2 Eylül 2024 Pazartesi

Winfried Otto Schumann;Rezonansı (Dünyanın kalp atış Frekansi)

Dünyanın Frekansı


                                                           gezegenimizin elektromanyetik çevresinin temel bir parçası olarak, hem doğal dengeyi hem de canlı yaşamını etkileyen bir unsur. Peki, bu frekans değişirse ne olur? Uzmanlar, olağanüstü dalgalanmaların atmosferik olaylar, doğal afetler veya insan kaynaklı elektromanyetik kirlilikle ilişkili olabileceğini belirtiyor.     

Winfried Otto Schumann rezonansı, Alman fizikçi Winfried Otto Schumann tarafından 1952'de matematiksel olarak öngörülen ve daha sonra kanıtlanan bir doğal frekans olgusudur. Bu rezonans, Dünya yüzeyi ile atmosferin üst katmanı olan iyonosfer arasındaki boşlukta oluşan küresel elektromanyetik dalgaları ifade eder. 

üzerinde yaşayan her şeyin titreşimleri olduğuna göre, dünyanın da kendine has bir titreşimi olsa gerek. Evet, var; buna Schuman Rezonansı da deniyor.   

Atomlar an ve ana dair her şeyle titreşimlerini uyumlama halindedir. Negatif yüklü dünyamız (buna Yin enerjisi diyoruz) ile pozitif yüklü evrenle (buna iyonosfer diyoruz, aynı zamanda Yang enerjisi) sürekli bir elektriksel iletişim söz konusudur.

(Man of Tai Chi-Keanu Reeves). hikâyeleri Java Büyücüsü adlı kitapta da bulabilirsiniz.

filmlerde, ister Beşinci Element (Bruce Willis), ister G.O.R.A ve A.R.O.G olsun, aşağıdan yukarı çıkan ve beş döngüyle isimlendirilen enerjileri 

Tapınakların yerleri, özel mekanların, özellikle de ruhsal yerlerin enerjileri özel olarak elden geçirilir. Bu bilim dalına Batıda şu anda Jeomansi (ya da Jeomanti) deniyor. Mekanın enerjisi duru görüyle (Çi ustası tarafından) ya da belli aletler kullanılarak tespit ediliyor ve negatif enerji bloke edilerek yukarı çıkması engelleniyor ve o andan itibaren mekanın enerjisinde gözle görülür bir değişim başlıyor.   

Dünyanın tüm biliminsanları tarafından kabul edilmiş ferakansı 7.83 Hz’dir. Buna dünyanın kalp atışı da denmektedir. Dr. Anker Mueller adındaki başka bir biliminsanı daha derinlerine inip dünyanın frekansının insan beyni ile aynı attığını bulmuştur. Herbert König ise Schuman rezonansının beyin ritmleri ile tam uyumunu ispatlamıştır.  Beyindeki EEG değerleri incelenerek bu ritimlerin doğadaki Schuman ritimleriyle Alfa seviyesinde uyum sağladığı görülmüş. Bu yüzdendir ki, nefes teknikleri ve meditasyon sayesinde beyin dalgalarımızı Alfakonumuna taşımayı hedefleriz.    

Dusseldorf Ünivesitesi’nde yapılan araştırmalarda, bu ritmin kasten bozulduğu, yani beyin frekansının doğadaki frekanstan şaştırıldığı deneylerde,  deneklerde  fiziksel hastalıklar ve zihinsel bozukluklar oluşmaya başlamış. Bu da doğayla BİR olamama sorunumuza parmak basıyor aslında.    

Doğa anayla ritmimizi nasıl senkronize edeceğiz?

