MÖ 2000 yıllarında yazılmış Gılgamış Destanı'nda, tanrıların oturduğu dağın önünde yükselir sedir ağacı. Kahraman kral Gılgamış'ın hikayesini anlatan bu Sümer destanında, Gılgamış, arkadaşı Enkidu ile canavar Humbaba ile savaşmak için sedir ormanına gider; onu öldürdükten sonra şehrini bayındır hale getirmek için ağaçların da çoğunu keser.
⚠️Gılgamış, kendi ölümünden korkmaya başlar ve ölümsüzlüğübulmayı umarak Büyük Tufan'da sağ kalmayı beceren bilge Utnapiştim'i ziyaret eder. {Ziusudra, Sümer mitolojisinde Tufandan kurtulan kişidir. Üç büyük dine göre Ziusudra'nın karşılığı Nuh Peygamberdir. Babilcede karşılığı Utnapiştim'dir.}‼️
Utnapiştim'in hikâyesinden Gılgamış Destanı'nın XI. tabletinde bahsedilir.
❗️Gılgamış Destanı, 1849'da Asurbanipal Kütüphanesi'nde keşfedilmiştir. 1870'lerin başında çevrilmesinden sonra bazı kısımlarının Tanah ile benzerlik taşımasından ötürü tartışmalara neden olmuştur.
Fenikeliler için son derece değerli bir ticaret ürünü olmuş. Komşuları Asurlular, İsrailliler, Mısırlılar, Babilliler, Persler satın almaya, vergi olarak talep etmeye ya da zor kullanarak elde etmeye çalışmış.
Gemilerini sedir ağacından yapan Fenikeliler, Akdeniz'i boydan boya dolaşan dünyanın ilk deniz ticareti yapan milleti olmuş; sedir kerestelerini lüks tüketim malları ve değerli hammaddelerle takas etmişler.
Kral Süleyman, Kudüs'teki tapınağını inşa etmek için sedir ağacını Lübnan'dan getirtmiş, kendisine sedir ağacı kerestesi ve ahşap ustaları göndermesi karşılığında Tir Kralı Hiram'a gümüş, bol miktarda zeytinyağı ve tahıl teklif etmiş.
Romalı yazar Vitruvius, antik dünyanın yedi harikasından biri olan Efes'teki Diana Tapınağı'nın çatısının sedir ağacından yapıldığını söyler. MS ikinci yüzyılın başlarında, Lübnan sedirleri tarafından o kadar değerliydi ki Roma imparatoru Hadrian, Doğu Akdeniz'de kalan ağaçlar için bir imparatorluk rezervi oluşturmak, onları korumak ve daha fazla kesilmesini önlemek umuduyla taş sınır işaretleri kurmuş.
Ağacın cins adı olan Cedrus’un kökeni Arapçada “güç ve kuvvet” anlamına gelen “kedroum” ya da “kedre” ile kozalaklı ağaç anlamındaki “kedros” sözcükleridir. Günümüzde kullanılan “kudret” kelimesinin de aynı kökten geldiği görülmektedir. Anadolu’da halen kullanılan “Dağların kadısı katrandır” sözüyle sedir ağacı kudretli, yargılayıcı ve takdir edici konumdaki erkeksi bir güçle özdeşleştirilmektedir. Hititler döneminden beri Sedir ağacı erkek tanrılarla özdeşleşir. Sedir ağacının kudretli erkek tanrılarla özdeşleşmesinin nedeni çok açıktır: Toros Sediri 1000 yıl kadar yaşayabilir, 40 metre boya 2 metre çapa ulaşabilir. Anadolu’da anıt ormanlar da oluşturan anıt ağaçlardan biridir.
Anadolu’daki Toros Dağları’dır. Sedir Ağacı Anadolu’da biri endemik iki çeşitle temsil edilir. Bunlardan birincisi Toros Sediri olarak bilinen Cedrus libani var.
