1 Haziran 2023 Perşembe

Astro fiziği altüst eden Yasîn Suresi

Kur'an, Yasin Suresi'nin ilk ayetinde, hikmetlerle, mucizelerle dolu olduğunu, bizzat kendisi bildirmektedir. Daha önceki yazımızda, bu tür iki ayetten bahsetmiştik. Bunlardan birinin (Yasin 36),

Paul Dirack adındaki bir bilim adamına Nobel Ödülü kazandıran bilgiler içerdiğini diğerinin ise (Yasin 38), güneş sistemimiz hakkındaki bilgileri tamamen değiştirdiğini bildirmiştik. Bugün Kur'an'daki başka bir mucize ayete değineceğiz.

Zariyat Suresi'nin 47. ayetinde, kainat hakkında verilen bilgi, müspet bilim tarafından da bulunduğunda, 20. asrın en büyük keşfi olarak vasıflandırılmıştır. Halen dünyanın yaşayan en ünlü astro-fizikçilerinden Stephan Hawking, gençliğinden beri amansız bir hastalığın pençesinde kıvranmaktadır. Yürüyemiyor, konuşamıyor, tekerlekli sandalyeye mahkûmdur. Ancak pırıl pırıl bir beyne sahiptir. Bilgilerini çevresine bilgisayar aracılığı ile nakledebilmektedir.

Hawking'in kainat hakkında yazdığı eserlerden en ünlüsü "Zamanın Kısa Tarihi" ismini taşımaktadır. Bu eser, kainatın anayasası niteliğinde olup, bir çok dile çevrilmiştir. Bu kitabın bir bölümünün başlığı "Kainatın genişlemesi" dir. Hawking bu bölümde şöyle demektedir: "Kainatın genişlediğinin keşfi, 20. asrın en önemli buluşudur. Bu gerçeğin ortaya çıkarılması gecikmiştir. Neden bu zamana kadar gelip geçen bunca bilim adamı, böyle bir olayı hiç akıllarına getirmemişlerdir, şaşarım."

Sabit Kâinat Teorisi
Gerçekten de kainatın gittikçe genişlediği, büyüdüğü ancak 1930'larda Edwin Hubble adında Amerikalı bir bilim adamı tarafından ortaya çıkarılmıştır. Bu buluş, o zamana kadar kainat hakkındaki tüm bilgileri, inanışları ve buna bağlı ideolojik akımları kökten değiştirmiştir. Halbuki o zamana kadar hiçbir bilim adamının aklına getirmediği bir gerçek,
Kur'an-ı Kerim'in, Zariyat Suresi'nin 47. ayetinde ve 14 asır boyunca bütün açıklığıyla bulunuyordu.
Bu ayette Allah, "gök kubbeyi biz kendi ellerimizle yarattık ve onu genişleticiyiz" demektedir. Allah'ın Kitabı, bu gerçeği bütün açıklığıyla ifade ederken bilim 14 asırlık bir süreyi boşuna harcayarak, sonunda neden hiçbir bilim adamı bunu aklına getirememiştir diye üzüntülerini ifade etmektedir.
Binlerce yıldan beri bilim, kainatı değişmez, hareketsiz olarak kabul ediyordu. Değişmeyen bir şeyin ise bir başlangıcı ve bir sonu yoktur. Dolayısıyla bir yaradana da ihtiyacı olmaz diyordu.
Sabit Kainat Teorisi diye adlandırılan bu görüş o zamanlardan beri Allah'a inanmayanların, ateizmin önemli bir dayanağı olmuştur.
Halbuki Hubble, kendi inşa ettiği mükemmel bir teleskopla bilgi birikimiyle ve düzgün bir mantıkla, kainatın sabit olmadığını, devamlı hareket halinde bulunduğunu ve gittikçe genişlediğini ispatlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hallo 🙋🏼‍♀️