Çıkarın ayakkabıları, çorapları! Basın toprağa, çimene… Bu çimen o lüks konutların sonradan doldurulma suni çimenleri olmasın. Gerçek doğaya gidin. Ağaçlarında kuşlar cıvıldasın. Toprağı kazıdığınızda solucanlar çıksın. Ayakların toprağa değmesine biz topraklanma yöntemi diyoruz. Bunu yapan istisnasız herkes bütün negatif enerjisinden anında kurtulmaya başlar, stresini toprağa atar, topraktan ise en güzel enerjileri almaya başlar. Ağaç Duruşu Meditasyonu bu yüzden tüm meditasyonlar içinde en değerlisidir. Gerçek Yin-Yang dengesini kuran bir tekniktir. Sahiden de bir ağaç gibi durduğunuz ve kollarınızı açtığınız  vakit, kollarınız Çi enerjisiyle dolar ve ağacın doğadan aldığı tüm bilgelik de size akmaya başlar.

Eski insanlar vakitlerinin büyük bir bölümünü üretim yaparak doğada geçirirmiş. Temiz havasını alır, toprakla haşır neşir olur, bir ağacın altında kestirir, çimlerde koşar, yuvarlanır, nehirlerinde yüzermiş. Şimdi o insanın üzerine kocaman bir kurumsal bina ve apartmanlar konmuş. Florasan ışığında akşam olduğunu sadece saate bakarak anlayarak çalışan, sadece klimadan çıkan mikroplu havayı soluyan, ayaklarında yalıtımı en kuvvetli ayakkabılarla gezen, her yere arabasıyla giden, onda da klimayı her şekilde kökleyen, asansör, yürüyen merdiven derken hayatında günde 100 metre bile yürümeyen insanlar türedi. Bunların bırakın doğayla aynı titreşime geçmesini, doğa kavramını tamamen unutmasından korkuyorum.

Ersin İpek

Bu yazı ilk olarak Şubat 2016’da yine Kuraldışı web sitesinde yayınlanmıştır.


♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️


~. inne yevmen ‘inde rabbike keelfi senetin mimmâ te’uddûn ~ 


وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَنْ يُخْلِفَ اللّٰهُ وَعْدَهُۜ وَاِنَّ يَوْماً عِنْدَ رَبِّكَ كَاَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ
Ve yesta'ciluneke bil azabi ve len yuhlifallahu va'deh, ve inne yevmen inde rabbike ke elfi senetin mimma teuddun.


Elmalılı (sadeleştirilmiş) 

Bir de senden acele azap istiyorlar. Elbette Allah sözünden caymaz. Bununla beraber Rabbinin katında bir gün, sizin sayacaklarınızdan bin sene gibidir.


Prof Dr. İsmail Hakkı Aydın: https://youtube.com/shorts/25GyYXU-1Ok?si=5e8TXahuFWLAUmCE 

~ Yunus Emre: Dünya dedikleri bir Gögeliktir. ~


♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️♻️


Schumann Rezonansı: Dünyanın Kalp Atışı ile İnsan Beyninin Entegrasyonu

Schumann Frekansı Nedir?

Schumann rezonansı düşük titreşimli frekanslardan oluşur. 7.83, 14.3, 20.8, 27.3, 33.8 hertz olan frekanslar düşük yoğunluktadır. Tek bir frekans değildir. O nedenle schumann rezonansı olarak belirtilir. Bilim adamı fizikçi Winfried Otto Schumann tarafından 1952 yılında açıklanan ve yeryüzü ile iyonosfer katmanları arasında meydana gelen titreşimlerdir.

humann rezonansının durma gibi bir durumu olamaz. Evrende hiçbirşey durmaz. Bu nefes alamamak gibi bir durumdur. Frekansların duracak olması tüm sistemin çökmesi anlamına gelir.

Kozmik, uzaysal bir takım radyasyonlar dünyaya sürekli çarpma halindedir. Aynı zamanda güneşten gelen ışınlarda dünya yüzeyine çarpar. Bu çarpma sonucunda ortaya bir ses çıkar. İşte tam olarak çıkan bu ses schumann rezonansıdır. Dünyanın kalp atışı olarak geçer. Bir çok uydu bu frekansların ölçümlerini yapmaktadır. Sürekli hareket halinde olup durması gibi bir şey imkansızdır. O durursa yaşam durur.

