Uluslararası savaş ve barış hukukunun düzenlenmesine yönelik ilk örnekler, 1899 ve 1907’de kabul edilen Lahey Sözleşmeleri olarak kabul edilmektedir.
Bununla birlikte savaş yöntem ve araçlarını düzenleyen ilk uluslararası anlaşma, 1868’de kabul edilen St. Petersburg sözleşmesidir. Belirli silahların kullanımını yasaklayan bu sözleşme, hem 1899 hem de 1907 La Haye Sözleşmelerinde de kabul edilmiştir.

La Haye Sözleşmeleri, özellikle de 1907 sözleşmesi ile, savaşan-sivil ayrımını, yağmanın yasaklanmasını, savaş esirlerinin savaş alanından uzak tutulması, iyi muamele edilmesi ve savaş sonunda anlaşmayla değiştirilmelerini içeren oldukça kapsamlı sayılabilecek birtakım kurallar ortaya koyulmuştur.

https://intercrossarchive.icrc.org/blog/the-geneva-conventions-remain-as-relevant-as-ever
Evleri yıkılan insanlarla dalga geçmek ise onun sözde “sanatçı” kişiliğini derinden yaralamış.
Şimdi bu şahsın belki bilip de bilmez göründüğü geçmişe bir bakalım.
Bundan 103 yıl önce imzalanan Sevr Antlaşması,Mardin-Urfa-Antep-Ceyhan’ı Fransız mandası altındaki Suriye’ye bırakıyordu.Mersin-Adana-Maraş-Diyarbakır-Silvan-Elazığ-Arapkir-Sivas-Tokat Fransız nüfuz bölgesi oluyordu.
Fransız ordusu, Urfa, Maraş, Antep’in de bulunduğu bölgeyi 21.500 asker, 300 makineli tüfek, ağır toplar, altı uçak ve beş tanktan oluşan bir güçle işgal etti. Antep’e giren Fransız askerlerinin arasında 500 kişilik bir Ermeni birliği de vardı.
Antep halkı işgali öfke ve kızgınlıkla karşılarken, yüzyıllarca Anteplilerle birlikte yaşayan Ermeniler işgalcileri çiçeklerle karşıladı.Şehirde Kasım 1919’da işgale karşı protestolar, silahlı direnişler ve çatışmalar başladı. Aynı dönemde Maraş’ta da işgale karşı ayaklanmalar meydana geldi. Bölgede Müdafaayı Hukuk teşkilatları kuruldu. Ankara’dan Mustafa Kemal direnişi örgütlemek amacıyla bölgeye Kılıç Ali Paşayı gönderdi.
Yoğun direniş karşısında Fransızlar 12 Şubat 1920’de Maraş’tan, 11 Nisan 1920’de Urfa’dan çekildi. Buna karşılık beş tank, 105’lik, 155’lik top, 65’lik dağ toplarıyla var güçleriyle Antep’e yöneldiler.
Şanlı direnişiyle tarihimizde müstesna bir yere sahip, 8 Şubat 1921’de TBMM tarafından “Gazi” unvanıyla ödüllendirilen Antep’in evleri aylarca bu silahlarla harabeye çevrildi. Kahramanca işgale direnen Antepliler 6317 şehit verdiler ve doğrudan sivil halka yönelik bu saldırıların 1907 Lahey Savaş Suçları Sözleşmesi kapsamına girdiğinisavundular. Şehrin Suburcu Caddesinden o zamanlarda çekilmiş şu fotoğraf Charlie Hebdo’nun çizdiği deprem tablosuna ne kadar da “benziyor”.
(Kaynak, Fotoğraflarla Gaziantep Savunmasından Kesitler, Şehit Kamil Belediyesi Kültür Yayınları, sayfa 30)
Fransızlar 20 Ekim 1921 Ankara Anlaşmasıyla Antep’ten çekilmeyi kabul ettiler. Çekilme 4 Kasım’da başladı, zafer ve kurtuluş 25 Aralık 1921 günü gerçekleşti.
Fransız tankları geldikleri gibi gitti, ama kimi zihinlerdeki “tank” saplantısı demek ki kolay silinmemiş.
“Batı” kavramı bir yandan aydınlanma, akıl ve bilimle birlikte anılırken, maalesef tarihteki birçok örneği ile sömürgecilik ve ırkçılıkla da lekelendi. Batı insanının kendini başkalarının yerine koymayı bilmesi beklenirken, bir karikatürist çıkıyor başka halkları ikinci sınıf insan olarak görüyor.
Türk halkı en acı gününde Charlie Hebdo’nun kin ve nefret dolu bir tutumuyla karşılaştı. Bu karikatüriste yine Batı’nın akılcılık ve aydınlanmasının iyi bir ders vermesini dilemekten başka çare yok gibi.
Fransızların Antep Harbinde kullandığı, 37mm tabanca ve 8mm Hotchkiss makineli tüfekle teçhiz edilmiş tanklar(Aynı kaynak, sayfa 23)
- ⚠️1907 yılı Ekim ayında Hollanda‘nın Lahey kentinde İkinci Lahey Sözleşmesi imzalanmıştır.‼️
İsrail'e sessiz kalan Batı, 1'inci Dünya Savaşı'nda 80'den fazla sağlık kuruluşunu vurdu
02.11.2023 - 09:50 | Güncelleme: 02.11.2023 - 09:50| Salih TEKİN/ERZURUM, (DHA)Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, hastaneleri vuran İsrail'e sessiz kalan Batı’nın aynı suçu 1'inci Dünya Savaşı'nda da işlediğini söyledi. Eğilmez, "İsrail bugün nasıl hastaneleri vuruyorsa, 1914-1918 yılları arasında Osmanlı Devleti'nin 80'den fazla sağlık kuruluşu, personeli ve aracı, İngiltere ve Fransa'nın hedefi olmuştur.
