3 Haziran 2023 Cumartesi

Armageddon=Melhame-i Kübra (Büyük Savaş)

Armageddon

Armageddon (Arapça أرمجدون, Latince: Armagedōn, Eski Yunanca: Ἁρμαγεδών Harmagedōn, İbranice: הר מגידו‎ har məgiddô) ya da Melhâme-i Kübrâ, dini kaynaklarda Dünya'nın sonu geldiğinde yapılacağı söylenen büyük kıyamet savaşının adıdır.

Hristiyanlık'ta Armageddon:

Kitab-ı Mukaddes'in Vahiy bölümünde geçen Armageddon sözcüğü Museviler'den daha çok Hristiyanlar için önem taşır. Museviler, İsa'yı Atanmış Kral ya da Mesih olarak kabul etmez ve başka bir Mesih beklerler. Bu nedenle Armageddon'la ilgili kavramlar Kitab-ı Mukaddes'in tümü için geçerli olsa da, Vahiy kitabındaki anlatımlar Museviler için geçerli olmaz.

“Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı'na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu. Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm. Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her şeye gücü yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar. ……Üç kötü ruh, kralları İbranice Armageddon denilen yere topladılar. Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, “Tamam!” dedi. O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı. Büyük kent üçe bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. Tanrı büyük Babil'i anımsadı, ona ateşli gazabının şarabını içeren kâseyi verdi. Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık bir talant (Yaklaşık 20,4 kg) ağırlığında iri dolu yağdı. Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler.” Vahiy 16: 12-21

#Hristiyanlıkta Vahiy 17:14'teki "Kuzu'ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek" ifadesi bu savaşa atıfta bulunur. İslam eskatolojisinde ise bu savaşa Melhame-i Kübra (Büyük Savaş) denir ve Kur'an'da doğrudan bir ayeti olmasa da, ahir zamanla ilgili hadislerde anlatılır. 

#Melhame-i Kübra, İslam inancında kıyamet alametlerinden biri olan ve "En Büyük Savaş" anlamına gelen büyük bir katliamdır. Bu savaş, Deccal'in ortaya çıkışından ve Hz. İsa'nın yeryüzüne dönüşünden önce, ahlaki çöküşün ve dinsel sapkınlığın zirveye ulaştığı bir dönemde gerçekleşir. Müslümanlar, Mehdi ve Hz. İsa'nın önderliğinde bu savaştan galip çıkarak adaleti yeniden tesis edeceklerdir. 

Dini yorumlar:

Armageddon'da savaşacak olanlar gökteki “Atanmış Kral” (Mesih) ile onu izleyen, emrindeki meleklerden oluşan göksel ordulardır. Karşılarında olanlar ise, İsrail'in de aralarında olduğu "bütün dünya kralları"dır. Musevi inancı İsa'yı Mesih olarak kabul etmediği gibi, onlar açısından Kitabı Mukaddes'in Malaki kitabından sonraki kısımları da geçersizdir. Bu açıdan da Armageddon sözcüğünün günümüzdeki İsrail kavramıyla bir ilgisi yoktur. Çünkü Armageddon savaşını ele alan Vahiy kitabı, Tevrat'ta değil İncil olarak adlandırılan kısımda yer alır. Ayrıca, Kitabı Mukaddes'te geçen İsrailSiyonYeruşalim gibi sözcükler, İsa'dan sonraki dönemde yalnızca gökteki asıllarını simgelemek amacıyla kullanılırlar ve ne yeryüzündeki İsrail devletini ne de harfî anlamıyla İsraillileri kapsar.[5] Ayrıca Armageddon için Tanrı'nın Savaşı olarak da söz edildiğinden anlamı daha geniştir. Dünya'nın Sonu ifadesi ise dünya sözcüğüyle neyin kastedildiğiyle ilgilidir. Dünya hem Yerküre için, hem de üzerindeki insanlar ve düzen için kullanılan bir sözcüktür. Vahiy kitabındaki kastedilen dünya, Dünya'nın üzerindeki eski düzenin taraftarları olan insanlardır. Vahiy kitabına göre ortadan kalkacak olan "önceki düzen"dir.[6]

Armageddon sözcüğü esas olarak kesin zaferi anlatmak için kullanılan bir terimdir. Dünya'nın eski düzeninin ortadan kalkacağına ilişkin güvenceyi perçinlemek amacıyla kullanılan bir sözcüktür. Çünkü geçmişte Megiddo'da yapılan her savaş daima bir tarafın tam zaferi ve diğer tarafın tam bir yenilgisi şeklindedir.

