Atrium = Avlu 🏡

Irak’ın başkenti Bağdat’ın güneyinde yer aldığı söylenen bu eser, M.Ö 562-605 yılları arasında hüküm sürmüş Babil Kralı 2. Nebuchadnezza’nın eşine hediyesiydi.
2013 yılında Oxford Üniversitesi’nde araştırmacı olan Stephanie Dalley bir kitapta bahçelerin aslında Asur şehri Ninova’da olduğunu yazdı
Son 20 yılını Asma Bahçeleri araştırmak ve eski çivi yazısı metinlerini incelemekle geçiren Dalley, bunların rakip Asur imparatorluğunun başkenti Ninova’da, Babil’in 300 mil kuzeyinde inşa edildiğine inanıyor. Mucizeyi, bilim insanlarının düşündüğünden bir asır önce, MÖ yedinci yüzyılın başlarında, II. Nebuchadnezzar değil, Asur kralı Sennacherib’in inşa ettiğini ileri sürüyor.
Oxford Üniversitesi’nde, eski Mezopotamya dillerinde uzman olan Dalley, Kral Sennacherib’in eski metinlerinin yeni çevirilerinde kendi “rakipsiz sarayını” ve “tüm halklar için bir mucizeyi” tanımlayan kanıtlar buldu. Ayrıca kitabında, dört yüzyıl sonra geliştirilen Arşimet vidasına benzer şekilde, bahçeleri sulamak için kullanılmış olabilecek bronz bir su yükseltme vidasından da bahsetti. Irak’ın günümüz Musul kenti yakınlarındaki Ninova çevresinde yapılan son kazılar, dağlardan su getiren geniş bir su kemeri sisteminin kanıtlarını ortaya çıkardı.
Dalley, bahçelerin yeriyle ilgili kafa karışıklığının nedeninin MÖ 689’da Asurların Babil’i fethetmesinden kaynaklanabileceğini belirtiyor
Dalley’in iddiaları, antik harikanın “bir efsane” olduğu düşüncelerini çürütebilir. Ancak Babil’in Asma Bahçeleri’nin yanlış isimlendirildiğini ve gerçekte Ninova’nın Asma Bahçeleri olması gerektiğini de kanıtlayabilir. Nitekim son yirmi yılda hem Babil hem de Ninova savaşlardan ve yağmalardan zarar gördü. Bu nedenle gizemin tamamen çözülmesi pek olası görünmüyor.
Irak’ın başkenti Bağdat’ın güneyinde eskiden Babil olarak adlandırılan yerde inşa edildiği söylenen bu eser, bir efsaneye göre Babil Kralı İmparator II. Nebukadnezar tarafından eşi Kraliçe Amytis için yaptırıldı
Kraliçe Amytis, memleketinin yeşil vadilerini ve tepelerini özlemişti. Kral ise eşini mutlu edebilmek için bu dünya harikasını yaptırdı.
Eski edebî eserlerde Babil’in Asma Bahçeleri ilk olarak Morduk’un Babilli rahibi Berassus tarafından tanımlandı. Josephus ise bahçeleri tanımlarken Berassus’dan alıntı yaptı. Berassus, krala ve Asma Bahçelerin yapısına inanan tek yazardı.
Ayrıca, Strabo, Diadorus, Siculus, Quintus Curtius Rufus gibi eski Yunan ve Roma şairlerinin bu bahçeleri, egzotik doğu bahçeleri olarak tasvir ettiler ve birçok çizim yaptılar.
Yazar Berassus asma bahçelerin yapılışını ve kralı şu cümlelerle anlattı;

Cyhjjchjjjc
❌❌❌❌❌❌❌❌
Avlu, bir yapının ya da yapı grubunun ortasında kalan, duvarlar ya da binalarla çevrili üstü açık alandır. Avlu, belirli sınırlar içerisinde bağımsız yapıları birbirine bağlayan ve kimi zaman özel kimi zaman ise yarı kamusal alan olarak değerlendirilebilecek bir alandır. Atrium ise avlunun Roma Mimarisi ve Latince’deki karşılığıdır. Etrüsk mimarisinde ise “atrio” olarak isimlendirilmektedir.
Mimarlıkta avlu olarak adlandırılan, Latince dil kökenli ‘Atrium’ Türk mimarisinde genelde üstü açık bırakılan yerlerdir ve birçok toplu etkinliğin düzenlendiği mekânlar olarak kullanılır. Avlular; bayramların kutlandığı çeşitli törenlerin yapıldığı, çocukların oyunlar oynadığı, yaz günlerinde yemeklerin yendiği, eğlencelerin düzenlendiği çok amaçlı yerlerdir.

Avlu; Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük’te “bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan, hayat” (Türk Dil Kurumu) olarak ifade edilirken, Türk Dil Kurumu Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü’nde “bir yapının ortasında, önünde ya da arkasında duvarlarla çevrili üstü açık alan, yer” (Türk Dil Kurumu) olarak, Doğan Hasol’un Mimarlık Sözlüğü’nde “bir yapının ya da yapı grubunun ortasında kalan, çevresi kapalı, üstü açık alan” (Hasol, 1975) olarak, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi’nde ise “bir yapı ya da yapı topluluğunda çevresi kapalı, açık mekana verilen ad” (Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, 1997) şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi’nde yazdığına göre iç avlu yerine “harem” ve “dahiliye”, dış avlu yerine ise “halim” ve “muhavvata” kelimeleri de kullanılmaktadır. Avlular kapalı bir mekana girişin öncesinde ya da kapalı mekanların arasındaki ilişkilerin kurulması için yapı kütlesinin içinde olabilir. Bazı örneklerde ise avlutüm yapı çevresini sarar.
Avlu mekanı, konut içindeki ve dışındaki toplumsallığı düzenleyen bir biçimde, yüksek sağır duvarların arkasında ve duvar boşlukları avluya bakan diğer yapısal kütlelerin odağında yer alarak, mahremiyet kadar güvenlik bakımından da işlevselliğe sahiptir.
Roma mimarisine göre avlu (atrium), servis alanlarını barındıran, ortasında yağmur sularının birikmesi için yapılmış bir yağmur havuzu yani “impluvium”un bulunduğu, ev yaşamının merkezi olan bir iç bahçedir.


Yorumlar
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️