NATO'dan Nazi sembolü 'Kara Güneş'li asker paylaşımı

HABER MERKEZİ
NATO'nun, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla paylaştığı görselde yer alan Ukraynalı kadın bir askerin üniformasında Nazi sembolü olan 'kara güneş'in bulunması dikkat çekti.
NATO, "Bütün kadınlar ve kızlar özgür ve eşit yaşamalıdır. Bu dünya kadınlar gününde Ukrayna'nın olağanüstü kadınlarını düşünüyoruz. Güçleri, cesaretleri ve dayanıklılıkları, milletlerinin ruhunun simgesidir" notuyla Ukraynalı kadınlara ait 4 farklı görsel paylaştı.
NATO tepkilerin ardından söz konusu paylaşımı sildi.
🌚
" The Day of Black Sun ", Amerikan animasyon televizyon dizisi Avatar: The Last Airbender'ın üçüncü sezonunun onuncu ve on birinci bölümleri ve genel olarak 50. ve 51. bölümleridir. Dizi , son hava bükücü ve "Avatar" olan Aang'ı ( Zach Tyler Eisen ) dört elementin hepsinde ustalaşarak savaşla harap olmuş bir dünyaya denge getirme yolculuğunda takip ediyor : hava, su, toprak ve ateş. Bu yolculuğunda ona yoldaşları Katara ( Mae Whitman ), Sokka ( Jack DeSena ) ve Toph Beifong ( Jessie Flower ) katılıyor. Sezon ayrıca, savaştaki rolüyle ilgili çelişkili duygularıyla yüzleşmek için Ateş Ulusu'na dönen Zuko'yu ( Dante Basco ) takip ediyor. Bölümlerin sırasıyla " The Invasion " ve " The Eclipse " alt başlıkları var.
Avatardünyasına , sınırlı hava tedarikine sahip olmaları nedeniyle Soğuk Savaş öncesi ve II. Dünya Savaşı denizaltılarından veya II. Dünya Savaşı'nda kullanılan Higgins botundanesinlenerek denizaltıları tanıtıyor . Ozai'nin gizli bir sığınakta saklanması fikri, Adolf Hitler'in II. Dünya Savaşı sırasında sığınağını nasıl kullandığına benzerlikler taşıyor. İstila kuvvetlerinin askerleri yanardağa doğru Ateş Ulusu'na doğru yürüdüklerinde, kalkanlarını başlarının üzerinde Roma Testudo oluşumunu anımsatan bir formasyonda tutma biçimleri açısından paralellikler çizilebilir.
🌚
1912. İslam Hukuku yürürlüğe girdi (İslamgesetz). Hanefilik mezhebi dini bir topluluk olarak ilk kez bir Avrupa ülkesinde devlet tarafından tanınma hakkına sahip olmuştur.
FPÖ ise Avusturya'nın tanınmış Nazilerinden toprak sahibi, Nazilerin sivillerden oluşan silahlı yapısı SS içinde tümgeneral düzeyinde görev yapmış ve İkinci Dünya Savaşının bitimine kadar da Nazi parlamentosunun üyesi Nazi ideolojisine hizmet eden Anton Reinthaller tarafından 1956'da kuruldu.
2005’de yapılan kongrede diş teknisyeni Heinz Christian Strache partinin başına geldi.
Doğrudan İslam'ı ve Müslümanları hedef alan Strache, ülkedeki yabancılar arasında da Türkleri hedefe koydu. AB’ye mesafeli duran Strache, Türkiye’nin AB üyeliği sürecine de çok katı bir tutum sergileyerek karşı çıktı. Strache’nin başlattığı İslam, Türk ve yabancı karşıtı söylem sağ ve merkez sağ seçmende ciddi bir karşılık buldu.
