• Kelam ilmi, diğer dini ilimlere ilkelerini veren
  • tümel bir disiplindir.
  • Kelam, insanın özgür olduğunu söyleyerek
  • fıkıh ilmine bir ilke verip fıkhın bütün
  • bir sistemi inşa etmesine zemin hazırlamıştır.
  • Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim’in Allah'ın kelamı
  • olduğu ilkesini tefsire vermek suretiyle
  • tefsir ilmine zemin hazırlamış;
  • nübüvvetin ispatı meselesi ile de
  • hadis ilmine katkı sağlamıştır.
Allah’ın zâti sıfatları ve fiilleri üzerinden
temellenen bir ilim olması yatmaktadır.

  • Kelam ilminin felsefi ilimler içerisindeki
  • konumu tartışmalıdır.
  • - Teorik bilimler; tabiiyyat, riyaziyat ve
  • ilahiyat olmak üzere üç alana ayrılmaktadır.
  • Kelamın bu üç alandan hangisinin ya da
  • hangilerinin mukabili olduğu hususunda farklı
  • eğilimler söz konusudur.
  • • Gazalî'ye göre kelam ilmi, mantık ve
  • metafiziğin mukabili olarak kurulmuştur.
  • • Razî’ye göre kelam ilmi, metafiziğin ve
  • tabiiyyatın mukabili olarak inşa edilmiştir.
❗️S.Karakaş göre: ilahiyat,Sosyoloji ,Riyaziyat,
Astrologie,tabiiyyat, Tasavvuf, Tarih , Mimarlik, Muziki
Resim

                      Riyaziyat / Riyazi

  1. Matematik, geometri vb. bilimlerle ilgili olan.
  2. Yüksek matematik.
  3.  (Osmanlıca'da yazılışı: riyaziyat-ı âliye)

 Bilgi kaynakları

Kelam ilmine göre bilginin kaynağı üçtür: 
Kelam ilminin konusu, İslamın inanç alanıdır. Bu konular üç temel esas üzeredir: tevhid, nübüvvet, ahiret.

Üç temel esas
Kelam ilmine göre İslam inanç esasları üç esas (usûl-i selâse) olarak bilinen: 
Kelamın konusu
İman esasları için verilen bu üç temel konu, aynı zamanda kelam ilminin de çalışma alanını oluşturur: 
  • tevhid: Allah’ın varlığı, birliği, zatı ve sıfatları
  • nübüvvet: peygamberlik ve vahyin imkanı ve ispatı
  • ahiret: yaratan ve yaratılmışların halleri, öncesi ve sonrası (dünya-ahiret)
konularını ele alır.

Kelâmın gayesine göre yapılan tanımları arasında Ebû Nasr el-Fârâbî ile Adudüddin el-Îcî'nin tarifleri kabul görmüştür. Fârâbî'nin tanımı şöyledir: "Kelâm sanatı, din kurucusunun açıkça belirttiği belli düşünce ve davranışları teyit edip bunlara aykırı olan her şeyin yanlışlığını sözle gösterme gücü kazandıran bir tartışma yeteneğidir" (İḥṣâʾü'l-ʿulûm, s. 71).

 Fârâbî, bu tanımında kelâm alanına sadece inançları değil davranışlara ilişkin temel dinî ilkeleri de dahil etmiş ve kelâmın genel çerçevede dini korumayı amaçlayan bir disiplin olduğuna dikkat çekmiştir. Adudüddin el-Îcî'nin tarifi de bir yönüyle Fârâbî'nin tarifiyle paralellik gösterir: "Kelâm, kesin deliller getirmek ve ileri sürülecek karşı fikirleri çürütmek suretiyle dinî inançları kanıtlama gücü kazandıran bir ilimdir" (el-Mevâḳıf, s. 11).

kelâm ekollerini içine alan bir disiplin olarak kabul edildiği halde Gazzâlî kelâmı Ehl-i sünnet inancını koruyan ve Ehl-i bid'at'ın eleştirileri karşısında onu savunan bir ilim olarak görmüş (el-Münḳıẕ, s. 96), dinin temel esaslarıyla aklın ilkelerini uzlaştırmayı Ehl-i sünnet'in başardığını söylemiş, Haşviyye ile müfrit Mu'tezile gibi iki aşırı uçta bulunan fırkaların bu fonksiyonu icra edecek yöntemlerden yoksun bulunduğunu ileri sürmüştür (el-İḳtiṣâd fi'l-iʿtiḳād, s. 3-4). 