Vahiy kitabı Armageddon'a doğru oluşacak olayları da anlatır. Armageddon Savaşı öncesinde gerçekleşmesi gereken bir olay, Büyük Babil'in yok edilmesidir. Büyük Babil, Vahiy kitabında "Büyük Kent" olarak adlandırılır. Büyük Babil için aynı zamanda "Fahişe/Dünya fahişelerinin anası" ifadesi kullanılır. Buna göre Büyük Kent, Büyük Babil ve Fahişe aynı anlama gelir. Vahiy kitabındaki anlatımların simgelerle yapıldığı Vahiy 1:1'de belirtilmiştir. Bu nedenle buradaki anlatım simgeseldir ve fahişelik yapan gerçek bir kadını kastetmez. Bu fahişenin, dinsel bir fahişe ve iğrençlikler yapan biri olduğu açıklanır. Burada dinlerle ilgili olarak fahişe kavramının kullanılmasının nedeni, Tanrı'ya ait olduğunu iddia eden dinlerin siyaset ve ticaretle, dolayısıyla dünyayla iç içe olmasıdır. Büyük Babil olarak da adlandırılan bu fahişe, kocasının dışında başka erkeklerle ilişki kuran bir kadına benzetilir.

Vahiy kitabının diğer kısımları, bu fahişenin yeryüzündeki bütün Babil kökenli dinler olduğunu gösterir. Bu şekilde, sahte dinlerin kökeninin Babil Kulesi'nin yapılış zamanlarına gittiği de belirtilir. Babil Kulesi'nin yapımının engellenmesi ve insanların farklı diller yüzünden bölünmesiyle Şinar Ovası'ndan göçü, Peleg'in (Peleg: bölünme) doğduğu yıl olan MÖ 2269 yıllarıdır (bknz.: Başlangıç 11. bölüm). İnsanların yeryüzüne dağılmasına neden olan bu büyük göçle, aynı zamanda insanların dinsel inançları da gittikleri her yere dağılır. Birbirlerinden farklı gibi görünen bu dinler Kitabı Mukaddes'e göre Nimrod'la ve Babil Kulesi ile başlamıştır ve özde aynı sahte inançlara sahiptirler.

Vahiy 17:14'te ifade edilen "Kuzu'ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı'dır." sözü doğrudan Armageddon savaşıyla ilgilidir. Burada kuzu olarak kastedilen kişi Atanmış Kral'dır. Mesih sözcüğü Atanmış Kral anlamına gelir. Atanmış Kral İsa'nın gökteki adı Mikael'dir ve kendisine verilen görevi yerine getirmek amacıyla Armageddon Savaşı'nı başlatacaktır. Ancak, öncelikle bu savaş başlamadan önce "Yedi başlı, on boynuzlu kırmızı canavar" ile simgelenen Birleşmiş Milletler ve buna bağlı tüm uluslar "Büyük Babil"e saldırarak dünyadaki bütün sahte dinleri ortadan kaldıracaktır. Bu şekilde Armageddon Savaşı'ndan önce, Babil Kulesi'nin yapılışıyla ortaya çıkıp, Babil'den göçle bütün dünyaya yayılarak gelişip çeşitlenen tüm Babil kökenli dinler yok edilmiş olacaktır.

Bu olayın başlaması için gerçekleşecek işaret, ulusların belirgin bir şekilde yapacakları "barış ve güvenlik" ilanı olacaktır. Uluslar bu ilanı yaparak dünyanın sorunlarını çözme yolunda başarılı olduklarını iddia etmiş olacaklar. Ancak bu barış ve güvenlik ilanı, hiçbir şekilde ulusların Dünya'nın sorunlarını gerçekten çözdükleri anlamına gelmeyecektir. Bu olay "Büyük Sıkıntı" adı verilen bir dönemin başlangıcını oluşturacaktır. Büyük Sıkıntı'nın zirvesi ise Armageddon Savaşı'dır. Bu savaş yalnızca Canavar 666'yı ve Canavar'ın düzeninin sürmesini yeğleyen insanları yok etmekle kalmayacak, aynı zamanda Şeytan ve cinleri de yakalanarak 1000 yıl hapsedilecekleri "Uçuruma" atılacaklar, Armageddon Savaşı böylece sona ermiş olacaktır.