Kurz’un Türkiye karşıtlığı sağcı seçmenin dikkatini çekti. Aynı zamanda Uyum Bakanı da olan Kurz, ülkede İslam dinin resmen tanınmasını sağlayan ve 1912’de yürürlüğe giren İslam Kanunu'nda Müslümanların hayatını olumsuz yönde etkileyecek değişiklikler yaptı.
anaokulu ve ilkokullarda başörtüsü yasağı, Müslümanlara ait kurum ve kuruluşları fişleyen Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi, Müslümanlara ait kurumları hedef gösteren sözde "İslam Haritası"ve "Operation Luxor" adı verilen, 60 Müslüman aileyi itibarsızlaştırmak için düzenlenen polis baskınları.
ülkedeki yabancı ve Müslümanlara bir baskı unsuru olarak kullanılan "paralel toplum" kavramını örnek gösteren Hafez, bu kavramın 90'ların başında Almanya'da ortaya çıktığını, daha sonra FPÖ eliyle Avusturya'ya taşındığını,
Aşırı sağcılar İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde ilk defa bir seçimde birinci sıraya yükseldi.
Kara Güneş (sembol)
Kara Güneş (Almanca: Schwarze Sonne) bir Nazi sembolü ve bir tür güneş çarkıdır (Almanca: Sonnenrad). Neo-Naziler ve Nazi Okültizmi başta olmak üzere Satanizmgibi diğer altkültürler tarafından, Nazi Almanyası sonrası bağlamında kullanılmıştır.

Sembol ilk olarak Nazi hükûmeti sırasında, Heinrich Himmler tarafından SS için bir merkez olmayı amaçladığı Wewelsburg'daki bir kalede bir tasarım öğesi olarak ortaya çıktı. Sembolün tasarımı, SS tarafından logolarında kullanılan sembollere benzer şekilde on iki radyal işaretten oluşur.
Wewelsburg mozaiği:

1933'te Heinrich Himmler; Almanya, Paderborn yakınlarındaki bir kale olan Wewelsburg'u satın aldı. Himmler, yapıyı SS için bir merkez haline getirmeyi amaçladı ve Himmler, 1936 ila 1942 yılları arasında binanın tören amacıyla genişletilip yeniden inşa edilmesini emretti.
Heinrich Himmler, SS’in Reichsführer’i (Milli Lider) sıfatıyla, 2. Dünya Savaşı’nın sonunda Nazi Almanyası’nın en güçlü ikinci adamı haline geldi. “Yahudi Sorununa Nihai Çözümün” geliştirilmesi ve uygulanmasının idaresinden sorumluydu. Alman gizli polisi, güvenlik polisi ve kriminal polisi, baş teğmenleri Reinhard Heydrich ve Ernst Kaltenbrunner aracılığıyla hep ona rapor vermekteydi. Aynı zamanda da, yok etme hedefiyle mahkûmların çalıştırılarak ekonomik olarak sömürülmesinin de dahil olduğu geniş Nazi toplama kampı sistemini de denetlemekte ve kontrol etmekteydi.
Heinrich Himmler, 28 Mayıs 1940.
"Aşağıdaki konuyu araştırın: Şimşek çakması, yıldırım, Thor'un Çekici ya da uçan veya fırlatılan çekiç fikrinin var olduğu Kuzey Almanya Aryan kültürü dünyasındaki tüm yerleri bulun ve de yıldırım yayan küçük bir el baltasıyla tasvir edilen tüm tanrı heykellerıne bakın. Lütfen bununla ilgili resimli, heykelli, yazılı mitolojik kanıtlarını toplayın. Bunun, doğal gök gürültüsü ve yıldırıma dayanmadığına eminim. Bu, atalarımızın en eski ve son derece gelişmiş bir savaş silahı şeklidir. Elektriğe dair daha önce hiç duyulmamış bir irfanı ima etmektedir."• 'Gölge Fuhrer' olarak da nitelendirilen Himmler
• Yahudi 'avlamak' amacıyla kurulan Einsatzgruppen adlı birlikleri
• ( Lebensborn programı )

Himmler'in yeniden modellemesinin bir ürünü olarak, on iki koyu yeşil radyal olarak üst üste bindirilmiş Sig runları, SS logosundaki gibi, yapının Kuzey Kulesi Obergruppenführersaal veya "Generaller Salonu"'nun beyaz mermer zemininde görünüyor.
