
Genel göreliliğe göre, kütleler arasında gözlenen kütleçekim etkisi uzayzamanın eğrilmesinden kaynaklanır.
Görecelik kütle ile enerjiyi ve enerji ile momentumu bağlar.
Kütle ile enerji arasındaki eşitlik, E = mc2 ile ifade edilir. Özel göreliliğin en ünlü sonucudur. Görelilikte, kütle ve enerji fiziksel özelliği açıklayan iki ayrı yoldur.

ışığın yer çekimi frekans kaymasıdır.
Bu kütleçekimi frekans kayması, bir kütleçekimi zaman genişlemesine karşılıktır. Çünkü yüksekteki gözlemci aynı ışık dalgasını, aşağıdaki gözlemciden daha düşük frekans ile gözlemler. Zamanın yüksekteki gözlemci için daha hızlı geçmesi gerekir. Böylece, zaman çekim alanındaki düşük gözlemci için daha yavaş çalışır.
Einstein bir çekim alanında ışığın kütleçekimi sapmasını tahmin etmiştir. Işık aşağı saptırılır.
kütleçekimi uzayda tek bir noktaya yani Dünya'nın merkezine doğrudur. Sonuç olarak, her vücudun diğer tarafa doğru bir hareket bileşeni vardır.
🏃🏻♀️Hareket denklemleri, fiziksel sistemin davranışını devinimsel değişkenler üzerinde tanımlanmış bir matematiksel fonksiyon takımı olarak izah eder. Bu değişkenler genellikle uzay koordinatları ve zamandan ibarettir, ama gerektiğinde momentumbileşenleri de kullanılır.🏃🏾
🔴Hareketin iki tane açıklaması vardır: dinamik ve kinematik.
🔻Parçacığın momenti, kuvvetleri ve enerjisi hesaba katıldığında dinamik geneldir.
🔻Kinematik, konumsal ve zamanla bağlantılı değişkenlerle ilgilendiği için daha basittir. Kinematik büyüklükler yer değiştirme (Y), ilk hız (İ), son hız (S), ivme (İ) ve zaman (Z) gibi kavramlardan doğar.
*Beyinin Paralel Çalışma İlkesi
⚠️Sinir bilim diyor ki, duygu, düşünce, davranış, inanç birbirinden ayrılamaz; etkileşim halindedir.Yani beyin paralel çalışır.‼️
Uzay zamanda en düz olan çizgilerdir. Ama yine de onlar ve düz çizgiler arasında önemli farklar vardır. Özel görelilikte, paralel jeodezikler paralel kalır. Gelgit etkileri olan bir çekim alanında bir genel durum olmayacaktır. Örneğin başta birbirine dayanan iki cisim Dünya'nın çekim alanına düşerse, onlar Dünya'nın merkezine düşerken birbirlerine göre de hareket edeceklerdir.
Gezegenler ve diğer astronomik nesnelerle karşılaştırıldığında, günlük hayatımızdaki insan, araba, ev hatta dağlar gibi nesneler daha küçük kütleye sahiptir. Bu tür nesneler söz konusu olduğunda, deney parçacıklarının davranışlarını yöneten yasalar ne olduğunu anlatmak için yeterlidir.

Uzay ve zaman gibi daha kapsamlı bir varlık olan uzay zaman ile farklı yönleri vardır. Enerji ve momentum sadece farklı birleşimlerdir, dört boyutlu niceliğe fizikçiler dört-momentum derler. Sonuç olarak, eğer enerji bir kütleçekimi kaynağı ise momentumda bir kaynaktır.
Stres-enerji tensörü
Stres-enerji tensörü, fizikte uzayzamaniçerisinde enerji ve momentumun özkütle ve akısını açıklayan, Newton fiziğindeki stres tensörünü genelleyen bir tensördür. Bu, maddedinin, radyasyonun ve kütleçekimsel olmayan kuvvet alanının bir özelliğidir. Stres-enerji tensörü, genel göreliliğin Einstein alan denklemlerindeki yerçekimi alanının kaynağıdır.
uzay zamanın madde içeriğini başka bir kavramı tanımlar, stres-enerji tensörü T ve bu prensip uzay zaman maddenin nasıl hareket ettiğini söyler ve madde uzay zamanın nasıl eğrildiğini söyler bu özelliklerin diğeriyle bağlantılı olması gerektiğini açıklıyor.Einstein, Rieman eğilim tensörünü ve G ile tanımlanan diğer geometrik kavram metrisi kullanarak bu ilişkiyi formalize etmiştir.

🔻Bir Riemann manifoldu, ancak ve ancak düz ise , yani Öklid uzayına yerel olarak izometrik ise sıfır eğriliğe sahiptir.
AÖklid vektör uzayı , gerçek sayılarüzerindesonlu boyutlu biriç çarpım uzayıdır. ( Öklid geometrisinin üç boyutlu uzayıydı.)
Şu anda bu Einstein tensörü olarak adlandırılmaktadır. Einstein denklemi;
G kütleçekim sabiti ve c ışık hızıdır. Bu denklem çoğunlukla Einstein denklemleri olarak ifade edilir. G ve T kavramlarının her biri birçok uzay zaman koordinat fonksiyonları ile belirlenir ve bu denklemler her fonksiyonun bileşenlerine eşitlenir. Bu denklemin bir çözümü, uzay geometrisini açıklar. Örneğin, Schwarzchild çözümü yıldız ya da kara delik gibi dönmeyen kütle etrafındaki geometriyi açıklar. Kerr çözümü ise dönen karadeliği açıklar.
Einstein şimdi teorinin klasik testleri olarak bilinen üç testi geliştirmiştir.