İbn Haldûn'un da kelâmı, "inanç esaslarını aklî delillerle tartışarak üstün kılmaya ve akaid alanında Selef ile Ehl-i sünnet yolundan yüz çeviren bid'atçıları reddetmeye dair bilgileri içeren ilim" diye tanımlamıştır (Muḳaddime, III, 1069).

„ "Asıl bilgi, insanın cehaletinin sınırlarını tanımasında yatar" Konfüçyüs 

Kelam ilminde uzmanlaşan âlimlere kelamcı ya da ehl-i kelam denir. İslam kelamcıları ve en önemli eserleri şunlardır:

 1- İmam Gazali - Kimya-yı Saadet &  Kalplerin Keşfi

 2- Ebu Seleme Semerkandi - Maturidiliğin Temel İnanç İlkeleri

 3- Ebü'l-Muîn en-Nesefî - Tevhidin Esasları

 4- Ebu Mansur Maturidi - Tevila'tül Kuran


Kelâmcıların mütekaddimîn dönemi Eş‘ariyye’de Gazzâlî, Mâtürîdiyye’de Ebü’l-Muîn en-Nesefî ile sona erer. Bu dönemin önemli kelâmcıları arasında Bâkıllânî, İbn Fûrek, Ebû Bekir el-Beyhakī, Cüveynî, Hakîm es-Semerkandî, Ebû Seleme es-Semerkandî, Ebü’l-Yüsr el-Pezdevî ve Ebü’l-Muîn en-Nesefî yer alır.


* Ey kardeş! Sen ancak bir düşünceden ibaretsin. Ondan başka neyin varsa, kemiktir, ettir. Eğer düşüncen, manevi varlığın gül ise, sen de gül bahçesisin; diken isen küllüğe atılacak odun gibisin. -Mevlana



Kelam İlminin En Meşhur Kaynakları

Kelam literatürünü mütekaddimun ve müteahhirun şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutabiliriz. Kelam ilminin gelişimini göstermesi ve kitapların hakkının takdir edilebilmesi için bu yöntem daha iyi olacaktır.

Mütekaddimun Dönemi Kaynakları

1-el-İbane Usuli’d-Diyane

Eşari mezhebinin kurucusu Ebü’l-Hasan el-Eşari’ye ait olan bu eser sahanın en kült kitaplarından biridir. İçerisinde tüm konular işlense de sistematik bir yapısının olmadığı görülür. Muhtelif fırkaların görüşlerine yer verilirken, Mutezile ve Cehmiyye gibi sapkın fırkaların kanaatleri de ciddi şekilde tenkit edilir.

2-et-Temhidu’l-evail ve Telhısı’d-Delail

Bakıllani’ye ait olan bu eserin en önemli kısmı ilahiyat bahislerinin olduğu kısımdır. Bahislerin detaylarıyla ele alındığı bu bölümde sapkın fırkaların görüşleriyle beraber Haşim el-Cübbai’nin ahval teorisi de tenkite tabi tutulur.

3-Kitabü’t-Tevhit 

Maturidiyye ekolünün kurucusu İmam Maturidi’ye aittir. Müteahhir dönemin tüm kitaplarında olduğu gibi sistematiği olmayan bir eserdir. İçerisinde 35 bahis işlenir. İlahiyat konularına ağırlık verilmekle beraber Kelam ilmi kapsamındaki tüm bahislere havidir.

4-Tebsıratü’l-Edille

Maturidiyye mezhebinin en önemli isimlerinden biri olan Ebu’l-Muin en-Nesefi’ye aittir. Eser toplamda 45 babdan meydana gelir. Bilgi, bilgi edinmenin yolları gibi konulara yer verilirken yukarıdaki eserlerde olduğu gibi en fazla ehemmiyet verilen bahisler ilahiyat konularıdır.