Schumann Frekansı Neden Önemlidir?

Schumann frekansları, beyin dalgalarınızla rezonedir. Sizin alfa, beta, teta ve gama gibi düşük frekanslı beyin dalgalarınızla aynı rezonanslardır. O zaman dünyanın ana temel rezonansı ile sizin beyinsel rezonansınız aynıdır. Yani dünyanın frekanslarında oluşan bir değişim direk sizi etkileyecektir. Bu değişimi de ilk etkilenecek olan insandır. Akli melekelerimizi direk etkileyen bir durumdur. 

_____Alfa, beta ve gama beyin dalgaları, beynin elektriksel aktivitesinin farklı frekanslarını temsil eder ve farklı zihinsel durumlarla ilişkilidirAlfa dalgaları (8-12 Hz) sakin ve rahatlamış durumlarda; beta dalgaları (13-35 Hz) uyanık, aktif ve odaklanmışken; gama dalgaları (35-100 Hz) ise en hızlı dalgalar olup üst düzey bilişsel işlemler ve öğrenme ile ilişkilidir. (((Dalgaları, beyindeki nöronların birbirleriyle iletişim kurarken ortaya çıkardığı elektriksel aktivitedir ve elektroensefalografi (EEG) ile ölçülür. Farklı frekans aralıklarındaki bu dalgalar, beyindeki bilinç seviyelerine ve zihinsel durumlara karşılık gelir.))) _____

Psikolojik rahatsızlıkların temelinde insanların beyin dalgalarının birbirlerine karışması yatmaktadır. Dünyada ve bedeninizde milyarlarca farklı frekans vardır. Evren tüm frekansları kullanır. Bu düşük frekansların rahatlatıcı etkileri vardır. Mesela uyku zamanında beyin delta ve tetaya düşer. Meditasyon yaparken de aynı şekildedir. Bu olmasaydı evren kaotik bir yapıda olurdu.


Dünya schumann rezonanslarını sürekli olarak üretmekle birlikte insanları ayakta tutmaktadır. Bu rezonansların etkisini ölçmek adına belirli üniversitelerde yapılan çalışmalar vardır. Toprak altında bu frekansların olmadığı izole ortam yaratılıyor ve denekler burada yaşamaya başlıyor. Rezonans etkisi kesildikten bir süre hastalanmaya başlanıyor. Yani bu frekanslar olmasa yaşam olmazdı.


Aynı şekilde astronotlarda, iyonosfer tabakasından uzaklaştıkça rezonans etkisinin dışına çıkıldığı için hastalanmaların başladığı tespit edildi. Bu tespitten sonra bütün uzay mekiklerinin içerisine frekans jenarötürü konulmaya başlandı. Dünyevi ortam yaratmak için 8,3 hertz ile 120 hertz aralığındaki titreşimler astronotlara verildi.

Sonuç olarak, beyin rezonanslarımız, dünyanın sağlıklı bir şekilde bu rezonansları üretmesine bağlıdır.

Ozan Partal ile Sohbetten


Özellikle uyku düzeni, stres seviyesi ve genel ruh haliyle ilgili bazı bulgular, Schumann Rezonansı’nın dolaylı etkileri olabileceğini işaret ediyor. Birçok kişi, bu frekansın insan bilinciyle uyumlu olduğunu ve ruhsal dengeyi desteklediğini savunuyor. 

Uzmanlar, bu doğal frekansın küresel iletişim sistemleri, radyo dalgaları ve hatta bazı hayvanların yön bulma yetenekleri üzerinde dolaylı etkileri olabileceğini belirtiyor. Bazı araştırmalar, hayvanların özellikle göç dönemlerinde ve yön bulmada Schumann Rezonansı’ndan dolaylı olarak etkilenebileceğini ortaya koydu. Kuşlar, balinalar ve deniz kaplumbağaları gibi bazı türlerin, dünyanın elektromanyetik alanındaki değişiklikleri algılayarak yönlerini tayin edebildiği düşünülüyor.