Kitab-ı Mukaddes'e göre, Armageddon eski düzenin sonu ve yeni düzenin başlangıcını oluşturan bir dönüm noktası olacak, Atanmış Kral (Mesih) Armageddon'dan sonra yeryüzünde 1000 yıl kral olarak hüküm sürecektir. Kitabı Mukaddes'e göre Armageddon'da hayatta kalacak insanlar, Atanmış Kral'ın yönetiminde Yeryüzünü cennete çevirecekler ve eski dünyanın bütün dertlerinden uzak sonsuz bir yaşama kavuşmuş olacaklar. Armageddon Savaşı eski düzenin yeryüzüne çevre kirliliği, türlerin yok edilmesi, savaşlar, terör gibi çeşitli şekillerde verdiği tahribatı engellemek ve Dünya üzerindeki düzeni ve yaşamı insanlar için yaşanabilir kılmak amacıyla tamamen yenilemek için yapılan son savaştır. Armageddon'dan sonra bir daha savaş olmayacak, tersine yeryüzünde tam bir barış ve güvenlik hüküm sürecektir. Armageddon'da olacaklardan bazıları şu şekildedir:

  • Gökteki güçler (Şeytan ve cinleri) cezalandırılacaklar.
  • Yerde insanlar cezalandırılacaklar.
  • Armageddon Savaşı'na Şeytan'ın ulusları Tanrı'ya karşı kışkırtması yol açacak. Harfi İsrail'in de içinde olacağı tüm uluslardan oluşan bir koalisyon, Magoglu Gog önderliğinde mecazi İsrail'e karşı dünya çapında bir saldırı başlatacak.
  • Armageddon'da doğa güçleri de kullanılacak.

  • Kurtulanlar olacak



Gog ve Magog Savaşı Hezekiel 38-39’da konu edilir. Onlar bunu Kıyamet öncesi büyük bir savaşla ilişkilendirir. Onlara göre “Gog ve Magog” liderliğindeki ulusların İsrail’e saldıracağı, ancak Tanrı’nın müdahalesiyle saldıranların yenileceği belirtilir. Onlar bugün bunu Rusya, Çin veya İran’ın İsrail’e karşı ittifakı ile ilişkilendiriyorlar.. Tapınağın Yeniden İnşası Hezekiel 40-48’de anlatılır. Bu, bundan sonra olacaklar için en büyük işaret olarak görülür. Düvelerin kurban edilmesi bu sürecin başlaması ile ilgili bir işaret olarak kabul edilir. Tapınak Enstitüsü süreci başlattı. Mescid-i Aksa’nın bulunduğu bölgedeki Mescid-i Aksa, Ömer Mescidi, Kıyamet ve Doğuş kiliselerinin varlığı onlar için en önemli sorunların başında geliyor. Aslında onlar Hz. Davud’u ve Hz. Süleyman’ı peygamber kabul etmiyorlar. Onlar için bunlar dindar baba-oğul, iki kral. Dolayısı ile mabed de tarihi ve kültürel bir miras. Oysa Müslümanlar için ayrı bir dini anlamı ve değeri var.

Hristiyanlıkta Vahiy Kitabı, Matta 24, Markos 13 ve Luka 21 gibi bölümlerde Hz.İsa’nın ikinci gelişi, Deccal’in ortaya çıkışı ve Tanrı’nın nihai yargısından söz edilir.

İsa’nın İkinci Gelişinden Matta 24:29-31, Vahiy 19:11-21’den söz edilirken, Hz.İsa’nın gökyüzünde bulutların arasından dünyaya döneceği, seçilmişleri toplayacağı ve Tanrı’nın krallığını kuracağı belirtilir. Onlara göre bu, “büyük sıkıntı” döneminden sonra olacak. Günümüzdeki doğal afetler (depremler, seller), savaşlar ve ahlaki çöküşü Matta 24:6-8’deki “savaş söylentileri” ve “doğum sancıları” ile ilişkilendirir. Örneğin, küresel iklim krizi veya pandemiler, bu kehanetlerin işaretleri olarak yorumlayanlar olduğu gibi, Mesih'in dönüşünü hızlandırmak için “Tanrıyı kıyamete zorlayanlar” da vardır. AntiChirit ve ve Sahte Peygamber Vahiy 13, 2. Selanikliler 2:3-4’de anlatılır. Bazı Hristiyan topluluklar modern dünyadaki karizmatik liderler, teknoloji devleri veya ideolojileri Deccal ile ilişkilendiriyor.. Yapay zeka, dijital para, Globalizm, küresel yönetim sistemleri, Vahiy 13’teki “canavarın işareti” (666) ile ilişkilendirilmektedir.