5-Sevadü’l-Azam

Müteahhirun döneminin önemli isimlerinden bir diğeri olan Hâkim es-Semerkandi’ye aittir. Eserin Maturidi değil de Hanefi akaidine ait olduğu da iddia edilmiştir. Çünkü Ebu Hanife’nin risalelerine benzerlik dikkat çekmektedir. Diğer taraftan Maturidi alimlerin kullandığı naslar kullanılarak konular işlenmiştir. Dini kavramlar basit bir dille izah edilirken, Şia, Kerramiyye ve Cehmiyye gibi fırkaların görüşleri son derece sert bir üslup ile eleştirilmiştir.

Müteahhirun döneminin diğer başat kaynakları için şu eserler zikredilebilir: el-Mücerred-u Makalati’l-Eşariel-Fark Beyne’l-Firakeş-Şamil fi Usuli’d-Din, Cümel-ü Usuli’d-Din, Usuli’d-Din.

Müteahhirun Dönemi Kaynakları

1-el-İktisat fi’l-İtikad

Büyük kelamcı, mutasavvıf ve filozof Gazali’ye aittir. Eserin ismi İhya-u Ulumi’d-Din’de geçmekle beraber kitabın içinde Tehafütü’l-Felasife, ve Mi’yaru’l-İlim gibi kitaplara atıflar vardır. Müteahhirun dönemi eserlerine nazaran daha sistematik bir yapısı vardır. İlahiyat bahisleri başlayan eser nübüvvet ve ahiret bahisleriyle devam etmektedir. Eşari akaidinin klasik kitaplarından biridir.

2-Nihayetü’l-İkdam

Şehristani’ye ait olan eserin tam adı; Nihayetü’l-İkdam fi ilmi’l-kelam’dır. Yirmi bahisten müteşekkil olan bu eserin ayrıt edici tarafı İslam mezhepleri tarafından tartışmalı konulara girmesidir. Şehristani, İslam filozoflarının da tutarsızlıklarını isim vererek eleştiriye tabi tutmaktadır. Bunların haricinde tüm konuların sistematik kelam yapısına göre işlendiği dikkat çekmektedir.

3-el-Muhassal

Fahreddin er-Razi’nin alim ve hakimlerden oluşan bir gruba Kelam öğrenmeleri için yazmış olduğu bir eserdir. Temel bahisleri sade bir anlatmak maksadıyla kaleme alınan eser dört başlık altında yazılmıştır. Bilgi edinme yollarıyla beraber tüm konular işlenmiştir. Sadece konuları işlemekle yetinmeyen eser tartışmaları da konuları da ele almış ve kimi sapkın fırkalara eleştiriler de bulunmuştur.

4-Ebkaru’l-Efkâr

Eser, Eşari alimlerinden Seyfeddin el-Amidi’ye aittir. Kitabın girişinde Kelam ilminin faziletlerinden ve diğer tüm ilimlerin temeli olduğundan bahsedilir. Ayrıca müteahhirun ve mütekaddimun dönemi şeklinde ikili ayrım yapılarak kısa bir Kelam ilmi tarihi yazılmıştır. Sekiz bölümden oluşan eserde tüm konular işlenirken, imamet Kelamın dolaylı konularına değinilmiş ve özellikle Ahval Teorisi eleştirilmiştir.

5-Tevaliu’l-Envar

Kadı Beyzavi’ye ait olan bu eserin ayırt edici tarafı kendi dönemindeki diğer eserlere nazaran farklı bir sistematik denemesidir. Beyzavi eserinin mukaddimesi ve birinci bölümünü Kelam ilminin destekleyen felsefe mantık kaidelerine ayırmıştır. Bu iki bölüm kitabından yarısından fazlasını teşkil etmektedir. Kalan kısmında ise Kelam konularına çok kısaca değinilmiştir. Böylelikle Tevaliu’l-Envar Kelam kitaplarının felsefe ağırlıklı olması noktasında kendisinden sonraki eserlere öncülük etmiştir.