"Kara Güneş" adı, Russell McCloud mahlaslı yazarın 1991 tarihli gizli gerilim romanı Die Schwarze Sonne von Tashi Lhunpo'nun ('Tashi Lhunpo'nun Kara Güneşi') yayımlanmasından sonra daha geniş bir şekilde kullanıldı. Kitap, Wewelsburg mozaiğini, eski SS subayı Wilhelm Landig tarafından Nazi Hakenkreuz'unun yerine geçen ve Aryan ırkını yenilemesi beklenen mistik bir enerji kaynağının sembolü olarak icat edilen neo-Nazi "Kara Güneş" kavramıyla birleştiriyor.
Neo-Nazizm:
Kara Güneş sembolü, yaygın olarak neo-Faşizm ve neo-Nazizm ile ilişkilendirilir. Aşırı sağcı neo-Naziler ve beyaz milliyetçilertarafından kullanılıyor. Modern aşırı sağ gruplar genellikle sembole güneş tekerleği (Almanca: Sonnenrad) veya Kara Güneş olarak atıfta bulunur.
Satanizm:
Nazi döneminden Wolfsangel, Sig runu ve Totenkopf gibi diğer sembollerle birlikte Kara Güneş, Satanizm'in bazı taraftarları tarafından kullanılır. Bilim adamı Chris Mathews, "Wolfsangle [sic]'ın sayısız permütasyonundan, Satanistler, SS ve sayısız faşist örgütler tarafından kullanılan biçimi benimsiyorlar.
Aynı şekilde, on dokuzuncu yüzyılda Prusya ordusu tarafından kullanılan Totenkopf, Church of Satan üyelerinin kullandığı SS Totenkopf versiyonundan belirgin bir şekilde daha çok karikatürize edildi. Kara Güneş motifi daha da belirsizdir.
Ortaçağ Alman sembollerine dayanmasına rağmen, Wewelsburg mozaiği Himmler için özel olarak yaptırılan benzersiz bir tasarımdır ve Nazi Satanist gruplarının ve ezoterik neo-Nazilerin bunu benimsediği günümüzdeki ana ilişkilendirmesi neo-Nazi okültizmidir".
🌚
Kara Güneş sembolizmi: Yeni Zelanda’dan Eskişehir’e aşırı sağ nasıl küreselleşiyor?
2008’de bu komplo teorisi, açık neo-Nazi ve beyaz milliyetçi kökenlerinin ötesine yayılarak yeni kurulan “Alt-Sağ hareket” tarafından benimsendi.
ABD’deki alt-sağ ve alt-lite hareketleri tarafından da popülerleştirildi. Irksal saflık, homojenlik veya “ırksal hijyen” kavramı, beyaz soykırım söyleminin altında yatan bir tema ve neo-Nazi ve beyaz üstünlükçü geçmişe sahip kişiler tarafından kullanıldı.
Müslümanların başını çektiği “renkliler” Avrupa, Avustralya ve Yeni Zelanda’da da yoğunlukla Müslümanlar Beyazları soykırıma tabi tutan Yahudi komplosunun piyonları olarak görülüyor.
Yahudilerin gizli dünya devletinin iki ayağı var. Liberalizm ve Komünizm. Her ikisi de Aryan medeniyetini yıkmak isteyen düşmanlar.
Yahudi düşmanlığı ile göçmen karşıtlığının birleştirildiği teori Avrupa ve ABD’de yükselen aşırı sağ politikanın da temel söylemini oluşturuyor.
🌚

Arkeolog- Y.Mühendis
'Ari' ya da 'Aryan' kelimesi 19. yüzyıl başlarına kadar bilinmezken bu kelimenin ortaya batılılarca atılmasının en büyük nedeni, antik Helen uygarlığının kendiliğinden ortaya çıkmadığı , bu uygarlığın kökenlerinin 'doğuda' aranması gerektiği hususundan dolayıdır.