İslam dünyası Amik ovasındaki “Melheme-i Kübra” diye bir savaştan söz eder. Hristiyanlar “Armageddon Savaşı”ndan söz eder. Vahiy 16:16’da. Anlatıldığına göre bu savaş, İşgal altındaki topraklarda, “Armageddon” denilen yerde Megiddo Vadisinde gerçekleşecek.

Hristiyan dünyasında Kıyamet öncesi yedi yıllık bir “büyük sıkıntı”dan söz edilir. (Tribulation) denilen bu sıkıntıdan Matta 24:21, Vahiy 7:14’de söz edilir. Bu dönemde zulmün artacağı ve Tanrı’nın yargısının gazaba ve cezaya dönüşeceği anlatılır.

Armageddon'un Zamanı ve Belirtileri:

Armageddon'un başlayacağı zamanın işaretleri Kitabı Mukaddes'te verilmiştir. Ancak bu işaretler çoğunlukla gerçekleşecek olaylar şeklindedir. Sayı olarak verilen işaretler ise, Armageddon'un tarihini vermeyi amaçlamaz. Yine de alamet ilgili olayların zamanı, Kitabı Mukaddes'in tümünün birlikte değerlendirilmesiyle anlaşılır. Nebukadnezar'ın gördüğü rüyadaki heykel ve daha sonra Daniel peygamberin rüyetlerde gördükleri bu zamanların anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar. Burada anlatılanlar Canavar 666'yı oluşturan unsurların hangi sırayla birbirini takip edeceğine ilişkindir.Nebukadnessar rüyasında bir heykel görür ve Daniel peygamberin yorumuna göre heykelin altından olan başı Babil'dir. Daha sonra ise sırasıyla başka krallıklar dünya egemenliğinde öne geçeceklerdir. Babil'i sırasıyla Med-PersYunanRoma izleyecektir.

Heykel'in ayaklarıyla ikili yapıya sahip bir dünya gücünün egemenliği anlatılır. Bu ikili yapıdaki dünya gücü son dünya gücü olarak yerini alacaktır. Rüya'nın devamında Tanrı'nın dağından kopan bir taşın heykelin ayaklarına çarparak heykeli tümüyle parçalayıp yok ettiği anlatılır. Heykel'in ayaklarının ikili yapıda ortak bir dünya gücünü oluşturan Britanya ve ABD olduğu yorumu vardır. Daniel'in yaşadığı dönemde ilk dünya gücü olan Mısır ve ikincisi olan Asur imparatorlukları devirlerini tamamladıklarından, heykel ve hayvanlarla temsil edilen dünya imparatorlukları Babil ile başlar. Bütün bu imparatorluklar toplam olarak yedidir ve Vahiy kitabındaki "Denizden çıkan canavar"ın yedi başını oluşturur. Sıralaması: (1) Mısır, (2) Asur, (3) Babil, (4) Med-Pers, (5) Yunan, (6) Roma, (7) Britanya-ABD'dir.