Metrik fonksiyon ve onun noktadan noktaya değişim oranı Riemann eğrilik tensörü denilen bir geometrik kavram ile tanımlanır.
Genel görelilikte, metrik ve Riemenn eğim tensörü, uzay zamanının her noktasında tanımlanır.
"Eğrilik" kavramı daha birçok uygulama buldu ve bölümsel eğrilik, sayıl eğrilik, Riemann tensör, Ricci eğrilik tensörü gibi kavramlar üretildi.

Vektörler arasındaki bağıntılar.
burulma derecesidir.
Stres enerjisinin değişken tanımları:
Yerçekimsel olmayan stres enerjisinin eş olmayan birçok tanımı vardır:
🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊🔊
Nörogliya, gliyal hücreler, merkezi ve çevresel sinir sisteminde yer alan hücrelerin çoğunluğunu oluşturan ve sinir hücresi olmayan hücreler.

Günümüzde nörobilim glia hücreleri için dört ana işlev tanımlamıştır: sinir hücrelerini sarmak ve onları bir arada tutmak, sinir hücreleri için besin ve oksijen sağlamak, bir sinir hücresini diğerlerinden ayırmak, patojenleri imha etmek ve ölü sinir hücrelerini kaldırmak.
Xxxxx
tüm kuvvetler şu dört temel kuvvete indirgenebilir:
Bunlara "doğanın dört temel kuvveti" denir ve evrende gerçekleşen her şey, bu kuvvetler tarafından yönetilir.
1.) Zayıf kuvvet ; Güneş'e güç sağlayan ve Dünya'daki çoğu yaşam formu için gerekli enerjinin üretilmesinde rol oynayan nükleer füzyon tepkimelerinde kritik öneme sahiptir. Ayrıca, arkeologların antik kemik, ahşap ve diğer eski eserleri tarihlendirmek için Karbon-14'ü kullanmasının sebebi de budur. Karbon-14, altı proton ve sekiz nötrondan oluşur. Bu nötronlardan biri protona dönüşünce, Azot-14'ü elde etmiş oluruz.
2.) Kütle Çekim Kuvveti ;Köprüden bırakılan bir taşta, Güneş'in yörüngesinde dönen bir gezegende ya da Ay'ın gelgitlere sebep olmasında da görülür.
Isaac Newton (güya ağaçtan düşen bir elmadan esinlenerek) kütleçekim fikrini ortaya atan ilk kişiydi. Newton, kütleçekimi iki nesne arasındaki sürekli çekim olarak tanımladı. Asırlar sonra Albert Einstein, genel görelilik teorisinden yola çıkıp; kütleçekimin bir kuvvet değil, nesnelerin uzay-zamanı bükmesinin sonucu olduğunu öne sürdü. Büyük bir nesne, uzay-zamanı; gergin çarşafın üzerine bırakılan büyük bir topun, zemine doğru esneterek daha küçük diğer nesnelerin topa doğru kaymasına sebep olmasıyla aynı şekilde etkiler.
3.) Elektromanyetik kuvvetler; aynı zamanda ışığın parçacık bileşeni olan, foton adı verilen kütlesiz kuvvet taşıyıcı bozonların yüklü parçacıklar arasında değiş tokuşu yoluyla aktarılır.Örneğin, bir kitabı masanın üstünde tutan normal kuvvet (yer çekiminin kitabı yere çekmesi yerine); masanın atomlarındaki elektronların, kitabın atomlarındaki elektronları itmesinin bir sonucudur.
Elektromanyetik kuvvet, sık sık karşılaştığımız şu gibi olaylardan sorumludur: sürtünme, esneklik, normal kuvvet, katıları bir arada ve belirli şekillerde tutan kuvvet vb. Hatta kuşların, uçakların ve Süpermen'in uçarken maruz kaldığı hava direncinden bile sorumludur.
4.) Güçlü nükleer kuvvet, atomun çekirdeğindeki protonları ve nötronları, ve bunları oluşturan kuarkları bir arada tutar. Güçlü kuvvetin küçük bir kısmı olan "kalıntı" güçlü kuvvet, protonlar ve nötronlar arasında rol oynar. Çekirdekteki protonlar aynı yüklü olduklarından birbirini iter ancak kalıntı güçlü kuvvet bunun üstesinden gelebilir, böylece çekirdekteki parçacıklar bir arada kalır.
DOĞAYI BiRLEŞTİRMEK:
Harvard Üniversitesi'nden Sheldon Glashow ve Steven Weinberg, Imperial College London'dan Abdus Salam'la birlikte; "elektrozayıf kuvvet" kavramını oluşturmak için elektromanyetik kuvvet ve zayıf kuvveti birleştirmelerinden ötürü 1979 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldüler.
⚠️''Her Şeyin Teorisi'' ni geliştirmek için, elektronükleer kuvvet ile kütleçekim kuvvetini birleştirmemiz gerekecek.‼ ️
Bununla beraber, fizikçiler makro evrenle mikro evreni birleştirmenin oldukça zor olduğunu düşünüyorlar; çünkü büyük, astronomik ölçeklerde kütleçekimi ön plana çıkıyor ve en iyi şekilde Einstein'ın genel görelilik teorisiyle açıklanıyor. Moleküler, atomik veya atom altı ölçeklerde ise kuantum mekaniği doğayı en iyi şekilde açıklıyor. Şu ana kadar kimse bu iki dünyayı (makro ve mikro) birleştirmeyi başaramadı.
Hikayeyi daha da karmaşık hale getiren ise, evrenin kabaca %95'ini oluşturan karanlık madde ve karanlık enerjinin görünmez alanı.
Xxx



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️