zıttı olan bir kavramdır.
(Mistik yapıyla ilişkili derinlikte yani yerin altında bilgiyi aramak veya bulmak Borges’in “Alef ” adlı eserinde görülmektedir.)
(Paracelsus’tan ona Büyük Eser’i ya da Sanat’ı öğretmesini istemektedir ve “Taş’a giden yolda sana eşlik etmek istiyorum.” demiştir (Borges, 1992, s. 330). Burada bahsi geçen Sanat, Taş ve Yol gibi kavramlar Borges’in Kabala öğretisini adlandırmak için kullandığı kavramlardır.)
"Tıbbın gerçek zemini sevgidir"
Soyadı olarak taşıyanlar:
- Anders Celsius, Celsius sıcaklık ölçeği (1701-1744), İsveçli bilim insanı, astronom ve mucit.
- Magnus Celsius (1621-1679), İsveçli astronom ve matematikçi, Anders Celsius'un dedesi.
- Olof Celsius (1670-1756), İsveçli botanikçi, filolog ve papaz, Anders Celsius'un amcası
‘Gerçeği kalplerimizde bulabilirsek, dünyada bizim için imkansız bir şey olmayacaktır’
Rönesans'ın " tıbbi devrimi " nin birçok yönünde öncüydü ve gözlemin, kabul görmüş bilgelikle bir arada değerini vurguluyordu.
Kendisine "toksikolojinin babası " deniyor. Paracelsus'un ayrıca bir peygamber veya kahin olarak önemli bir etkisi vardı, "Prognostications"ı 17. yüzyılda Gül Haçlılar tarafından incelendi.
seyahat döneminde, Paracelsus bir ordu cerrahı olarak kaydoldu ve Venedik , Hollanda , Danimarka ve Tatarlar tarafından yürütülen savaşlara katıldı . Ardından Paracelsus 1524'te seyahatlerinden eve döndü .
sonra, Salzburg'a yerleşti " bir hekim olarak ve 1527'ye kadar orada kaldı.
"1519/20'den beri ilk tıbbi yazıları üzerinde çalışıyordu ve şimdi on bir yaygın hastalığı ve tedavilerini ve erken tıbbi ilkelerini anlatan Elf Traktat ve Volumen medicinae Paramirum'u tamamladı."
Villach'a dönerken ve ilk tıbbi yazıları üzerinde çalışırken, "yaşam ve ölümün anlamı, sağlık, hastalık nedenleri (iç dengesizlikler veya dış kuvvetler), insanların dünyadaki ve evrendeki yeri ve insanlar (kendisi de dahil) ile Tanrı arasındaki ilişki gibi birçok temel konu üzerinde düşündü."

Basel Üniversitesi'nde olan Hollandalı Rönesans hümanisti Rotterdam'lı Erasmus , Paracelsus'un tıbbi becerilerine tanık oldu ve iki bilgin tıbbi ve teolojik konularda mektuplaşarak bir diyalog başlattı.
1527'de Paracelsus, Basel'de lisanslı bir hekimdi ve Basel Üniversitesi'nde ders verme ayrıcalığına sahipti . O zamanlar Basel, Rönesans hümanizminin merkeziydi ve Paracelsus burada Rotterdam'lı Erasmus , Wolfgang Lachner ve Johannes Oekolampad ile tanıştı.
Erasmus Basel'de kalırken hastalandığında, Paracelsus'a şöyle yazdı: "Sana sanatına ve bilgine eşit bir ödül veremem—sana kesinlikle minnettar bir ruh sunuyorum. Gölgelerden diğer yarım olan Frobenius'u geri getirdin: eğer beni de geri getirirsen, her birini diğeriyle geri getirirsin."
Paracelsus'un Basel Üniversitesi'ndeki dersleri alışılmadık bir şekilde Latince değil Almanca veriliyordu.
Geleneksel tıbba olan küçümsemesini göstermek için Paracelsus, Galen ve İbn-i Sina'nıneserlerinin baskılarını alenen yaktı . 23 Haziran 1527'de akademik çalışmanın bir direği olan devasa bir cilt olan İbn-i Sina'nın Tıp Kanunu'nunbir kopyasını pazar meydanında yaktı.