Nebukadnessar'ın gördüğü başı göklere erişen devasa bir ağaçla ilgili rüyasında zamanlar da söz konusudur. Burada verilen zaman simgesel bir yedi vakittir. Buradaki ağaç ve bu ağaçla temsil edilen Nebukadnessar, asıl olarak Tanrı'nın Egemenliği'ni temsil etmektedir. Nebukadnessar'ın yedi vaktin sonunda krallığını geri aldığı gibi, Tanrısal Krallık da insanların elinden geri alınacaktır. Bu rüya ile eski İsrail'de Yahuda krallığının sona erdiği tarihten itibaren geçecek bir yedi vaktin olacağı ve bu vaktin sonunda ise, ağacın yeniden filiz (Krallık Filizi) vereceği anlatılır. Yahuda Krallığı Babilliler tarafından ele geçirilir ve bir süreliğine daha İsrailli krallar tarafından yönetilir. Ancak bu krallar Babil imparatorluğunun vasal kralları olarak hüküm sürerler. Bu nedenle Yahuda krallığı, Yeruşalim'in surlarının Babillilerce yıkıldığı ve İsraillilerin sürgüne gittiği MÖ 587 yılından 20 yıl önce, MÖ 607'de ortadan kalkmış olmaktadır. Burada önemli olan tarih Yeruşalim'in surlarının yıkılış tarihi değil, Yahuda krallığının sona erdiği tarihtir. Vahiy kitabı 3,5 vakitten 1260 gün olarak söz ettiğinden, yedi vaktin 2520 gün olduğu tespiti yapılır (3,5 + 3,5 = 7), (1260 + 1260 = 2520) ve gün kavramı Kitabı Mukaddes'teki başka sözlere dayanılarak yıl olarak hesaplandığında 1. Dünya Savaşı'nın başladığı 1914 yılına varılır. Mö. 607 ve Ms 1914'ün bitmiş yıllar olmadığı, ayrıca sıfır yılının da olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, bu süre toplamda 2520 yıl eder. Eğer bu 7 vakit (2520 gün) yalnızca harfi anlamda hesaplanacak olsaydı, bu durumda sadece 7 yıl olacak ve MÖ 600 yılını işaretlemiş olacaktı (MÖ 607 - 7 = MÖ 600). Nebukadnessar'ın rüyasındaki ağaç ile Atanmış Kral olarak İsa'nın ikinci gelişi birbiriyle doğrudan ilişkilidir. Çünkü konuda, Canavar'ın süresinin bitimine yakın zamanlarda İsa'nın Atanmış Kral olarak yetkisini kullanmaya başlayacağı anlatılır. Bu dönem İsa'nın Atanmış Kral olduğu "son günler"dir. Son günlere ilişkin olarak ise, öğrencilerinin İsa'dan kendilerine söylemesini istedikleri belirtiler - alametler bu dönemin nasıl olacağını gösterir. İsa Atanmış Kral olarak yetkisini kullanmaya hazır olduğu dönemin başlıca işaretlerinin savaşlar, kıtlıklar, depremler ve salgın hastalıklar olacağını söyler. Ayrıca kötü bir insan soyu da alametin bir parçası olacaktır. İsa ikinci gelişinin alametiyle ilgili bilgileri halka değil, kendisinden bu konuda bilgi isteyen öğrencilerine vermişti. Bu nedenle Armageddon'dan önce geçip gitmeyecek olan nesil ile kastettiği kişiler de bunlardı.Atanmış Kral Armageddon öncesinde bütün insanlarla ilgili olarak bir yargıda bulunacak ve buna göre insanlar ölüm ya da yaşam için işaretlenecekler.

Olayların Sırası:

  • İsa'nın Atanmış Kral olarak hazır bulunuşu: İsa'nın Daniel kitabına göre Atanmış Kral olarak tahtına geçişi arasındaki 2520 yıllık dönemin bitişidir MÖ 607. Bu tarihten itibaren son günlerin belirtilerinin - alametinin görüldüğü bir dönemin oluşması. Belirtilerin tümü birden aynı dönemde meydana gelecek ve hepsi tek bir alameti oluşturacaktır. Benzer şekilde geçmişte de olmuş savaşlar, kıtlıklar, depremler, salgın hastalıklar, yozlaşmış bir insan toplumu, yeryüzünün kirletilmesi şeklindeki belirtiler, tümü birden aynı dönemde gerçekleşmediği için alameti oluşturmazlar. Bu dönemdeki "bütün bu olayları(alameti)" gören bir neslin tümü ölüp, gitmeden son gelecektir. Ancak İsa'nın burada söz ettiği nesil tüm insanlarla ilgili değildir. Çünkü İsa bu sözleri söylediğinde yalnızca kendi takipçilerine hitap etmiş ve gelecekte onlarla aynı konuma sahip olacak olan takipçileriyle ilgili bilgi vermiştir. Bunlar 144.000 kişi olarak adlandırılan bir gruba ait bireylerdir ve söz konusu nesil bunlarla ilgilidir.
  • Atanmış Kral'ın Krallığı hakkında duyuru yapılması: İncil sözcüğünün anlamı müjdedir ve Atanmış Kral'ın dünya yönetimini ve yeryüzü üzerinde yapacağı değişiklikleri kasteder.[37]