DÜN DE AYNI SAVUNMA BUGÜN DE
İsrail'in bugün Gazze'de yaptığı saldırıların benzerinin geçmişte İngilizler’in Türklere yaptığını ifade eden Eğilmez, şunları söyledi.
"Gazze'de bir Türk hastanesi de İngiltere tarafından vurulmuştur. Filistin'de birçok ambulans, sağlık personeli İngilizler tarafından esir edilmiştir. Eceabat'ta 2 bin 500 kişilik bir Türk hastanesi 1916 yılında yerle bir ediliyor. Tabii Osman Devleti bunları şikayet ediyor, raporlar tutuluyor. İngilizler ve Fransızların savunması şu şekilde, saldırıları inkar etmiyorlar ama diyorlar ki; onlar saldırdığımız noktalar hastane görünümlü askeri karargahlardı. Bugün de İsrail aynı şeyi söylüyor. İsrail'in bu uyguladığı soykırıma Batı’nın sessiz kalmasının sebeplerinden birisi de tarihleri zaten bu vahşet ve soykırım örnekleriyle dolu. Söz konusu Müslümansa, Türk ise hastanelerin bombalanmasında hiçbir mazur görmüyorlar ve bu işi her zaman yapıyorlar.
BOMBALANAN HASTANELER
1'inci Dünya Savaşı'nda bombalanan hastaneler ve tarihleri hakkında Eğilmez, şu bilgileri verdi:
"1915 baharında Gelibolu ve Çanakkale'deki Türk hastanelerinin vurulması,
1915 yılı Eylül ayında Çanakkale Hastanesi'nin bombalanması,
17 Aralık 1915 tarihinde Yalova'daki Türk hastanesinin bombalanması,
16 Kasım 1916 tarihinde Mısır Cephesi'nde Kızılay hastanesinin bombalanması,
1917 yılı Ağustos ayında Vadisarar'da Türk hastanesinin bombalanması,
7 Mart 1918 tarihinde Filistin'de Osmanlı’nın şifa ambulansının vurulması,
7 Temmuz 1918 tarihinde Üsküdar'da Türk Sağlık Ocağı'nın vurulması, Dicle Nehri kenarında Osmanlı sağlık personelinin esir alınması, Osmanlı Kızılay Gemi Hastanesi Gülnihal vapurunun vurulması,
Mayıs 1915 tarihinde Eceabat'taki 2 bin 500 kişilik hastane İngilizler tarafından top atışına tutuluyor.
1915 yılı haziran ayında Maydos ve çevresindeki sağlık kuruluşlarının hedef alınması emrini içeren Fransız telsiz konuşmaları kayıt altına alınmıştır.
16-17 Temmuz 1915 tarihlerinde Gelibolu Havuzlu Dere’de hastane ve sıhhiye bölüğünün vurulması."
⚠️Filistinlilerin 1917'deki Balfour Deklarasyonu’ndan bu yana yaşadıkları felaketler silsilesi 7 Ekim'de abluka altındaki Gazze Şeridi çevresindeki olaylarla yeni bir boyuta taşındı.‼️
⚠️İsrail, kendi sivil nüfusunun bir kısmını işgal altındaki topraklara aktararak Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin 49. maddesinin altıncı fıkrasını ihlal etmiştir." diyen Fanning, İsrail'i yasa dışı yerleşimlerin genişlemesini teşvik etme ve kolaylaştırma politikasının bir parçası olarak işgal altındaki Filistin topraklarında mülkleri hukuka aykırı bir şekilde tahrip etmeye veya Filistinlilerin mülklerine el koymaya devam etmekle de suçladı.‼️
1907 Yılında Dünyada Neler Oldu? Hangi Yaşananlar Ön Plana Çıktı ve Tarihte Yerini Aldı?
1907 Yılı Nobel Ödülleri
- 1907 Nobel Barış Ödülleri; Ernesto Teodoro Moneta (İtalyan ve Gazeteci) ve Louis Renault (Fransız Eğitimci) almıştır.
- 1907 Nobel Edebiyat Ödülü; Rudyard Kipling’e verilmiştir. (İngiliz ve Roman Yazarı)
- 1907 Nobel Fizik Ödülleri; Albert Abraham Michelson’a verilmiştir. (Amerikalı Fizikçi)
- 1907 Nobel Kimya Ödülü; Eduard Buchner’e verilmiştir. (Alman Kimyager)
- 1907 Nobel Tıp Ödülü; Charles Louis Alphonse Laveran’a verilmiştir. (Fransız Doktor)
1907 Yılı İlkler ve Diğerleri
- Hacı Adil Dindar tarafından 1907 yılında Koska Helvacısı kurulmuştur.
- Günümüze kadar gelen Anneler Günüilk olarak Mayıs 1907 yılı ile Philadelphia‘da kutlandı.
- 1907 senesinde Amerika Birleşik Devletleri, Tifo Hastalığı yüzünden çok ciddi sağlık sorunları yaşıyordu.
- 1907 yılı Ekim ayında Hollanda‘nın Lahey kentinde İkinci Lahey Sözleşmesi imzalanmıştır.
İzleme Önerileri:
- Film: Casualties of War (Savaş Günahları), 1989.
- Film: Hotel Rwanda, 2004.
- Film: Judgment at Nuremberg, (Nuremberg Duruşması), 1961.
- Film: The Kill Team (Ölüm Takımı), 2013.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️