'Eğer hastalık bizi sınarsa, tüm ihtişamımız, ünvanımız, yüzüğümüz ve adımız bir atın kuyruğu kadar yardımcı olacaktır'.
Hastalar ders kitabınız, hasta yatağı çalışma odanızdır."
Paracelsus ismi ilk kez bu yıl, Nuremberg'de siyasi - astrolojik karakterde bir Practica'nınyayınlanması için takma ad olarak kullanıldı. Pagel (1982), ismin tıbbi olmayan eserlerin yazarı olarak kullanılmasının amaçlandığını, gerçek ismi Theophrastus von Hohenheim'ın ise tıbbi yayınlar için kullanıldığını varsayıyor . Doktor Paracelsusisminin tıbbi bir yayında ilk kullanımı 1536'da Grosse Wundartznei'nin yazarı olarak gerçekleşti .
İsim genellikle Hohenheim'ın Latinceleştirilmiş hali( celsus "yüksek, uzun") veya " Celsus'u geçme" iddiası olarak yorumlanıyor.
din adamı ve şifacı
Paracelsus'un daha sonra bir "peygamber" olarak ünlenmesinin temelini oluşturan hermetizm , astroloji , kehanet , teolojive demonoloji üzerine bir incelemedir. Onun sloganı olan Alterius non sit qui suus esse potest("Kendine ait olabilen hiç kimse başkasına ait olmasın") Augustin Hirschvogel'in 1538 tarihli bir portresine yazılmıştır .
‘doğayı bilen onu sevecektir ve onun güçlerinden yararlanmayı bilecektir’
Felsefe:
Paracelsus'un bilime yaklaşımı büyük ölçüde dini inançlarından etkilenmiştir. Bilim ve dinin birbirinden ayrılamaz olduğuna ve bilimsel keşiflerin Tanrı'dan gelen doğrudan mesajlar olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, tüm mesajını ortaya çıkarmak ve anlamak insanlığın ilahi görevi olduğuna inanıyordu. Paracelsus ayrıca doğal nesneleri oluşturan erdemlerin doğal değil, doğaüstü olduğuna ve evrenin yaratılışından önce Tanrı'da var olduğuna inanıyordu. Bu nedenle, Dünya ve Gökler sonunda dağıldığında, tüm doğal nesnelerin erdemleri var olmaya devam edecek ve basitçe Tanrı'ya geri dönecektir.
Erdemlerin gerçek doğası hakkındaki felsefesi, Aristoteles'inelementlerin doğal yeri fikrini anımsatmaktadır .
Paracelsus'a göre bilimin amacı yalnızca çevremizdeki dünya hakkında daha fazla şey öğrenmek değil, aynı zamanda ilahi işaretleri aramak ve potansiyel olarak Tanrı'nın doğasını anlamaktır. Tanrı'ya inanmayan bir kişi hekim olsaydı, Tanrı'nın gözünde bir itibarı olmazdı ve onun adına çalışmadığı için işinde başarılı olamazdı. Etkili bir hekim olmak Tanrı'ya inanmayı gerektirir.

Tria primaayrıca insan kimliğini de tanımlıyordu. Tuz bedeni; cıva ruhu (hayal gücü, ahlaki yargı ve yüksek zihinsel yetenekler) temsil ediyordu; kükürt ruhu (duygular ve arzular) temsil ediyordu. Bir doktor tria prima'nın kimyasal doğasını anlayarak hastalığı tedavi etmenin yollarını keşfedebilirdi. Her hastalıkta semptomlar, rahatsızlığa neden olan üç ana etkene bağlıydı. Paracelsus, büyük dozlarda zehirli olan maddelerin küçük dozlarda iyileştirici olabileceğini teorileştirdi; bunu manyetizma ve statik elektrik örnekleriyle gösterdi; burada küçük bir mıknatıs çok daha büyük metal parçalarını çekebilir.