Anadolu’da anıt ormanlar da oluşturan anıt ağaçlardan biridir. 1200-2000 metre yüksekliklerde yetişir. Çok kar yağan alanları seven bir ağaçtır.
Mis gibi kokan değerli bir ağaç
Hititler zamanında Toros Sediri (Cedrus libani) dinsel törenlerde tütsü olarak kullanılırdı. Baş tanrı Taru’dan adını alan Toros Dağları’nda yetişen bu sedirimiz herhalde baş erkek tanrı Taru’nun kokusunu taşıyordu Hitit insanına.
Hititlerin de dediği gibi “sedir ağacının tatlı kokusunu duyun”.
Hititler ayrıca sedir ağacından elde ettikleri sakızı şarap ile karıştırırlar, şaraplarını sedir kokulu içerlerdi.
Hititler sediri bölgelerine getirmişler
Yine bir Hitit ritüelinde sedir ağacından yapılmış bir kaptan bal ve çeşitli yağların şarap kabına damlatıldığı anlaşılmaktadır. Sedirle ilgili bir Hitit metninde; “rahip Krala sediri verir… su kabını alır …suyu sedir ağacından kralın ellerine döker” denmekte, ayrıca Kraliçe Puduhepa’nın Arinna şehrinin Güneş Tanrıçası’na ettiği bir duada Anadolu’nun sedir memleketi haline getirildiği belirtilmektedir. Hitit çekirdek bölgesinde (Kızılırmak nehrinin çevrelediği bölge) doğal olarak yetişmeyen ağacı bu alanlara getirerek diktikleri gibi bir sonuca da ulaşabiliriz.
Sarayların, tapınakların malzemesi
Hititler döneminde, MÖ 13. yüzyılda Mersin ili sınırları içerisinde yer aldığı tahmin edilen Ura antik kentinden yöre tüccarları sedir ağacı tomruğu ihraç etmekteydi. (7) Antik çağlarda Toros sediri gemi yapımında da kullanılan çok makbul bir ağaçtı. Ayrıca sedir ağacından MÖ 1000’lerde çalgı aletleri ve mobilya da yapılırdı.
Demir Çağı’nda, Ortadoğu’nun süper devleti konumuna gelen Asur devletinin Kralı III. Tiglath Pileser yazıtlarında, Suriye seferinde topladığı ganimeti kullanarak kendisine sedir ağacından Suriye ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü mimaride (Bit Hilani mimarisi: Kargamış ve Zincirli’deki yapılardan bilinen bu mimaride, bağımsız yükselen kare veya dikdörtgen bir platformdaki yapılara sütunlu girişlerle ulaşılmaktadır) bir saray inşa ettiğini söyler.
Sedir eski Mısır’da saraylar, tapınaklar, lüks binalar, binaların kapı ve pencerelerinin yapımında, içinin süslenmesi ve döşemesinde ve mobilya yapımında kullanılmıştır. Firavunlarla yüksek düzeydeki devlet adamlarının tabutları sedirden yapılmıştır. Fenikeliler de sediri tapınak ve sarayların taşıyıcı kirişi olarak, ev, kadırga, gemi inşaatı, sütun, kapı, mobilya, sandık, ağaç oymacılığı ürünleri yapımında kullanmışlardır. Hoş kokulu, çok değerli, tarihi bir ağaçtır sedir.
MÖ 2700 yıllarına kadar uzanan kayıtlarda sedir ağacının, saray, mabet, tapınak, baraj, set inşası ile gemi ve mobilya yapımında kullanıldığı, mumyaların tabutlarının bu ağaçtan yapıldığı, mumyalama işleminde ağacın beyaz reçinesinden yararlanıldığı belirtilmektedir. Mısır firavununa yazılan bir mektupta, ağacın yaşadığı yer hakkında “orası göğü tırmalayan.. sedirlerle kaplıdır” denilerek Toros Dağları tanımlanmaktadır.

