![]() | ||
Noga Hareuveni (1924–2007) war eine israelische Botanikerinund Judaistikerin.1994 wurde Noga Hareuveni mit dem Israel-Preis für seine Pionierrolle bei der Schaffung des biblischen Gartensund Naturschutzgebietes Neot Kedumim ausgezeichnet.
In den 1960er Jahren erfüllte sich Hareuveni den Traum seiner Eltern, die sich den Traum erfüllten, ein botanisches Reservat biblischer Pflanzen zu gründen, das heute Neot Kedumim heißt. Auf dem 253 Hektar großen Gelände kultivieren die Mitarbeiter des botanischen Reservats derzeit Zehntausende von Bäumen und anderen Pflanzen. Große libanesische Zedern sind die beeindruckendsten Bäume.
Salbei und Menora
Mrs. Frenkley ist besonders von einem Strauch namens Moriah inspiriert, der der Menora auffallend ähnlich sieht. "Der 25. und 37. Exodus. In seinen Kapiteln", sagt er, "erhalten wir einen sehr genauen Bericht darüber, wie der Handwerker Bezalel die erste Menora, den siebenarmigen Leuchter, für das Tabernakel am Sinai herstellte. Es wird gesagt, dass es mit drei geknöpften Zweigen auf jeder Seite des Hauptstammes und zahlreichen mandelförmigen Schalen und Blüten an jedem Zweig gemustert ist. Die Eltern von Dr. Hareuveni suchten nach dem botanischen Prototyp und identifizierten ihn als diese Moriah oder Salvia palaestina. Er gehört zur Familie der Salbeigewächse und sein sehr duftendes Öl wurde wahrscheinlich im Tempel verwendet. In der Bibel heißt es, dass das Verbrennen von süßem Weihrauch immer mit dem Verbrennen der Menora einhergeht."

Neot Kedumim bedeutet "gute alte Weiden (oder Wohnungen)".
Es ist ein biblischer Garten und ein Naturschutzgebiet.


Seçilmiş yayınlar
- Nogah Hareuveni'nin Helen Frenkley ile birlikte hazırladığı İncil'deki Ekoloji ; fotoğraflar: Nogah Hareuveni, Yaakov Reshef, Ran Caspi. 1974.
- Nogah Hareuveni'nin İncil mirasımızdaki doğa adlı eseri ; İbranice'den çevrilmiş ve Helen Frenkley tarafından uyarlanmıştır. 1980.
- Nogah Hareuveni'nin İncil mirasımızdaki ağaç ve çalı ; İbranice'den çevirip Helen Frenkley tarafından uyarlanmıştır. 1984.
- İsrail Devleti'nin Amblemi: İsrail'in Doğası ve Mirasındaki Kökleri Nogah Hareuveni tarafından; Helen Frenkley tarafından çevrilmiştir. 1988.
- Nogah Hareuveni'nin İncil mirasımızdaki çöl ve çoban adlı eseri ; İbranice'den çevrilmiş ve Helen Frenkley tarafından uyarlanmıştır. 1991.
Xx

Ben-Yehoshua ve diğerleri, "İncil'de Çıkış'ta (30:34) görülen Stacte, muhtemelen mürün sıvı halini ifade eder" diye yazıyor ve antik yazarların "aslında hasattan önce, bazen herhangi bir kesme işlemi yapılmadan ağacın kabuğundan akan, stacte adı verilen doğal olarak akan bir sakızdan" bahsettiğini belirtiyor.
ritüellerde kullanılan en önemli baharatlar" hakkında yazan Ben-Yehoshua ve diğerleri, opobalsamum'u "Gilead balsamı, ayrıca Yahudi balsamı, İbranice - tzori, nataf veya Apharsemon (Çıkış 30: 34)"
Reçine, limon veya turunçgil aroması, vanilya kokusu ve Commiphora myrrha'nın acı, büzücü aroması ile güçlü bir hoş kokulu kokuya sahiptir .