Hermetizm:
Keşifler ve tedaviler:
Paracelsus kendi başına birçok reçete ve karışım üretti. Ateşli bulaşıcı hastalıklar için, en azından geçici rahatlama sağlayan terleticiler ve toniklerreçete etmek yaygındı . Ayrıca ilaçlarının çoğu, bazen afyon içeren doğu tıbbından türetilen ünlü " teriak " içeriyordu. Paracelsus'un aşağıdaki reçetesi Sterzing köyüne ithaf edilmiştir :
İsmin kökenine gelince, Kurt Peters, Paracelsus tarafından " opo ponax, b del lium ve aristol ochia" kelimelerinin hecelerinden türetildiğini ileri sürmüştür . Opoponax bir mür çeşididir ; bdellium, benzer bir reçine üreten Commiphora wightii'dir ; ve Aristolochia , yılan ısırıklarını tedavi etmek için halk hekimliğinde kullanılan A. pfeiferi , A. rugosave A. trilobata'yı içeren yaygın olarak dağıtılmış bir cinstir . İsim, bu aromatik bitkilerin Paracelsus'un tarifinde yer almış olabileceğini düşündürmektedir.
Alman askeri hekim Raymund Minderer ("Mindererus"; 1570-1621), 1620 tarihli Medicina Militaris'inde Paracelsus bileşiğini yaralara iyi gelen bir sıva olarak övdü. Minderer bunu, daha çok mühür mumu gibi sertleşen kendi çeşidiyle karşılaştırdı. ~ )
Modern kullanım:
Amerika Birleşik Devletleri Farmakopesi (USP) ,opodeldoc için aşağıdakileri içeren bir reçete verir:
- Toz sabun, 60 gram;
- Kafur, 45 gram;
- Biberiye yağı , 10 mililitre;
- Alkol, 700 mililitre;
- 1000 mililitreyi tamamlayacak kadar su
1990'ların başlarında 'Epideldoc' (sic) İngiltere'nin Kuzeybatısındaki bazı eczacıların talebi üzerine üretildi.
Toksikoloji:
Psikosomatizm:

"Gül-Haç üstadları için gül, evrensel uyumun canlı ve gelişen bir simgesidir. Bu simge güzellik, yaşam, sevgi ve zevkleri kendinde birleştirir. "Yahudi Abraham'ın Kitabı"nda Flamel, gülü simyacıların Büyük Yapıt'ının simgesi olarak göstermiştir."
"Gül ve haçı bir araya getirebilmek, yüksek aydınlanma derecelerinin asıl hedefidir."
Paracelsus’un Signatur Öğretisi

Paracelsus’a göre nerede bir hastalık varsa, orada, dış görünümü hastalığın belirtilerine karşılık gelen şifalı bir bitki bulunmalıydı.
Ortaçağ’da yaşamış olan Paracelsus “Signatur Doktrini” denilen kuramına dair gözlemlerini “Doğanın Üstün Gizemleri” adlı eserinde toplamış. Türkçeye “benzerlik, işaret” olarak çevrilebilecek “signatur” öğretisine göre her bitki kendi işaretine sahiptir. “Doğa, yarattığı her şeyi onda gizlemek istediği niteliklerin görüntüsü ile biçimlendirir.” Bitkinin görünümü, rengi, kokusu, yetiştiği yer onun etkili olacağı organ ya da hastalıkla benzerlik taşır. Ortaçağ’da bu benzerlik, görünmez Tanrı’nın izi, yaratıcının yaratılan üzerindeki gölgesi ve resmi olarak düşünülmüş. Bitkilerin kendilerine ait bir dili olduğuna dair bu mistik yaklaşım, bitkiler dünyasına dair derin bir bakış açısı gerektiriyor. Aynı zamanda yaşam formları arası enerji akışını anlamlandırma çabası olsa gerek..
Sadece bitkilerle sınırlı olmayan bu felsefenin izleri günümüze dek uzanıyor; yeni doğanların sarılık olmaması için sarı renkli bir kundağa sarılması gibi..
Bitkiler dünyasındaki benzerliğe bakalım.