  • Ulusların "barış ve güvenlik" ilanı yapmaları: Ulusların dünya sorunlarını halletme yönünde önemli ilerlemeler sağladıklarını iddia etmeleri. Bu iddialar yalnızca sözde kalacak ve gerçek bir "esenlik ve güvenlik" söz konusu olmayacak.
  • Ulusların Tanrı'nın yönlendirmesiyle sahte Babil dinlerini yok etmeleri: Barış ve güvenlik ilanının yapılmasıyla sahte dinleri yok etmek üzere belirlenen zaman gelmiş olacak.
  • Armageddon'da ilk saldırıyı uluslar başlatacak: Şeytan ve cinleri bütün ulusları Tanrı'ya karşı savaşmak üzere kışkırtacak. Şeytan ve cinlerin, Tanrı'nın kendisi için ayırdığı "koyun" türünden insanları yok etmek üzere bütün ulusları saldırıya geçirmesi Armageddon'un başlamasına yol açacak.
  • Armageddon'un başlaması: Tanrı'nın kendi toplumunu korumak için derhal harekete geçerek bütün bu ulusları tümüyle yok etmesi. Tanrı bunları yaparken Atanmış Kral İsa'yı (Mikail) ve melek ordularını kullanacak. Armageddon savaşı bütün Yeryüzü'nü kapsayacak ve şiddetli olacak; ancak Armageddon'un şiddeti Yeryüzü'nü bir daha yaşanmaz hale getirecek derecede olmayacak. Armageddon'da Şeytan ve cinleri yakalanıp 1000 yıl için "uçurum"a - "dipsiz derinliklere" (dipsiz kuyu) atılacaklar ve etkisiz kılınacaklar. 1000 yıllık dönemin sonunda ise Şeytan ve cinleri tamamen yok edilecekler.
  • Atanmış Kral'ın 1000 yıllık yönetiminin başlaması: Armageddon'da yalnızca Atanmış Kral'ın tarafındaki insanlar sağ kalacaklar, diğerleri ise yok edilmiş olacaklar. Eski dünya düzeni ve destekleyicilerinin olmadığı yeni dönem, İsa'nın yeryüzünü iyiler için cennet haline getireceği göksel bir yönetim dönemi olacak. Atanmış Kral olan İsa'nın yanında 144.000 kişi kendisiyle birlikte yardımcı yöneticiler olarak hüküm sürecekler. Geçmişte ölmüş kişilerden birçoğu bu dönemde diriltilecekler ve bin yıl eğitim ve yardım alarak kusursuzluğa erişecekler. 144.000 kişinin en önemli görevlerinden biri de bu yardımı sağlamaları olacak.


https://tr.wikipedia.org/wiki/Armageddon


#######################################################


Melhame-i Kübra Nedir?


Melhame-i Kübra, İslam eskatolojisinde kıyamet alametlerinden biri olarak kabul edilen büyük bir savaştır. Bu savaş, Ahir Zaman’a dair hadislerde geçmekte ve kıyametin hemen öncesinde yaşanacağına inanılmaktadır. “Melhame” kelimesi, büyük katliam veya savaş anlamına gelirken, “Melhame-i Kübra” en büyük savaş olarak tanımlanır; yani tarihin en kanlı ve yıkıcı savaşıdır.

Hadislerde Melhame-i Kübra

İslami literatürde Melhame-i Kübra ile ilgili pek çok hadis bulunmaktadır. Bu hadisler, genellikle büyük çatışmalar, kaos ve Mehdi’nin gelişi gibi olaylarla ilişkilendirilir. İşte Melhame-i Kübra hakkında bazı önemli hadisler:

Roma ile Müslümanlar Arasındaki Barışın Bozulması

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) aktardığına göre, Müslümanlar ve “Romalılar” (Batılı güçler) arasında bir barış anlaşması olacak, ancak bu barış bozulacak ve büyük bir savaş yaşanacaktır:

“Sizler Rumlar ile güvenli bir barış antlaşması yapacaksınız, sonra arkanızdan hainlik edecekler. Tam seksen sancak altında size gelecekler. Her bir sancak altında on iki bin kişi olacaktır.” (Tirmizî, Fiten, 59; İbn Mâce, Fiten, 35)

Bu hadiste, seksen sancak altında toplanan büyük ordular, savaşın geniş çaplı ve yıkıcı boyutunu vurgulamaktadır.

Müslümanların Galibiyeti

Melhame-i Kübra sırasında Müslümanların galip geleceği rivayet edilir:

“Rumlar, A’mak ve Dabiq denilen yerlere ordu göndereceklerdir. Şam’dan onlara karşı bir ordu çıkacak. O zaman, o gün, halkın en hayırlıları arasında savaş vuku bulacaktır. Onlar savaşıp gâlip geleceklerdir.” (Müslim, Fiten ve Melahim, 34)

A’mak ve Dabiq, Melhame-i Kübra’nın geçeceği yerler olarak belirtilmiştir.