MÖ 700’lü yıllardaki bir metinde “Lübnan aç kapılarını, yangın ağaçlarını yutuyor; siz göknarlar feryat edin, zira sedirler öldü ve mükemmel varlıklar mahvoldu” şeklindeki bir haykırışla dile getirilmiştir. Altay Türkleri için Sedir ağacı tanrıya dua edilecek yerdir. Sedir ağacı antik çağın yedi harikasından biri olan Efes Artemis Tapınağı ile Gordion Kral Mezarları yapımları gibi pek çok alanda kullanılmıştır.
Sümerlerin Gılgamış destanında da geçen bir ağaçtır sedir: “Dağ oğlu Enkidu’yu yüreklendirdi Gılgamış/Kırkbeş okkalık balta, otuz okkalık kılıçlar/Ve sediri kesti. Bağırdı Humbaba uzaktan/Korularıma saldıran kim, sedire dokunan?”.
Konya’nın Süberde yöresinde yapılan polen analizlerinde Anadolu’da 8500 yıl öncesine ait sedir polenleri bulunmuştur. Tarihin hemen her döneminde kral mezarlarının, saraylarının, eşyalarının, savaş gemilerinin yapımında sedir ağacından yararlanılmıştır.
Tevrat’ta; Hz. Adem’in ölümünden hemen önce tanrıdan merhamet yağını dilediği ve bunun için de oğlu Şit’i görevlendirdiği, Şit’in cennet bahçelerindeki iyilik ve kötülük ağacından üç tohum aldığı ve babasının ağzına koyduğu, Adem gömüldükten sonra tohumların yeşererek zeytin, sedir ve selvi ağacına dönüştüğü belirtilmektedir. İncil’de de övgüyle söz edilir sedirden.
Hayal gücümüzü ve kültürümüzü zenginleştiriyor
Ülkemizde Cedrus libani var. libani ağacının kabuklarından elde edilen katran, deri hastalıklarında ve deri mantarlarına karşı, antiseptik olarak kullanılmaktadır.
Sediri gördüğünüzde, önce bir seyredin uzaktan o güzel endamını, sonra dokunun ona, eğer katranı sızmışsa dışarıya mis gibi kokusunu çekin içinize. Hititlerin de dediği gibi “sedir ağacının tatlı kokusunu duyun”. Sedir ağaçlarımız mükemmel görünümleriyle bizlere sadece estetik duygular yaşatmazlar, onlar binlerce yıllık kadim uygarlıkların kültür değerlerini, hayallerini ve inançlarını da günümüze taşırlar.

Hicaz demiryolunda Hacıları taşıyan vagonlar. 1900’lerin başları.
OSMANLI DÖNEMİNDE SEDİRLER HİCAZ DEMİRYOLU İÇİN KULLANILDI
Osmanlı İmparatorluğu’nun çok önem verdiği Hicaz Demiryolu’nun Şam-Medine arasındaki hattının 1900’lerin başındaki inşası sırasında Lübnan dağlarının sedirlerinin kullanıldığı biliniyor. Aynı şekilde Osmanlı döneminde demiryolu inşaatları için ve ayrıca Mısır’daki tersaneler için Alanya, Finike ve Antalya limanlarından giden sedirlerin kullanıldığı biliniyor.
‘AĞAÇ DEYİP GEÇMEMEK GEREK’
Düğmeli evlerin yapımında Sedir ağacının kullanıldığını bu nedenle yüzyıllardır yapının bozulmadan günümüze kadar geldiğini belirten Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, “İlginç olan olaydan bir tanesi de eğer bir gün Antalya’ya gelirseniz Akseki, İbradı ilçelerini ziyaret ederseniz oradaki mimari yapılarda düğme evleri göreceksiniz. Düğme evlerin yapımında da Sedir ağaçları kullanılmıştır. Bir ağaç sadece bir ağaç olarak görülmemeli. Tarih içerisinde çok önemli hikâyeler barındırabilir” dedi.
O Bir Ulusal Simge...