###################




5 beyin dalgası durumu ve bunları yaratıcı içgörü için nasıl kullanacağınız?


Fikirlerin en sakin anlarımızda ortaya çıktığını fark ettiniz mi?

Eminim orada bulunmuşsunuzdur:

Sabah uyanırsınız ve orada yatarken size gelir. Bir metin satırı, bir müzik parçası veya hatta 'Jack'le bir süredir konuşmadım, iyi olup olmadığını merak ediyorum' düşüncesi olabilir.

Her iki durumda da, net bir içgörü noktası var. Çağıran... Tam olarak ne?

Yani, hala sensin. Her zaman sensin. Ama sanki başka bir parçanızdan geliyormuş gibi: daha akıllı, daha net bir durum sadece günün bazı bölümlerinde mevcut.

Bu daha açık zihin durumunun bir nedeni, farklı beyin dalgalarına geçiştir. Bu beyin dalgaları, yaratıcıdan meditatife ve (bazılarına göre) aşkın olana kadar değişen düşünce kalıplarına yol açar.

Bu makale, çeşitli beyin dalgası durumları ve farklı durumlara ayırmanın yaratıcı çıktınızı nasıl güçlendirebileceği hakkındadır.

İlk olarak, beyin dalgalarının nasıl çalıştığına dair hızlı bilim

Beyin dalgaları tam olarak nedir?

Beyin dalgaları, beynin nöronları tarafından iletişim kurarken üretilen elektrik enerjisi kalıplarıdır. Nöronlar büyük gruplar halinde ateşlendiğinde, kolektif aktivite, EEG (elektroensefalogramlar—yazması zor, söylemesi daha da zor) adı verilen cihazlarla ölçülebilen dalgalar yaratır.

Bu desenler hız ve güç bakımından farklılık gösterir. Hızlar 'frekanslar' olarak bilinir ve güçler 'genlikler' olarak bilinir. Frekanslar, hertz cinsinden ölçülen, erişilen beyin dalgalarını temsil eder. Genlik, bu beyin dalgasının derinliğini ve tutarlılığını izler.

Bu modeller, hızlıdan yavaşa doğru gruplandırılmış farklı beyin dalgası durumlarıyla sonuçlanır. Gama ve Beta gibi daha hızlı beyin dalgaları, daha uyanık olduğumuzda aktiftir. Daha yavaş dalgalar, biz uyurken veya beklenmedik içgörü ve yaratıcılık anı getiren daha derin durumlarda aktiftir.

Her birini zihinsel durumlarına ayıralım:

  • Gama Dalgaları (30-100 Hz): Hiper odaklanma, katılım ve en yüksek performans durumu. Öğrenme, problem çözme ve eleştirel düşünme gibi etkinliklerle tetiklenir.

  • Beta Dalgaları (12-30 Hz): Düşük frekanslardan yüksek frekanslara kadar değişen bir uyanıklık, odaklanma ve zihinsel işleme durumu. Konuşma, çalışma, problem çözme veya telefonunuzu kullanma gibi etkinliklerle tetiklenir. Stres dönemlerinde de belirgindir.

  • Alfa Dalgaları (8-12 Hz): Yaratıcılık ve yansıma için alan bırakan rahat ama uyanık bir zihinsel durum. Yaratıcı görselleştirme, meditasyon, yoga veya derin nefes egzersizleri gibi aktivitelerle tetiklenir ve zihinsel berraklık hissi uyandırır.

  • Teta Dalgaları (4-8 Hz): Bilinçaltının daha derin seviyeleriyle ilişkili derinden rahatlamış bir zihinsel durum ve yaratıcı sezgiye giden bir yol. Derin meditasyon, REM uykusu, görselleştirme, berrak rüya görme ve hipnoz gibi aktivitelerle tetiklenir.