Savaşın Yıkıcılığı

Melhame-i Kübra’nın son derece şiddetli olacağı ve büyük kayıplara yol açacağı rivayetlerde ifade edilmektedir:

“Kıyametten önce birçok fitneler olacaktır. Melhame-i Kübra (Büyük savaş) vuku bulacak ve fetihler yaşanacaktır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335)

Bu savaşın, insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir felakete neden olacağı belirtilmektedir.

İstanbul’un Fethi ve Mehdi’nin Zuhrü

Melhame-i Kübra’dan sonra Müslümanların İstanbul’u fethedeceği, bu olayın Mehdi’nin zuhur edeceği dönemin başlangıcı olarak yorumlanmaktadır:

“Altı şey vardır ki, onlar olmadan kıyamet kopmayacaktır: Benim vefatım, Kudüs’ün fethi, iki ölüm ki (halkı) kırıp geçiren bir ölüm, malın çoğalması, Melhame, İstanbul’un fethi ve Deccâl.” (Müslim, Fiten, 40)

Savaşın Detayları ve Zamanlaması

Melhame-i Kübra’nın ne zaman gerçekleşeceği konusunda net bir zaman belirtilmese de, bazı alametlerle ilişkilendirildiği ifade edilmektedir:

“Kıyamet gününde yüz binlerce kişi ölecek. Melhame-i Kübra, Deccal ve Yecüc ve Mecüc ile ilgili olaylar peş peşe gelecektir.” (Ebu Davud, Fiten, 4)

Bu hadis, Melhame-i Kübra’nın, diğer kıyamet alametlerinin bir habercisi olarak büyük bir savaş olduğunu ve insanlığın en kritik dönemlerinden birine gireceğini anlatmaktadır.

Melhame-i Kübra’nın Özellikleri

  1. Yıkıcılığı: Hadislerde bu savaşın, yeryüzünün gördüğü en büyük ve en kanlı savaş olacağı, büyük bir yıkım ve insan kaybına neden olacağı vurgulanır.
  2. Mehdi ve İsa’nın zuhuruyla ilişkisi: Melhame-i Kübra, Mehdi’nin ortaya çıkması ve Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesi gibi büyük olaylardan önce yaşanacak bir hadisedir.
  3. Deccal ve kıyamet alametleriyle bağlantısı: Savaşın ardından Deccal’in ortaya çıkacağına ve Hz. İsa’nın Deccal’i öldüreceğine inanılır.


https://bilgi.zone/melhame-i-kubra-buyuk-savas-islamda-kiyamet-alameti/ 


#######################



Vahiyden beslenen kaynaklar kıyamet öncesi yaşanacak olayları, alametleri bildirirler.

Yahudi - Hristiyan - İslam kaynaklarına baktığımızda, kıyamet alametleri ile ilgili birçok konuda benzerlik görürüz.

Bunun dışında farklılık olarak Eski ve Yeni Ahit'e baktığımızda kıyamet alameti olarak büyük bir savaştan, Armageddon Savaşı ndan bahsedildiğini görürüz.

İncil'e göre insanlık tarihinin son savaşı olan Armageddon Savaşı gerçekleşecek ve bundan sonra yeryüzünde bir daha savaş olmayacaktır. Bu savaşta iyiler ve kötüler son defa karşı karşıya gelecekler ve kötülük sonsuza kadar bitecektir. 

Kelime olarak Armageddon, Megiddo'nun dağı mânâsına geliyor. Bu bölge tarih boyunca insanlık tarihini değiştiren büyük savaşlara sahne olmuş. İncil'de bu savaşlarla ilgili bilgiler mevcut. Tarihçilere göre en az 30 tane büyük savaş Megiddo'da gerçekleşmiş.

Bütün bu savaşların son büyük savaş ile farkı ise son savaşın, yani Armageddon'un İncil'e göre bizzat tanrının iyi ve kötü ile savaşı olması. Hristiyan ilahiyatçılar bu nedenle Armageddon'dan "tanrının savaşı" diye bahsederler.

İncil'e göre dünyadaki tüm krallar bu bölgede askerler ile beraber toplanacaklar ve atının üzerinde olan Hz İsa'ya karşı savaşacaklar. Başlarında Anti-Christ (Deccal) olacak ve eski Babil'in ruhunu temsil edecektir. Hz. İsa dünyayı karıştıran tüm zalimleri yok edecek ve dünyaya gerçek adaleti getirecektir.