Yeni İlmi Kelamın En Meşhur Kaynakları

Yeni İlmi Kelam, Kelam ilminin durgunluk döneminden sonra ortaya çıkan bir yenilenme ekolüdür. Bu ekolün en başat özelliği Kelamı yeniden çağa uygun hale getirmektir. Sanayi devrimi sonrası değişen dünyaya eski kavramlar ve yöntemlerle yaklaşmayı yanlış bulan bu akım, bir tür modern zaman hareketidir. Belli başlı öncüleri olan ekolün literatürü son derece kısıtlı olmakla beraber dünya çapında istenen yankıyı uyandıramamıştır. Osmanlı ile kısıtlı kalan etki alanı sebebiyle gelişimi istenen seviyede olamamıştır. Ekolün kurucu-geliştirici simaları ve kitapları ise şunlardır:

1-Yeni İlmi Kelam

İzmirli İsmail Hakkı’ya aittir. İzmirli Osmanlının son dönem aydınlarından biri olmakla beraber Yeni İlmi Kelam akımının öncüsüdür. Ekolün adını verdiği eseri iki kitaptan oluşmaktadır. Ayrıca tamamlanmadığı için kitap şümullü yorumlar geliştirilememiştir. Fakat belli başlı özellikleri arasında dönemin filozoflarına yer vermesi, felsefi akımların görüşlerinden faydalanması ve geleneksel kelam yöntemleri ile aktüel metotları mezcetme çabasıdır.

2-Risaletü’t-Tevhid

Tefsir sahasındaki yenilikleriyle de tanıdığımız Muhammed Abduh’a aittir. Beyrut sürgününde Sultaniye Medresesinde vermiş olduğu akait derslerinin notlarından oluşmaktadır. Bu notları daha sonra tekrar tashih ederek toparlamış ve bastırmıştır. Eserdeki konuların ele alınış biçimi geleneksel olanın dışında olmakla beraber farklı bir sistematiğe de sahiptir. Yeni bakış açıları geliştiren bu eser Yeni İlmi Kelam literatürü içinde sayılmaktadır.

3-el-Kelam

Yeni İlmi Kelamın Hindistan temsilcisi diyebileceğimiz Şibli Numani’ye aittir bu eser. Misyonerlik faaliyetlerinin İslami anlayışı etkilediği ve dini faaliyetleri sekteye uğrattığı bir dönemde yazılmıştır. ŞibliNumani, dinin böyle bir baskı altında ancak Kelam ilmi ile yeniden dirilebileceğini ifade etmiş ve eserinin başında Kelam ilminin gerekliliğine vurgu yapmıştır. Yeni bir kelam ilminin teşekkül etmesi gerektiğini savunmuş fakat bundan önce geleneksel kelami yönelimin iyi şekilde kavranması gerektiğini vurgulamıştır.

4-Tenkihu’l-Kelam

Son dönem Osmanlı alimlerinden biri olan Abdüllatif Harputi’ye aittir. Harputi, Kelam’ın önemli bir kısmını teşkil eden vesail yani yöntemler kısmının zaman içerisinde değiştiğine dikkat çekmiştir. Bu sebeple nasıl ki Razi, kelamı felsefe ile birleştirmiş ve döneminin pozitif bilimlerini kullanmışsa Harputi de aynı usulü uygulamıştır. Kelamı güncelleştirmeye çalışırken döneminin fizik, kimya, biyoloji ve psikoloji bilimlerinin sunduğu verileri eserinde kullanmıştır. İslam dininin objektif bilimlere aykırı olmadığını ispatlayan Tenkihu’l-Kelam, dini kaideleri temellendirmeye çalışırken gaybi hakikatleri maddileştirme çabasına da düşmemiştir.

5-Üss-i İslam: Hakaik-i İslamiyye’ye Müstenid Yeni İlm-i Akaid

Yine son dönem Osmanlı münevverlerinden biri olan Filibeli Ahmed Hilmi’ye aittir. Filibeli renkli kişiliği ile pek çok sahada eser telif etmiştir. Fakat özellikle tasavvuf, felsefe ve kelam ilgi alanları içindedir. Osmanlı’da ilmi hareketlerin yeniden güç kazandığı ve yenilik arayışlarının olduğu bir dönemde kaleme almıştır bu eseri. Ayırt edici tarafı itikadi esasları sarih şekilde ele alırken dönemin sapkın fikirlerine de değinerek tenkit etmesidir.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yunan miteolojisi de Truva Savas&Kades Savasi

Amazonlar; Atlı-Savaşçı Kadınlar

7 BELDEYE 7 MUSHAF=Farkli lehçe’den kaynaklanır.