  • Delta Dalgaları (0.5-4 Hz): Derin, iyileşme uykusu ve zihin ve bedenin restorasyonu. Delta dalgalarının doku onarımı, kas büyümesi ve büyüme hormonlarının salınması gibi süreçlerde rol oynadığı düşünülmektedir.

Alfa ve teta beyin dalgası durumlarına girmenin 4 yolu

İçgörüler, fikirler arıyorsanız veya sorunları sezgi yoluyla çözmek istiyorsanız, alfa ve teta beyin dalgaları durumları verimli bölgelerdir.

Sizi alfa ve teta zihin durumlarına sokabilecek, derinlemesine düşünebilecek, hayal edebilecek ve yeni fikirlere giden yolu açabilecek aktiviteleri keşfedelim.

1. Yaratıcı şekerleme

Sanatçı Salvador Dalí, Sihir Zanaatkarlığının 50 Sırrı adlı kitabında 'anahtarla uyuma' tekniğini yazdı. Bir dakikadan uzun olmayan şekerlemeler, sanatının 'ince ve teknik sorunlarının çoğunu çözmesine' yardımcı oldu.

Dalí, teta beyin dalgalarını tetiklemek için de kullanabileceğiniz, hipnagoji olarak bilinen uyku ve uyanıklık arasındaki rüya benzeri duruma şu şekilde girdi:

  • Hazırlık: Dali öğle yemeğini yedi, sonra uyukladığı sandalyeye yöneldi ve yanına yere bir tabak koydu.

  • Dinlenme: Dinlenirken parmağıyla başparmağı arasında bir anahtar tutuyordu.

  • Damla: Sürüklendiğinde anahtarı düşürdü ve plakaya çarptı.

  • Insight: Bu, Dalí'yi sanatına yönelik vizyonlar, görüntüler ve yaratıcı çözümlerle sarstı.

Yaratıcı şekerleme de incelendi. Paris Beyin Enstitüsü tarafından yapılan araştırma, gönüllülerin kestirerek bir matematik problemine daha iyi bir çözüm bulup bulamayacaklarını keşfetmeye çalıştı. Yazar Célia Lacaux şöyle yazıyor:

Uykuya daldıktan sonra uykunun bu ilk [hipnogojik] evresinde en az 15 saniye geçirmek, ünlü 'Eureka!' Denekler daha derin uykuya daldığında bu etki ortadan kalktı.

__Salvador Dalí, Uyanmadan Bir Saniye Önce Bir Arının Narın Etrafında Uçmasının Neden Olduğu Rüya, 1944.__

2. Jose Silva'nın Zihin Kontrol Yöntemi

Jose Silva'nın yöntemi şüpheyle karşılandı. Nasıl çalıştığını açıklayacağım ve siz de kendi sonucunuzu geliştirebilirsiniz.

Görselleştirme yöntemi, bilinçaltına erişmek ve olumlu değişimi, çözümleri ve fikirleri kolaylaştırmak için alfa ve teta beyin dalgası durumlarına ulaşmaya odaklanır.

Silva, insanların bu daha derin farkındalık düzeyinden yararlanarak öğrenme yeteneklerini, yaratıcılıklarını, sağlıklarını ve genel yaşam kalitelerini geliştirebileceklerini savundu. İşte nasıl çalışıyor:

  • Nesnel: Aklınızda bir hedef, meydan okuma veya son durum olsun

  • Rahatlama: Derin nefes alma ve meditasyon kullanarak derin bir rahatlama alanına girin.

  • Göz Pozisyonu: Gözlerinizi kapatın ve kaşlarınızın arasındaki noktaya bakıyormuş gibi yukarı doğru yuvarlayın.