Ardından yeni dünya düzeni kurulacak, dünya krallığı oluşacak ve yeni çağ başlayacaktır. Bu küresel hakimiyetin merkezi ise Kudüs olacaktır. Eski Roma İmparatorluğu şeklinde yönetilecek, ulus devletler kalmayacak ve uluslararası askeri güç oluşturulacaktır.

Bu nedenle bazı Hristiyan 'tarikatlar' Hz. İsa gelsin diye savaşın hemen gerçekleşmesini arzular ve bu yönde ciddi propagandalar ve eylemler yaparlar. Evanjelist literatürde buna "tanrıyı kıyamete zorlama" denir.

Evanjelistler kendilerini tanrıya bu konuda yardımcı olduklarını düşünürler. Kutsal kitaplarında geçen kıyamet alametleri gerçekleştirmek için çaba sarf ederler ve bu nedenle - sevmemelerine rağmen- Yahudilere destek olurlar, çünkü son savaşı Müslümanlar ve Yahudiler arasında olacağına inanırlar.

Savaşın gerçekleşeceğini inandıkları bölge Mezopotamya'dır. Mezopotamya, Irak, Kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Mezopotamya kelime anlamı ile "iki ırmak arasındaki bölge" mânâsına gelir ve bu bölge Dicle ile Fırat nehirleri arasındadır.

Aynı şekilde Tevrat'ta vaat edilmiş topraklar olarak görülen bölge Nil ile Fırat nehirleri arasıdır. Bu bölgede krallığın kurulacağını inanırlar.

Bazı kaynaklara ve Hristiyan tefsirlere göre savaşın çıkış nedeni bu bölgede kurulması planlanan bir Kürt devleti olacak ve büyük savaş Türklerle yapılacaktır.

Bu alametleri inanan kıyamet tarikatları sayısal olarak az, fakat lobileri sayesinde dış politikaları etkileyebilecek güçteler.

Özellikle ABD'de bulunan Evanjelistler tüm güçleriyle bu kehanetlerin oluşmasına yardımcı oluyorlar. Dolayısıyla bu fikir bilinçaltlarında bulunduğu sürece bu fantezilerini realiteye dönüştürme hevesinde olacaklar.

Örneğin ABD eski başkanı Ronald Reagan'ın 1981 yılında Armageddon ile ilgili sözleri kayıtlarda mevcut:

"Dünya tarihinde ilk kez Armageddon Savaşı'nın başlaması ve Mesih'in ikinci gelişi için her şey yerinde. "Eski Ahit'te ki antik peygamberlere ve Armageddon işaretlerine dönüp baktığımda, savaşın gerçekleşeceğini görecek kuşağın biz olup olmadığımızı merak etmekten kendimi alamıyorum."

Ümmet-i Muhammed'in Ortak İmtihanı Kudüs (Ali Yelgün) kitabının Armageddon Savaşı bölümünden yararlanılmıştır.


                               ………..NOT………


EVANJELİST İNANCI

Prof. Dr. Ali Köse (İlahiyatçı): "Evanjelik Hıristiyanlar, Hz. İsa'nın yeryüzüne geleceğine, Deccal ile savaşacağına ve 'Kıyamet Savaşı' denen bu savaşın Tel Aviv yakınlarındaki Armageddon denilen yerde olacağına inanırlar. Zaten Amerikalıların yıllardır hararetli bir şekilde İsrail'i desteklemesi bu teolojik arka plana dayandırılır. Ayrıca Evanjelik Amerikalılar, 1970'lerden itibaren kıyamet savaşının nükleer bir savaş olacağına, karşı nükleer gücün de Rusya'da bulunmasından dolayı kıyamet savaşının Rusya ile kopacağına inanırlar. Zaten Evanjelik liderlerden Pat Robertson, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali üzerine bir açıklama yapmış ve bu Putin'in Ukrayna'dan sonra Ortadoğu'ya yöneleceğini bunun da 'Kıyamet Savaşı' (Armageddon) başlatacağını söylemişti. Tevrat'tan da referans göstermişti. Dolayısıyla Armageddon meselesi sadece siyasi değil aslen dini kökenli bir meseledir…" 




FiLM: Armageddon, başrollerini Bruce Willis, Liv Tyler ve Ben Affleck'in paylaştıklar.



XXXXXXXX

.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hallo 🙋🏼‍♀️