Afrika’da özellikle Yemen, Somali, Suudi Arabistan ve Etyopya’ya özgü bir bitkidir. Kızıldeniz, Hint Okyanusu kıyılarında da yetişmektedir. Arapça “murr”, Hintçe’de “bol, bola ya da hirabol”. “Mürrüsafi” ve “mirra" olarak da bilinir.
Antik mitolojide, özellikle Mısır tanrısı İsis ile ilişkili olarak karşımıza çıkar. Cenaze ve yas törenlerinde kullanıldığı bilinmektedir. Tarihçi Herodotos’un anlatımına göre, Mısır’da mumyalamada kullanılmıştır. Cenazenin bedeni kesilip içi boşaltıldıktan sonra, karnına dövülmüş saf mür ve çeşitli kokular doldurulmaktadır. Mısır’da, Thebes Nekropolisi’ndeki (mezarlığı) Deir el-Bahari Tapınağı’nın duvarlarında, kraliçe Hatshepsut’un (MÖ 1479-1458), Punt Krallığı’ndan getirdiği mür ağaçları betimlenmiştir.
Antik Mısır’da piramitlerde çalışanlara, banyodan sonra mür yağı ile masaj yapıldığı bilinmektedir. Aromaterapi, Mısır’da MÖ 3500’lerden itibaren görülür ve “mür yağı” sıklıkla kullanılmıştır. Tutankhamon’un mezarında “mür tütsüsü” kullanıldığı bilinir. Mısır’da 3. Hükümdarlık zamanında (MÖ 2650-2675) mumyalamada, mür yağı diğer yağlarla birlikte kullanılmıştır. Antik Mısır, Yunanistan ve İtalya’da, kutsal törenlerde, “mür tütsüsü” kullanıldığı bilinmektedir.
Theophrastus, Dioscorides, Plutarkhos ve Plinius gibi antik yazarlar mür’ün çeşitli kullanımlarından söz etmişlerdir. Dini törenler ile cenaze ve evlilik törenlerinde tütsü yapılırken ve ayrıca tıbbi reçetelerde kullanıldığı bilinmektedir. Çok sayıda Mısır parfümünde bu bitkinin kullanıldığını anlatırlarken, özellikle Plinius, Roma’ya 3000 ton kadar tütsü malzemesinin geldiğini ve bunun 600 ton kadarının myrhha olduğunu belirtmiştir ki bu Roma’da altın kadar değerlidir. MÖ 257’den bir papirüste ise “Mendes mür”’ünün küçük deri kaplarda saklandığı yazılıdır.
Romalı ünlü şair Ovidius’un, MS 8. yüzyılda basılmış olan, Metamorphōseōn Librī (Metamorfoz) isimli eserinde Myrrha’dan söz eder ve yakarışlarını dile getirir. Dante “İlahi Komedya”sında Vittorio Alfieri’nin “Mirra” sından etkilenmiştir.
Myrrha/mür bitkisinden ismini alan bazı yerleşimler bulunmaktadır: Smyrna (Σμύρνα: Smürna), Myra-Andriake gibi. Grek ve Lykia dilindeki kaynaklarda “Myrrh” olarak geçer.
Myra-Andriake yerleşiminde, “Commiphora myrrha”nın, kente özgü kokulu yağ üretiminde kullanıldığı, kazı çalışmalarında bulunan koku şişeleri ile anlaşılmıştır. Ayrıca, kilisenin kuzeyinde rastlanan mür yağı kutsama odası ‘Myrophylon’ ve mür yağı saklama odası ‘Myrophylakion’ bulunması, bu bitkinin kent için ne denli önemli olduğunu gösterir.
Mür ağacının reçinesinin çeşitli kokuların yapımında ve tıbbi reçetelerde kullanıldığı bilinmektedir. Ağız yaralarının giderilmesinde, gargara ve diş macunu olarak, spazm giderici, adet söktürücü ve solunum yolu hastalıklarında kullanılmıştır.

Eski Mısırlıların bir parfüm formülü (M.Ö. 1200) "sığır otu, labdanum, galbanum, günlük, mür, tarçın, tarçın otu, bal, kuru üzüm"den oluşuyordu.

XXXXXXXXXXXX
__Sığır otu, Sıracagiller familyasından, sarı çiçekler açan ve genellikle 60-200 cm boylanabilen, iki yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları tüylü ve kadifemsi bir yapıya sahip olan sığır otu, solunum yolu rahatsızlıkları, öksürük, balgam, cilt sorunları, kulak ağrısı ve idrar söktürücü etkileri gibi çeşitli tıbbi kullanımlara sahiptir. Geleneksel tıpta sıkça kullanılan bitkinin yaprakları ve çiçekleri çay olarak demlenebilir veya lapa şeklinde yaralara uygulanabilir.
__Labdanum, Cistus (Laden) bitkisinin yaprak ve dallarından elde edilen aromatik bir reçinedir. Pembe, mor veya beyaz çiçekler açan, çok yıllık bir çalı olan bu bitki, özellikle Akdeniz'de ve ülkemizde maki alanlarında yetişir. Tıbbi olarak balgam söktürücü, uyarıcı ve antibiyotik etkileri bulunan labdanum, aynı zamanda parfümeri, kozmetik, sabun yapımı ve gıda aroması olarak kullanılır.
__Galbanum bitkisi, Ferula galbaniflua adlı bilimsel adı olan, Orta Doğu ve Orta Asya kökenli, maydanozgillerden çok yıllık otsu bir bitkidir. Bitki, sarı çiçekler açar, metrelerce uzayabilir ve reçine, zamk ve uçucu yağ içerir. Tarih boyunca parfümeride, tütsülerde, geleneksel tıpta ağrı kesici ve spazm çözücü olarak kullanılmıştır.
__Günlük bitkisi, Boswellia ağaçlarından elde edilen doğal reçinedir. Tütsü, parfümeri, geleneksel tıp ve cilt bakımında kullanılan bu bitkinin sakızı, iltihap önleyici ve rahatlatıcı özelliklere sahiptir. Ağacın gövdesine kesikler açılmasıyla sızan süt benzeri salgının sertleşmesiyle oluşur ve Türkiye'de "akgünlük" veya "sığla ağacı" olarak da bilinir.
__
XXXXXXXXXXXX


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️