Herodot'un yazdıklarına atıfta bulunarak üstün zekalı insanların sadece 'ılıman' iklimli bölgelerde ortaya çıkabileceğini öne sürecek kadar ilginç fikirlere sahip Platon'un görüşlerinin dayandığı Helen efsanesini sadece Fenike ya da Mısır'a dayandırmaktan öte yeni bir kavram ortaya atılmalıydı ki bunun adı da'ari' ya da 'aryan' kelimesine dayalı olarak bölgede antik çağlardan bu yana yer alan yeni toplulukların menşeilerini ya da orijinlerini bir araya toplamaktı hedef.
Hitler'in önemli filozofları arasında bulunan Paul de Lagarde' nin ırkçı söylemleri, tarihi yeniden yazmak uğruna yanına arkeologları da alarak Mısır'ı fetheden Napolyon'un önemli fikir babaları ile üst seviyelere taşınacaktı.
Günümüzde kullanılan İran sözcüğünün kökeni de Sanskritçe Aryan sözcüğünden gelmiş olup Farsça'ya da Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Avesta'dan geçmişti.
Hint-Ari den olmayan uluslar daha sonra köle anlamına gelecek 'dasa'ya da 'dasyu' olarak ifade edilerek Pers dilinde aryan olmayanlara 'anairya' denildi ve yazdıkları şüphe götüren (!) Herodot'da Urmiye Gölü'nün güneybatısında yerleşik Medlerle birlikte İskitler' i de 'arioi' olarak tanımladı. Halbuki aynı dönemde Urmiye Gölü'nün batısında ise Persler oturmaktaydılar. (m.ö. 9. yüzyıl)
Hint Avrupa ya da Hint Ari denilen Kafkas kökenli topluluklar Sümerler ile aynı çağlara denk gelen Harappa ve Mohenjo Dero kentlerini yıkmışlardı.
batılılar tarafından arkeolojinin ortaya çıktığı 19. yüzyılda doğu halkları için bir efsane oluşturmalıydı.
Ari ırk
Ari ırk kavramı 19. yüzyıl boyunca Arthur de Gobineau, Richard Wagner ve bilimsel ırkçılığı daha sonra Nazi ırkçı ideolojisini etkileyen Houston Stewart Chamberlain gibi çeşitli ırkçı ve antisemitikyazarlar tarafından benimsenmiştir. 1930'lara gelindiğinde, kavram hem Nazizmhem de Nordizm ile ilişkilendirilmiş ve Aryan ırkını "üstün ırk" olarak tasvir eden, Aryan olmayanları ırksal olarak aşağı ve yok edilmesi gereken varoluşsal bir tehdit olarak gören beyaz üstünlükçü Aryanizm ideolojisini desteklemek için kullanılmıştır. Bu fikirler Nazi Almanyası'nda Holokost'a yol açan devlet ideolojisinin önemli bir parçasını oluşturmuştur.
🌚

Aryan
Aryanlar denilen topluluklar günümüz İran bölgesine İskitler ile çağdaş olarak m.ö. 9. yy da gelmişlerdi, Herodot ise m.ö. 485 yılında doğmuştu.
Aryan Sanskritçede "asil" veya "onurlu" anlamındaki "Ārya" kelimesinden türetilmiş bir sözcüktür. Avesta dilindeki benzeri "Airya"dır ve Eski Pers dilindeki karşılığı "Ariya"dır. Büyük oranda Proto-Hindu-İranlıların etnik olarak kendilerini tanımlama amacıyla kullanılmak üzere var olmuştur.
Avesta, büyük ölçüde Pers, Hint halklarının temel kutsal kitapları ki bu kitap Zerdüştlüğü anlatan yegane eser niteliğindedir.