En kaliteli sedir ağaçları Türkiye'de yetişiyor ama bu ikonik ağaç Lübnan'ın ulusal simgesi. Öte yandan geçmişte kerestenin aşırı kullanımı ve böcek zararlıları, otlayan keçiler ve modern kış sporu etkinliklerinden kaynaklanan hasar nedeniyle bugün tehdit altında. Birinci Dünya Savaşı'nda kıyı bölgelerine yapılan demiryolu inşaatı ve sonra da trenlerin yakıt ihtiyacı, Lübnan'ın sedir stokunu hızla eritmiş. Lübnan Dağı'nda yetişen son bahçeler, Tanrı'nın Sedirleri (Horsch Arz el-Rab) olarak biliniyor. Korunmaları için 1998'de UNESCO Dünya Mirası Alanları listesine eklenmiş.
🌲
5.1. b- Sedir Yağı
Sedir ağacının damıtılmasından elde edilen uçucu yağ; dezenfektan olarak ve diğer tıbbi amaçlar için ilk olarak Mısırlılar ve Sümerler tarafından 5000 yıl önce kullanılmıştır. İsrailoğulları tarafından asırlardan beri Cüzzam hastalığının tedavisinde ve dezenfektan olarak kullanılmıştır. Süleyman peygamber zamanında da Sedir yağı üretildiği bilinmektedir.25
25- Sedir Yağı
Sedir ağacının damıtılmasından elde edilen uçucu yağ; dezenfektan olarak ve diğer tıbbi amaçlar için ilk olarak Mısırlılar ve Sümerler tarafından 5000 yıl önce kullanılmıştır. İsrailoğulları tarafından asırlardan beri Cüzzam hastalığının tedavisinde ve dezenfektan olarak kullanılmıştır. Süleyman peygamber zamanında da Sedir yağı üretildiği bilinmektedir.
Antik çağlardan beri "Esansiyel Yağın" antibakteriyel-dezenfektan özellikleri bilinmektedir. Esansiyel yağların; doğal olması ve yan etkisinin olmaması nedeniyle artık günümüzde insan, bitki ve hayvan sağlığıaçısından önemi anlaşılmış, bu konuda çeşitli araştırma ve incelemelerin konusu olmuştur.
Bitki uçucu yağların fitopatojen bakteriyel hastalık etmenlere karşı antibakteriyel etkinlikleri üzerine yapılan çalışmalar ile bitki uçucu yağların gıda ve insan patojeni bakteriyel hastalık etmenlerine karşı antibakteriyel etkinlikleri üzerine yapılan çalışmalar günümüzde önemi artarak devam etmektedir.
Çukurova Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar sonrasında Kekik Yağı'ndan hastane mikroplarını öldüren formül elde edildi. (TRT Haber - 12.12.2011 tarihli Gıda Mikrobiyoloji Uzm.Prof.Dr. Fatih Özoğul ile yapılan röportaj.)
🌲
Ülkemizdeki anıt sedir ağaçlarından Amber Katran, 2332 yaşında! Antalya’nın Kumluca İlçesi Dibek Tabiatı Koruma Alanı’ndaki anıt ağaç, Prof. Dr. Doğan Kantarcı’nın 1982 yılındaki araştırmaları sonucu dünyanın en yaşlı sediri olarak da kabul ediliyor. 1993 yılında ise Dibek Ormanı “Tabiatı Koruma Alanı” ilan edilerek 550 hektarlık sedir ormanı koruma altına alındı. Türkiye’de taş ocakları ve HES projeleri sedir ağaçlarının yok olmasına neden olan en önemli etkenler arasında. Bilimsel adı “cedrus libani” olan ağaç, Toros Sediri veya Lübnan Sediri olarak da adlandırılmaktadır. Lübnan’daki sedir ağaçları ise bilinçsiz şehirleşme ve küresel ısınma nedeniyle tehlike altında. Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) 2019 yılı verileri göre, Türkiye’deki her 46 ağaçtan biri sedir.












Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hallo 🙋🏼♀️