  • Hayal: Bir ekran (beyaz) hayal edin ve ekrana görüntü ekleyebilirsiniz

  • Görselleştirmek: Tüm duyularınızı kullanarak istediğiniz sonucu veya hedefi canlı ayrıntılarla görselleştirin.

  • Deneyim: Nihai sonucu görmeden ve hissetmeden önce, hedefinize ulaşma sürecini, mücadeleleri ve zorlukları ve ardından bunu başarmak için yapılan sembolik veya gerçek eylemi görün ve hissedin.

Bu teknik hakkında daha fazla bilgiyi Silva Zihin Kontrol Yöntemi kitabında bulabilirsiniz.

3. Yaratıcı öncesi meditasyon

Meditasyon sadece alfa ve teta beyin dalgalarının akmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda beyindeki görsel imgeleri ve hayal gücünü artıran dopamini de artırır. Bu sürekli dopamin ve rahatlama durumu, yaratıcı düşünme için çok önemlidir.

Çeşitli türlerde çağdaş müziğin sesini şekillendirmesiyle tanınan ünlü plak yapımcısı Rick Rubin, Transandantal Meditasyon (TM) pratiğine yemin ediyor ve hatta bunu büyük sanatçılarla kayıt seanslarına taşıyor:


Sanatçılar için TM satın aldım ve her seanstan önce meditasyon yaptığımız albümler yaptım. Kaliforniya'yı yaptığımızda, her seanstan önce meditasyon yaptık. Her seferinde en az iki [Red Hot Chili Peppers], bazen üç, nadiren dört. Tom Petty, Kır Çiçekleri'ni yaptığımızda, her seansa başlamadan önce sık sık meditasyon yapardık.

Kendinizi sessizliğe bıraktığınızda, ortalık yatışır ve ardından kendinizi tam bir içgörüyle yaratıcı çalışmanıza başlatabilirsiniz. Buda'nın yazdığı gibi, 'Bulanık suyun çökmesine izin verirseniz, berraklaşır'.

Rubin'in düşüncesi bu teoriyi desteklemektedir:

İnsanların müzik yaparken düşündükleri bir sürü saçmalık var, önemli olmayan şeyler. TM bunu bir nevi siler ve yönetimin ne istediğini, plak şirketinin ne söylediğini veya bir radyo istasyonundaki birinin ne düşünebileceğini düşünmek yerine elinizdeki gerçek işe odaklanırsınız.

Bu yüzden çalışmadan önce biraz zaman ayırın ve elinizdeki gerçek işe odaklanın.

4. Başucu günlüğü

Rüya görmek, teta dalgalarının zihni ıslattığı ve bilinçdışının kendini belli ettiği yerdir. Bilinçaltı, onu eğitirseniz güçlü bir yaratıcı araçtır.

Bir başucu günlüğü, bilinçdışı ve teta beyin dalgası durumlarına bağlanmanıza yardımcı olur. Rüyalarınızı not etmek için erken çaba göstermek, rüyaları uzun vadede hatırlamanıza yardımcı olur. Bana nasıl olduğunu sormayın ama rüyalarımı bir rüya günlüğü için hatırlamaya çalıştığımda çok daha canlı ayrıntılarla hatırlıyorum.

Rüyaları yakalama alışkanlığını edindiğinizde, onu içgörüler için incelemeye başlarsınız - içsel arzular ve hedefler, karşılaştığınız bir zorluğa ilişkin içgörüler ve hatta yaratıcı çalışmanız için malzeme.

The Art of Learning kitabının yazarı Josh Waitzkin, yaratıcı içgörüye ulaşmak için MIQ (En Önemli Soru) adı verilen bir karar verme taktiği kullanıyor. Kelimenin tam anlamıyla 'üzerinde uyumak' tavsiyesini alır. Üzerinde uyumanın karar verme sürecinizi nasıl geliştirebileceği hakkında daha fazla bilgi edinin.








XXXXXXXXXXXX














XXXXXXXXX



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hallo 🙋🏼‍♀️