19. yüzyılda, Hint-İranlılar, Hint-Avrupa dillerini konuştukları bilinen en eski insanlardı.
Aryan ya da Ari ifadesi Hint-Avrupalılar yerinde daha çok ırkçı kesimler tarafından tercih edilen bir anlatımdır.
Aryan halkının çoğu; Jainizm, Budizm ve Hinduizm'e mensuptur. "Aryan" kelimesi önce Sanskritçedeki "Arya", ardından da Fransızcadaki "Arienne"den geçmiştir.
🌚
İskitler ve Yayıldıkları Coğrafya
Grek kaynaklarında İskit adına özellikle M.Ö. 8. yüzyıldan sonra rastlanmaya başlanmıştır. Bu kaynaklarda İskitler “Skythai” olarak geçmektedir. Tarihin Babası olarak bilinen Herodot’un Tarihi’nde ise daha önce de bahsettiğimiz gibi İskitler ile ilgili çok kıymetli bilgiler yer almaktadır. Yine Strabon’un “Coğrafya” adlı eserinde ise İskitlerin gelenek ve görenekleri ile ilgili bilgilere yer verilmektedir. Bunların yanı sıra Asur kaynaklarında karşımıza çıkan “Aşguzai”lerin İskitler olduğu kabul edilmektedir.
İskitler, doğuda Çin Seddi’nden batıda Tuna nehrine kadar yaklaşık 7000 kilometreden fazla bir alana yayılmışlardır. Bu nedenle pek çok kavim tarafından tanınmış ve bu kavimlerin yazılı belgelerinde adlarından bahsedilmiştir. İskit adına ve onlar ile ilgili bilgilere başta Grek kaynakları olmak üzere Pers çivi yazılı metinlerinde, Asur ve Çin yıllıklarında rastlanmaktadır.
Bahsi geçen bu kaynaklar; dil, kültür ve coğrafya bakımından birbirinden farklı kavimlere ait olduğu için İskit adı bu kaynaklarda farklı şekillerde geçmektedir.
İskitlerden Günümüze Kalan En Önemli Arkeolojik Bulgular
İskitler üzerine yapılan ilk kazı, 17. yüzyılda gizli kazılar yapan bazı defineciler tarafından gerçekleştirilmiştir. Defineciler bu kazı sırasında çok kıymetli eserler bulmuşlardır. Ancak define avcılığından elde edilenlere el konulmuş ve St. Petersburg’a götürülmüştür. Bu durum; konu ile ilgili çalışmalar yapılmasına neden olmuş ve İskit sanatı ile ilgili en önemli konulardan birisi olan “Hayvan Üslubu” hakkında fikirlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

İskit sanatına ait en güzel örnekler ise “kurgan”adı verilen mezarlardan çıkarılmıştır. Bu kurganlar arasından en bilinenleri; Chertomlyk Kurganı, Esik Kurganı ve Pazırık Kurganı’dır. Kurganlar içerisinden çıkan en önemli eserlerden birisi ise Altın Elbiseli Adam olarak adlandırılan, İskit hükümdarının giyimi hakkında bilgi veren kıyafettir. Bu kıyafet, Kazakistan Alma-Ata yakınlarında yer alan Esik Kurganı içerisinden çıkarılmıştır.
Bunların yanı sıra ilk Türk topluluğu olarak bilinen İskitlere ait arkeolojik buluntular bunlar ile sınırlı değildir. Çünkü “Bozkırın kuyumcuları” olarak bilinen İskitler, altın ve gümüş işlemeciliğinde oldukça ileri bir topluluktu. Bu anlamda Altın Elbiseli Adam adlı eserin bulunduğu Esik Kurganı (Issık Kurganı) içerisinden ayna, tarak, tas, tabak ve gümüş kaşıklar ile birlikte 4 bin 800 parça altın eşya çıkarılmıştır. Böylece Firavun Tutankamon’un mezarından sonra en çok altının ele geçirildiği mezar Esik Kurganı olmuştur.



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️