Lavantanın rengi olan mor, renk spektrumunda yüksek frekans ve kısa dalga boyuna sahiptir. Vücudun enerji merkezleri arasındaki bağlantıya işaret eder. Antik çakra sisteminde Taç Çakra’nın rengidir. Mor renk zihin ve ruhun dönüşümünü sağlar. Kalp atışını yavaşlatarak dinginlik verir, baş ağrısını giderir.
Aloe Vera, çöl kadar sıcak, kurak ortamlarda yetişir.
Dolgun yapraklarının içi yapışkan koyu bir sıvıyla doludur.
Bu serinletici sıvı, yanık ve ciltte iritasyon durumunda doğal bir ilk yardım malzemesidir.
Melissa’nın kalp şeklindeki yaprakları kalbe,
cevizin beynin kıvrımlarına benzeyen şekli beyne işaret eder.
İncir gibi süt içeren bitkiler süt salgısını artırır.
At kuyruğu bitkisinin kanal sistemini andıran yapısı böbreklere işaret eder.
Yazıyı bitkiler dünyasının dışından bir örnekle sonlandırayım. Mağaralardaki sarkıt dikitlerin öğütülerek toz halinde kullanılması ter sökücü etkiye işaret ediyor.
Buradaki analoji (benzerlik) sarkıttan akan damlaların tere benzetilmesi olmuş.
Bir önceki içeriğimize https://www.terradogalyasam.com/blog/icerik/neden-dogal-kozmetik-urunlerini-tercih-etmelisiniz bağlantısından ulaşabilirsiniz.
Manly Palmer Hall (1901-1990), magnum opus’u olan Tüm Çağların Gizli Öğretileri kitabında, Paracelsus için “Hermesçi sanatın büyük sırları ona Arap ustalar tarafından İstanbul’da verilmiştir” diyor. Yine Hall’e göre Paracelsus, doğa ruhları (elementaller) ve görünmez âlemlerde yaşayan varlıklara ilişkin bilgisini Hintli Brahminlerden almıştı.
19.yüzyıl teozofi çevrelerinin başka bir renkli siması Doktor Franz Hartmann ise, Paracelsus hakkındaki kapsamlı çalışması Paracelsus and The Substance Of His Teachings’te, Paracelsus’un Almanya’dan Rusya’ya uzanan seyahatleri sırasında bir dönem Tatarlar tarafından esir edildiğini, sonra İstanbul’a gittiğini ve bu süreç zarfında da Doğulu gizemciler tarafından yetiştirildiğini iddia ediyor. Rivayete göre Paracelsus, simyacıların o ünlü Felsefe Taşı’nın (baz metalleri altına dönüştüren toz) maddi ve ruhani sırlarına İstanbul’da vakıf olmuştu.
“nobel travelers” (soylu gezginler)
Binbir Gece Masalları ve Kama Sutra gibi yapıtları İngilizce’ye çeviren, seyyah, linguist, birçok okült topluluğa katılmış ve ileriki yıllarda da Teozofist olan Sir Richard Burton.
“Julius Caesar” William Shakespeare tarafından 1599'da yazılan, Roma diktatörü Julius Caesar'a yapılan suikastı.
~ Tetikçi 2006 Film 🎥 bu tiyatro sözü geçer
Tarihin en ünlü suikastlarından birisini, Roma Cumhuriyeti diktatörü Julius Caesar’ın katlini ele alan oyun, Shakespeare ‘in antik Roma tarihini konu alan ve "Roma oyunları" diye anılan üç oyunundan ilkidir (diğerleri Coriolanus ile Antonius ve Kleopatra). Antik Yunan tarihçi Plutarkhos'un ünlü Roma ve Yunan büyüklerini karşılaştıran, 1579’da Thomas North tarafından İngilizceye çevrilmiş Paralel Yaşamlar adlı eseri oyuna kaynaklık etmiştir.
Oyunun ilk defa 1599'da Shakespeare tarafından sahnelendiği, Globe Tiyatrosu’nda sahnelenen ilk veya ikinci eser olduğu düşünülür.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️